Hüseyin Yılmaz

Hüseyin Yılmaz

Yaşanır mı ki güzellikler

İnsan Ramazan ile yaşar, yaşadığının farkına varır. Ramazanlaşır, aynalaşır, saf, berrak bir hal alır. O zaman bu zamandır. Zaman içinde zamandır. Ramazan'dır, hoş geldin diyebilmektir hüner. Misafir bilmektir, görmektir, misafire ilmek ilmek emek örmektir. Ahestedir zaman Ramazan'da. Ey insan! Bil beni, bul beni der; hız ve haz çağında. Kendini bilen, zamanı bilir ve hayatın bu anında hayatı yaşar. Rabbini bilir, işi bitirir.

Yaşanır mı ki eskide kaldı diyoruz ya, bizim de yaşadığımız tam da bu hayattır Ramazan'da, Bilen’e Gören’e. Ağır ağır çıkıyoruz basamakları, hayatın bu mübarek kılındığı anlarda, eteklerimizi götüremez dolduruyoruz insanî değerlerimizle. Sözde kalan, sadece yazılarımızda bahsettiğimiz, hasretle andığımız bu güzel vasıflarımızı öğrencilerimize kazandıralım, insanımızı eskimeyen değerlerimizle bezeyelim diye, üstelikte birçok yöntem ve teknik kullanarak. İşte onların hepsi bir kenarda kalıyor Ramazan’da, bu zamanda. Sabrı öğreniyoruz ikindiden sonra; yolsuz, yöntemsiz, zorlanmasız, zoraki, severek, isteyerek. Cahit Zarifoğlu'nun dediği gibi su içiyoruz, suyla birlikte içerisinde vitamin, protein, minerali de alıyoruz bedenimize.

Bedenimize oruç içiriyoruz. Aman Allah'ım! Bu ne muhteşemlik bu ne güzellik. Hepsi hayatımızda fıtraten bize bahşedilen. İnsan kılındığımız, insan olunduğumuz vasıflarımız. Bir çizgi var hayatımızın bu bölümünde çizilmiş ve çıkmıyoruz o çizginin dışına. Bu nasıl bir irade, bu nasıl bir dik duruş, özlemle andığımız, kazanalım diye uğraştığımız ama önümüze çıkan engelleri aşıp ta bir türlü kazanamadığımız. İşte O, hemen yanımızda hem de günlerce.

Teşekkür ederim Yüceler yücesi Yaratıcım! Beni bana bildirdiğin, gücümü keşfettirdiğin, imkânsızı imkânlıya çevirttirdiğin ve bunun olabileceğini bana gösterdiğin için Hakka’l yakin.

Namaza başlama tekbirinde elimizin arkasına attığımız, Allah ile aramızdaki engellerden, dünyalık mevki, makam, çoluk çocuk nasıl kurtulunacağını, hayatı saf hale nasıl çevrileceğini öğrettin, hatta uygulattın, yaşattın bizlere, ne mutlu o zaman, o insana, o ana, o Ramazan'a. Çekti kendini hız’dan haz’dan kapitalizmden…Kazandı insanlığı.

Gösterdi “terbiye edicim” bütün güzel hallerimi,

Gördü “insan” nelere sahip olduğunu,

Şükretti “zengin” elindekini ihtiyaç sahiplerine verme gücünün kendine hediye edildiğini,

Anladı “garip” herkesle aynı dünyada yaşadığını,

İmtihanı kazandı işte Ramazan'da tüm “güzel insanlar, müminler”,

Kazansın istiyoruz, ibadet edecek, “Müslüman olacak yürekler “

Hidayet nasip olsun “insanlığa,”

Duruşunu özünle birleştir. Yaratılış gayeni bildin, harekete geç, gereğini yap, misilsiz ecirleri kazanmanın yollarını öğrendin, hayata uygula, birey olarak çıktın yola, çoğaldın. İyiliğini de çoğalt, o zaman davetini yap, çalış çabala bana ne deme! Nefsin yok şu an ben’de,

Kıymetini bil, saf benliğin. Güç sende, derman sende,

Başla o zaman. Bu zaman, o zaman, işte Ramazan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.