Fevzi Paşa Mahallesi Adını Nereden Almıştır?

Yayınlanma:
Güncelleme: 14 Mayıs 2025 10:38
Fevzi Paşa Mahallesi Adını Nereden Almıştır?
Editör

Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu İlçesinde yer alan Fevzi Paşa Mahallesihakkında merak edilenler

Maraş’ın en eski mahallelerinden biridir. Yakın döneme kadar Bektutiye Mahallesi olarak bilinir. Bu isim halk arasında hala kullanılmaktadır da. 1526-1562 Tahir Defterlerinde Begtutlu olarak geçmektedir. Zamanla Bektutiye olarak değişmiş ve öylece de kalmıştır.

Begtut Dulkadirli aşiretlerindendir. Bu aşirete mensup aileler halen Kahramanmaraş’ta yaşamaktadır. Mahalle eski Maraş’ın tam ortasında ve Bektutiye Camii merkezli bir yapılanma gösterir.

Belediye Meclisi’nin 08.03.2000 tarih ve 2/11 nolu kararı ile eski mevcut sınırının korunmasına karar verilmiştir.

Mevcut haliyle kuzeyinde Yörük Selim Mahallesi ve Gazi Paşa Mahallesi, doğusunda Kayabaşı Mahallesi, güneyinde Turan Mahallesi, doğusunda Kayabaşı Mahallesi, güneyinde Turan Mahallesi ve Ekmekçi Mahallesi, batısında ise Şehit Evliya Mahallesi yer almaktadır. Çınarlı Camii, Keşif Efendi Camii, Uzun oluk Hamamı , Uzunoluk Abidesi, Karacaoğlan Halk Kütüphanesi, Çocuk Bahçesi, Albayrak İlköğretim Okulu ve Kahramanmaraş İlköğretim Okulu mahalle sınırları içerisindedir.

Mahalleye ismi verilen Fevzi Paşa ‘nın tam ismi Mustafa Fevzi Çakmak’tır. Lakapları: Müşir, (Mareşal), Osmanlı paşası ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci ve son mareşalidir. Türkiye’nin ilk Milli Savunma Bakanı ve Türkiye Cumhuriyetinin ikinci ve son mareşalidir. Türkiye’nin ilk Milli Savunma Bakanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cumhuriyet dönemindeki ilk genelkurmay başkanıdır.

Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876’da İstanbul Anadolu Kavağı’nda Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi’nde tamamlandıktan sonra 29 Nisan 1893’te Harp Okuluna kaydolarak 28 Ocak 1896’da piyada teğmen rütbesiyle mezun oldu. Akabinde “Mekteb-i Erkan-ı Harbiye”ye girerek 25 Aralık 1898’de kurmay yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.

Bir süre Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) 4. Şube’de görev yaptıktan sonra 1899’da 3. Ordu’ya bağlı Metroviçe’deki 18. Fırka’nın kurmay heyetinde görevlendirildi. Balkanlar’daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907’de miralaylığa (albay) yükseldi. 1908 yılında II. Meşrutiyet ilan edildiğinde 35. Fırka komutanı ve Taşlıca mutasarrıfıydı. 1910’da Arnavutluk’ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu’nun kurmay başkanlığına atandı.1911’de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli’nin savunmasıyla getirildi. Balkan Savaşı (1912- 1913) sırasında 21. Fırka Komutan vekilliği ve Vardar Ordusu 1. Şube (Hareket Şubesi) müdürlüğünü yaptı.

1913’te 5. Kolordu Komutanlığı’na atandı. Mart 1915 ‘de rütbesi mirlivalığa yükseltildi.

I.Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Kafkas ve Suriye cephelerinde savaştı. 1918’de ferikliğe yükseldi.

Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri ile İstanbul’da bulunuyordu. 24 Aralık 1918’den 14 Mayıs 1919’a kadar Ferik rütbesiyle Osmanlı Devleti’nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (bugünkü genelkurmay başkanlığı) görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askeri Şura üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu’daki ulusal harekete silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin (16 Mart 1920) ardından Anadolu’ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, Nisan 1920’de Ankara’ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle karşılandı. Birinci dönem TBMM’YE Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920’de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından ulusal harekete silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin (16 Mart 1920) ardından Anadolu’ya geçmeye karar veren Fevzi paşa, Nisan 1920’de Ankara’ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle karşılandı. Birinci dönem TBMM’ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920’de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

3 Mayıs 1920’de Milli Müdafaa Vekilliğine (Milli Savunma Bakanlığı) getirildi. 24 Ocak 1921’de rütbesi TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral) yükseltildi. Kütahya, Afyon ve Eskişehir Muharebelerinde mirliva İsmet Paşa komutasındaki Garp Cephesi ordularının mağlup olup Yunanlıların Temmuz 1921’de Kütahya, Afyon ve Eskişehir Muharebelerinde mirliva İsmet Paşa komutasındaki Garp Cephesi ordularının mağlup olup Yunanlıların Temmuz 1921’de Kütahya, Afyon ve Eskişehir’i ele geçirmelerinden sonra İsmet Paşa ‘nın (İnönü) yerine TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral) yükseltildi. Kütahya-Eskişehir’i ele geçirmelerinden sonra İsmet Paşa’nın (İnönü) yerine TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi. 3 Ağustos 1921’de Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bizzat cephede harekatı yönetti.

14 Ocak 1922’de milli müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922’de icra vekilleri heyeti reisliği görevlerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz’un askeri planlarını hazırladı. Zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın (30 Ağustos 1922) ardından 31 Ağustos’ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın tavsiyesi üzerine TBMM tarafından Müşirliğe (mareşal) terfi ettirildi.

“Erkan-ı Harbiye-i Ummumiye Reisliği”ne atanan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim 1924’e kadar TBMM’de İstanbul milletvekilliği görevine devam etti. Mustafa Kemal Paşa’nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra 31 Ekim 1924’te askerlik görevini, siyasete tercih ederek İstanbul milletvekilliğinden istifa etti.

Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944’de 68 yaşına Askeri ve Mülki Tekaüt Yasası’na göre Tahdit-i Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı.

1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM ‘ de VIII. Dönem İstanbul milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946’da milletvekili seçilerek 22 yıl sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa, Demokrat Parti genel başkanlığı Celal Bayar’ın dönemin Cumhurbaşkanının demokratik seçimlere izin vermesi için söylediği “Devr-i Sabık yaratmayacağız” (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız) demesinden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948’de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi ‘ nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.

10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950’de Eyüp Sultan Camii’nden kaldırılırken, cenaze namazında yüzbinlerce vatandaş bulundu. Cenazesi İstanbul’daki Eyüp Sultan Mezarlığı’nda Küçük Hüseyin Efendi Dergahı türbesine defnedildi ve ailesinin isteğiyle Ankara’daki Devlet Mezarlığı’na nakledilmeli.

Maraş milli mücadelesini destekleyen ve yazdığı telgraflarla Maraşlılara cesaret veren Fevzi Çakmak Maraş’ı ziyaret etmiş ve Maraşlıların büyük sevgisine mazhar olmuştur.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.