Mutlu gülüşler için uzman tavsiyeler

Maraş Ortodonti Kliniği Doktor Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdem Hatunoğlu, ortodonti tedavisinin ne olduğu, aktif ve pasif tedavi sürecinde uygulanması gerekenler ve ortodontik tedavi ile ilgili doğru olarak bilinen yanlışları gazetemizde okurlarımızla p

Yayınlanma:
Güncelleme: 27 Kasım 2018 10:24
Mutlu gülüşler için uzman tavsiyeler

Ortodonti bilimini ve tedavi sürecinin çıkış noktası hakkında açıklamalar yapan Yrd. Doç. Dr. Hatunoğlu; “Diş bir uzmanlık dalı olmakla birlikte Avrupa’da ve dünyada kabul edilen ilk uzmanlık dalı ortodonti bilimidir. Dişin ve çenelerin bozukluğu, dişteki çapraşıklık veya boşluklar, çenelerde ki uygun olmayan pozisyon ilişkilerini konu alan diş hekimliğinin uzmanlık dalı. Tüm çene ve dişteki bozukluklar bu alan içine giriyor. Bebeklerin doğumundan başlayıp çene bozukluğu dudak damak yarıklığını konu alan ta ki erişkin ve yaşlı hastalardaki çene bozukluğuna kadar uzanan bir alan olarak kısaca tanımlayabiliriz” dedi.

ORTODONTİK TEDAVİLER NASIL YAPILMAKTADIR?

Ortodondik tedavinin neden kaynaklı olduğundan başlayarak tedavilerin nasıl uyguladığını açıklayan Yrd. Doç. Dr. Hatunoğlu; “Öncelikle ortodontik tedavi uygulanmadan önce hastada ki sıkıntının ne olduğunu tam anlamıyla algılamak gerekir. Problem nedir, hasta kaç yaşındadır buna göre analiz ve teşhisini iyi koymak gerekir. Öncelikle ortodontik problemin neyden kaynaklandığını anlamak gerekiyor. Genellikle günümüzde süt dişlerinin çok çabuk çürümesi diş kayıplarının erken olması alttan çıkan daim dişlerde bir çapraşıklığa sebebiyet veriyor. Bu yüzden çocuk hastalar ağırlık olarak daha fazla bir yer teşkil ediyor. Fakat çocuk yaştan itibaren tedavi olmamış bir erişkin, yetişkin hasta profiline ulaşmış hastalarımızda mevcut. Bunların durumuna göre çocuk yaşta ki uygulanan tedaviler ve erişkin yaşta uygulanan tedaviler farklılık arz edebiliyor. Genel olarak çocuklarda aparey dediğimiz takıp çıkarmalı ekipmanları kullanırken, erişkin hastalarda sabit dediğimiz dişlere yapıştırılan braket isimleri olan apareyleri kullanıyoruz. Tabi çeşitli ve çok daha teferruatlı kombinasyonlar söz konusudur” ifadelerini kullandı.

ORTODONTİK TEDAVİLERDE HERHANGİ BİR YAŞ SINIRLAMASI VAR MI?

Ortodontik tedaviler yapılırken herhangi bir yaş sınırlamasının olmayıp dişlerin çenenin içinde bulunmasının yeterliği olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Hatunoğlu; “Tedaviler diş bozukluğunda sadece oluşturuyorsa hastanın daim dişleri çıktığı yaştan itibaren yaklaşık olarak 11–12 yaşlarında dişlerin çıkması tamamlanmış olur bu yaştan itibaren 80–90 yaşlarına erişkin düzeye erişmiş bir hastaya ortodonti tedavisi yapılır. Yaş sınırlaması söz konusu değildir diş yeter ki çene içinde bulunsun biz çapraşık olan dişi istediğimiz gibi düzeltip yerine yerleştirebiliriz. Dikkat etmesi gereken nokta ise ergenlik öncesi ve sonrası dönemlerde tedaviler farklılık arz edebiliyor. Çene ile ilgili tedaviler özellikle buna muhatap oluyor. Dişlerle ilgili yine bir sıkıntımız yok fakat çene bozukluğu olan bir hasta ergenlik dönemi öncesinde farklı bir tedavi protokolü izlenirken, ergenlik sonrası çok daha farklı bir tedavi protokolü izlenmesi gerekebiliyor. Örneklendirmemiz gerekirse; çenesi ileride olan çok belirgin bir hasta profilini düşünelim. Bu profil 10 yaşındaki bir hastamızda söz konusu ise ağza takmış olduğumuz farklı ekipmanlar maske tarzı ekipmanlarla bunu düzeltebilirken aynı profil 20 yaşında erişkin bir bireydeyse bu sefer maske veya farklı ekipmanlarla değil cerrahi işlem yapılarak tedavi edilebiliyor. Dolayısıyla tedavinin şekli şemaili değişiyor. Elbette yine tedavi edilebiliyor fakat daha meşakkatli bir tedavi prosedürü işlenmiş oluyor o yüzden hastaların periyodik olarak ortodonti uzmanına gidip muayene olması gerekiyor ki erken müdahalede çok pratik ve kalıcı çözümler elde edilebiliyor” dedi.

