Uzman Psikoloğu Gizem Başkılıç Turan Akran Zorbalığı Sessiz Bir Tehdit
SANKO Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Psikolog Gizem Başkılıç Turan: “Akran zorbalığı yalnızca bir şaka değildir; uzun vadede özgüven kaybı ve ruhsal sorunlara yol açabilir.”
SANKO Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Psikoloğu Gizem Başkılıç Turan, akran zorbalığının çocuk ve ergenler arasında giderek yaygınlaştığını belirterek, “Akran zorbalığı, aynı yaş grubundaki bir birey tarafından fiziksel, sözel, sosyal veya dijital yollarla tekrarlayan şekilde yapılan incitici davranışlardır” dedi.
Uzm. Psikolog Turan, akran zorbalığının “çocukça bir şaka” olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederek, bu durumun özgüven kaybına, sosyal kaygıya, akademik başarısızlığa ve ruhsal sorunlara yol açabileceğini söyledi.
“Zorbalık sadece okulda değil, her yerde görülebilir”
Turan, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde kurulan arkadaşlıkların gelişim açısından büyük önem taşıdığını, ancak bu ortamların bazen zorbalığa da sahne olabildiğini belirtti.
“Okulda, mahallede, parkta ya da sosyal medyada ortaya çıkan akran zorbalığı, sadece mağdur olan çocukları değil, çevresindeki herkesi olumsuz etkileyen sessiz bir tehdittir” dedi.
Zorbalığın her yaşta farklı şekillerde görülebileceğini aktaran Turan, şunları söyledi:
Okul öncesi dönemde: Oyuncak paylaşmama, dışlama, itme-çekme,
İlkokulda: Lakap takma, alay etme, gruptan dışlama,
Ergenlikte: Sosyal medya üzerinden tehdit, dedikodu yayma, dışlama veya küçük düşürme davranışları sık görülüyor.
“Sessiz kalan şahitler zorbalığın sürmesine neden oluyor”
Akran zorbalığında üç rol bulunduğunu dile getiren Turan, “Zorba, kurban ve şahit üçgeni bu sürecin merkezindedir. Şahit olan çocuklar sessiz kaldığında, farkında olmadan zorbalığın devam etmesine zemin hazırlar. Bu nedenle öğrencilerin şahit olduklarında güvenli biçimde yetişkinlere haber vermesi çok önemlidir” diye konuştu.
“Ebeveynler çocuklarını yakından gözlemlemeli”
Zorbalığın her zaman açık şekilde fark edilmediğine dikkat çeken Turan, öğretmenlerin ve ailelerin çocukların davranışlarını dikkatle gözlemlemesi gerektiğini belirtti.
“Ebeveynler çocuklarının ruh hali değişimlerine, sosyal ortamlardan kaçınmasına, oyunlara katılmak istememesine dikkat etmeli. Çocuğunu yargılamadan dinleyen, duygularına alan açan ve güvenli iletişim kuran aileler, zorbalıkla mücadelede en güçlü destektir” dedi.
“Her çocuğun kendini güvende hissetmeye hakkı var”
Zorbalığa maruz kalan çocuklarda kaygı, kabus, özgüven kaybı ve içe kapanma gibi belirtiler görülebileceğini söyleyen Turan, bu durumlarda bir uzmandan destek alınması gerektiğini vurguladı.
“Zorbalık yapan çocukların da desteğe ihtiyacı vardır. Bu çocuklarda empati eksikliği veya duygusal yetersizlik olabilir. Empati ve sağlıklı iletişim becerilerini geliştirmek, okulda ve dijital ortamda daha güvenli ilişkiler kurulmasını sağlar” dedi.
Uzm. Psikolog Turan son olarak, “Akran zorbalığı bireysel değil, toplumsal bir sorundur. Çocuklarımızın güvenli, destekleyici ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için öğretmenlerin, ailelerin ve çevrenin ortak bilinçle hareket etmesi gerekir. Unutmayalım, her çocuğun kendini güvende hissetmeye hakkı vardır” ifadelerini kullandı.
KAYNAK: Maraştanhaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.