Akşamsettin Caddesi Adını Nereden Almıştır?

Yayınlanma:
Güncelleme: 14 Mayıs 2025 10:36
Akşamsettin Caddesi Adını Nereden Almıştır?
Editör

Kahramanmaraş’ın Onikişubat İlçesinde yer alan Akşamsettin Caddesi hakkında merak edilenler

Necip Fazıl Kısakürek Caddesi’nden kuzeye doğru uzanarak Kadir Paşa Bulvarı ile birleşir. Caddeye ismi verilen Akşemsettin Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır. Asıl adı Mehmet Şemsettin’dir. Mutasavvıf ve din alimi olup 1389 yılında Şam’da doğdu. Küçük yaşta Babası Şeyh Hamza ile birlikte Göynük’e yerleşti. Burada medrese tahsili gördü, müderris oldu. Özellikle çeşitli hastalıkları tedavi ediyor, ruh hastalarında başarı gösteriyordu. Bunun için kendisine Tabib’ül-ervah yani Ruhların Doktoru ismi verildi. Daha sonra tasavvuf yoluna giderek Hacı Bayram Veli’ye intisap etti. Hacı Bayram-ı Veli’nin ölümünden sonra, onun halifesi oldu.

Akşemseddin daha sonra Edirne’ye geçti. Edirne sarayında bulunan Osmanlı padişahı II. Murat, bu genç, aşk dolu, her bilgide üstün, olgun sofiyi ziyaret eder ve oğlu şehzade Mehmet’in eğitim ve öğretimini üzerine almasını rica eder. Akşamseddin bu teklifi reddetmez. Yıllarca ona bilgi aşılar. Şehzade Fatih, padişah olunca da yanından ayrılmaz, Onun en yakın hocası ve danışmanı olarak görevini sürdürür.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un kuşattığı zaman bilgisine olduğu kadar şahsına da büyük değer verdiği aksakallı alim Akşemseddin de beraberinde bulunuyordu. Ayet-i Kerimeleri ve hadisleri tefsir ederek askere gayret ve cesaret vermeye çalışan Akşemseddin bu arada İslam dünyasının ulu kişisi Hazret-i Eyyub el-Ensari’nin İstanbul surları dibinde bulunduğu bilinen kabrini de bulmak istemişti.

Hazret-i Eyyub’un kabrini keşfettikten sonra manevi değeri asker nazarında pek büyümüş olan Akşamseddin’in duaları ile İstanbul de fethedilir.

Fatih, İstanbul’un fethinden sonra, bir ara hocasından kendisini dervişliğe kabul ederek irşatlarda bulunmasını ister. Akşemseddin bu teklifi:

“Sen devlet işlerini gereği gibi yerine getirmeye ve saltanatı devam ettirmeye mecbursun ve bununla görevlisin. Sen benim halvetime girersen dünyanın düzeni bozulur. Senin salik olman değil, malik olman lazımdır…” diyerek şiddetle reddetmiştir.

Artık kendi görevinin de bittiğine inanmıştır. Padişahtan Göynük’e gidip, orada dersleriyle uğraşması için izin ister. Fatih hocasını bırakmak istemese de, sonunda çare olmadığını görür. Hocasını Göynük’e uğurlar. Göynük’te bir köşeye çekilerek öğrencileri ve kitaplarıyla baş başa kalan Akşemseddin, Fatih’e yazdığı mektuplarda, ona, yeni ufuklar açar.

Ömrünün son altı yılını Göynük’te zikir, ibadet ve fakir hastaları tedavi ile uğraşarak geçirir ve 1459 yılında Göynük’te vefat eder.

Akşemseddin’in, bugün İstanbul Feyzullah Efendi Kütüphanesinde bulunan “Hayatın Maddesi ve Tıp” adında, Türkçe, el yazması iki büyük cilt eseri vardır. Ayrıca Hall-i Müşkilat, ve Makamat-ı Evliya gibi eserlerin bilim dünyasınca tanınmaktadır.

Herhalde onun en büyük eseri, Fatih Sultan Mehmet gibi büyük bir devlet adamını yetiştirmiş olmasıdır.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.