ORTODONTİK TEDAVİ NETİCESİ OLARAK TAKILAN DİŞ TELLERİ, DİŞLERİN ÇÜRÜMESİNE SEBEP OLUR MU?

Dişlerde çürük oluşması için bakteri, plak ve diş unsurlarının bir arada olması gerektiğini ve diş tellerinin çürümeye sebebiyet vermediğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Hatunoğlu, şunları kaydetti; “Çürüğün oluşumu mekanizmasına ve etkenlerine baktığımız zaman ortada bir besin artığının olması gerekiyor. Bu besin artığını fermente eden bir bakteri popülâsyonunun olması gerekiyor ve çürüteceği bir dişin olması gerekiyor. Çürük oluşumu için gereken üç temel unsurumuz var. Plak, bakteri ve diş birleşirse ve aralarında üzerinden bir zaman geçerse yani uzun süre birlikte kalırsa bakteri plaktaki besini fermente eder ortaya bir asit çıkartır bu asit dişte çürüme meydana getirir. Bu ekipmanda aslında braketin, telin veya bu tarz bir tedavi materyalinin bir faktörü olmamaktadır. Yani diş teli dişi çürütmez ama diş telleri hasta ağzına girdiği zaman çok fazla temizlenmesi zor bir alan oluşur bu temizlenmesi olan alanlarda yiyecek artığı daha rahat birikir eğer hasta temizliğini düzgün bir şekilde yapmazsa burada bahsettiğimiz kombinasyon daha hızlı oluşur ve diş çürümesine yatkın bir ortam sağlanmış olur. Tamamen hastanın temizliği ve ağız bakımı ile ilgili bir durum. Yoksa diş teli çürütür algısı yanlış bir algı, diş teli olup diş fırçalanmadığı takdirde dişte çürüme meydana gelir. Diş çürümesinin oluşması için diş telinin olmasına gerek yok hasta ağız bakımını yapmadığı takdir dişte çürüme yine olur. Diş telleri takıldıktan sonra ki en önemli unsur ise diş temizliği çok önemli bir hal alıyor. Normalde ağızda teller yokken dudakla, dille, vücudun fizyolojik süreciyle dişler bir miktar temizlenirken artık o fizyolojik süreç artık kısıtlanıyor dolayısıyla bizim yardımcı ekipmanlarla daha iyi temizlememiz gereken bir süreç başlamış oluyor. Temizlik her tedavide olduğu gibi ortodondik tedavide de olmazsa olmaz en önemli unsurdur. Bunun yanında tedavi bağlı bazı dikkat etmemiz gereken durumlar oluşabiliyor, yeme içmede önlemler almamız, sert gıdalardan uzak durmamız, yeme içmede bazı kısıtlamalarımız var temizliğimiz çok önemli bir hal almış ve ağız bakımını çok iyi yapmamız gerekiyor”.

TEDAVİ SONRASI DÜZELTİLEN DİŞLER TEKRARDAN ESKİ HALİNİ ALIR MI?

