Hüseyin Yılmaz
Dünya İşleri Arasından Sıyrılıp Ufka Yolculuk Yapmak…
Günlük telaşlar, bitmeyen işler, ardı arkası kesilmeyen sorumluluklar… İnsan, çoğu zaman bu hengâmenin içinde kendini unutur. Oysa bir an durup ufka bakmak, sadece gözleri değil, gönlü de dinlendiren bir eylemdir. Ufka bakmak; geçmişi hatırlamak, geleceği düşünmek, bugünü anlamaktır. Dünya işleri arasında sıkışmış kalpler için bir nefes, bir yön, bir çağrıdır. Çünkü insan, sadece çalışan, tüketen, koşan bir varlık değildir. İnsan, düşünen, hisseden, yön arayan, yön veren bir yolcudur.
Ve işte Ufka Yolculuk tam da bu çağrıyı yapar: “Dur, düşün, oku, anla… Kendine dön.” Yarışma değil, bir diriliş seferidir bu. Dünya işleri arasından sıyrılıp, hakikate yönelmenin adıdır. Yeni bir başlangıç her zaman bir umut taşır. Ufka doğru atılan her adım, yalnızca gözlerimizin gördüğü uzaklığa değil, gönlümüzün de derinliğine yapılan bir yolculuktur.
Muharrem Nureddin Coşan Beyefendiye ait şöyle bir ifade bulunuyor:
“NASA’ya sonsuzluğun keşfinin uzayın dip köşelerinde değil, gönüllerimizin engin deryasında olduğunu haykırmak için EVET!”
Okumanın azaldığı günümüzde; biz Ufka Yolculuk’ta yalnızca “okumak”la yetinmiyoruz. Okuduklarını anlamak, anladığını hayata geçirmek için bir “dip dalga” oluşturuyoruz. Çünkü doğru bilgiyi öğreten kitap, sadece bilgi değil; yol gösteren, kalbi besleyen, aklı aydınlatan bir rehberdir.
İnsan mükemmel bir varlık… Kendini keşfetmeye başladığında “Adem iken âlem” oluveriyor. İşte bu 12 yıldır ilmek ilmek dokuduğumuz yarışmamızın her adımı bir yolculuktur. Bu yıl on üçüncüsünü düzenliyoruz. Her yıl bir konu, her yıl bir ufuk… “Oku, anla, yaşa, yaşat” şiarıyla yol alıyoruz.
Konular öyle seçiliyor ki herkesin ortak derdine derman olsun, gönülleri dinginleştirsin. Hira’dan başlayan yolculuk aslında içimize doğru uzanıyor. Çünkü amacımız belli: Derman olabilmek derdimize… İnsan bizim, çocuk bizim, yaşlı bizim, biz bizim. Ve biz, bizi Yaratan’ın emirleriyle yol alıyoruz, Ufka doğru.
Yolculuk, İslam ilmihaliyle başladı. En son A’râf Suresi 172. ayetteki ahdi hatırlattık: “İlk söz, sözleşmeni unutma…” Çünkü kulluğun ilk adımı hatırlamak, ikinci adımı yaşamak, üçüncüsü ise yaşatmak…
Bu yolculuk, bir yarışma değil; gönüllere dokunan bir seferdir. Ufuk, yalnızca gökyüzünde değil; içimizde açılan sonsuz bir penceredir. Ve biz biliyoruz ki, bu yolculuk bitmeyecek. Çünkü ufuk, yürüyene daima yeni bir yol gösterir.
Ufuk, gözde değil yürekte açılır,
Her adım bir nefes, her nefes bir ışık.
Okudukça anlar, yaşadıkça yaşatırız,
Ve yol devam eder, gönüller ufka doğru…
İyi niyet sahibi, sağduyulu kardeşlerle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.