Dişlerin eski haline dönme istediğinin olacağını fakat uygulanan tedaviler ile verilen talimatlara uyulduğu takdirde tekrardan bir bozulma meydana gelmeyeceğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Hatunoğlu; “Bir hasta düşünelim, 20 yaşında ve dişleri çapraşık. Uzun bir süre bu dişler çapraşık bir şekilde duruyor. Biz bu dişleri çeşitli tedavi yöntemleri uygulayarak dişleri olduğu pozisyondan daha farklı bir pozisyona getiriyoruz. Dişlerin pozisyonunu değiştirdiğimiz zaman dişleri kemiğe bağlayan lifler, ligamentler bir yerlerde çok geriliyor farklı yerlerde ise sıkışma yaparak tekrar iteklemek istiyor. Veyahut ta dişi ileri ya da geriye aldık. Diş dudak ve dil arasında denge halinde duruyor, biz bu dengeyi değiştirmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla tüm vücut alışık olduğu eski haline dönmek ister bu bilinen bir gerçektir tedaviden sonra dişlerde tekrardan eskiye dönme isteği olacaktır. Burada önemli olan şey bunu göz ardı etmek değil dişleri düzelttikten sonra yeni pozisyonuna dudağın dilin liflerin ve ligamentlerin uyum sağlayabilmesi için bir zaman tanımak gerekiyor. Aslında tedavi bitti dişleri düzelttik telleri söktük tedavi aslında bitmemiş oluyor. O pozisyonda durup orada stabilite kazanması için belirli bir süre ağızda dişlerin yeni vaziyetinde stabil durması gerekiyor. Bunun süresi değişik vakalarda farklı süreler de değişiklik gösterebiliyor. Fakat tedavinin aslında aktif dönemi bitmiş pasif ama kontrollü dönemi başlamış oluyor. Yani tedavilerimiz aslında daha uzun sürüyor. Teller söküldükten sonra rahatlamış ve tedavi süresi bitmiş olarak algısı oluşabiliyor lakin tedavi esasen bitmemiş oluyor. Biz, dişler tekrar eski haline dönmemesi için tedbir alıyoruz. Dişlerin içinden lingual retainer adında tel tedavisi uygulayabiliyoruz üzerine essix plak dediğimiz gece plağına benzer plaklar uyguluyor bu plaklarla dişlerin geri dönüşümü artık minimuma indirgeniyor dolayısıyla dişler geri istemesine rağmen fakat bizim almış olduğumuz tedbirler hastanın bizim telkinlerimize uyması dişlerde ki geriye dönüşü minimuma indirmiş olacaktır. Hiçbir zaman geriye dönüşü sıfır diye kesin cümleler kurmak değil fakat uzun yıllar bizim dediğimiz prosedürler hastalarımız uyguladığı takdirde dişleri düzgün bir vaziyette gülümseyeceklerdir” dedi.

EN YAYGIN DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Yaygın olarak ortodontik tedaviler konusunda bir çok yanlış algıların oluşturulduğunu ve asılsız tezler olduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Hatunoğlu; “En yaygını diş teli dişleri çürüteceği konusunda sorularla karşılaşabiliyoruz. Bilimsel olarak diş tellerinin dişleri çürüttüğü konusunda bir gerçeklik yok. Diş telini orada normalde uzun yıllar boyunca birleşik tutulsa orada bakteri veya besin artığı olmadığı sürece dişte herhangi bir çürüme oluşmaz bu temel olan bir yanılgı. Diş teli tedavisi belirli bir yaş gurubuna yapılır yanılgısı var. Genel olarak çocuklarda ve daha erken yaşlarda uygulanan bir tedavi yöntemi gibi algılaması çok yanlış. Bu düşünce artık son yıllarda silinmeye başladı çünkü bizim hasta popülâsyonuna baktığımızda daha çok ortaokul – lise talebesinden, üniversite düzeyinde ve erişkin hastaların kullanımı daha yaygın vaziyete gelmiş durumda. Dolayısıyla her türlü hastaya uygulanabilir. Fakat hastanın kendi sosyokültürel durumunu etkileyeceği için nasıl uygun görürse o şekilde tedavi yöntemleri uyguluyoruz. Saydığımız etmenler insanlarımızda en fazla yanlış bilinen doğrular olarak örneklendirebiliriz” ifadelerine yer verdi.

Erken teşhisin yararlı olduğu, teknolojinin gelişmesiyle artık daha kesin öngörülerinin olduğunu ve diş hekimlerinden çekinmemeleri gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hatunoğlu; “Hastalarımız diş doktorlarına gelmekten çekiniyorlar, çok fazla bir çekince var fakat artık eskisi gibi değil. Teknolojinin ciddi anlamda gelişmesiyle beraber çok net teşhislerimiz oluyor. Hastanın ileride nasıl bir tedavi göreceğine dair yorumlar yapabiliyoruz. Artık öngörülülerimiz keskin doğruluklar arz edebiliyor. Çocuklarını özellikle ergenlik dönemi öncesinde muayeneye getirmelerinde çok büyük faydalar var. Tedaviye başlayacak olmasalar bile bilgi sahibi olması ileride nasıl bir süreçle karşılaşacaklarını bilmesi adına çok önemli. Diş hekimi ve ortodonti uzmanlarından rutin muayenelerde çekinmesinler. Rahatlıkla gidip muayenelerini olsunlar ve varsa sıkıntısı sıkıntıyı örtmek yerine bunun üzerine gidip çözüm yolu aramaya başlasınlar, bizde kliniğimize bütün vatandaşlarımızı bekliyoruz bu konuda bilgi almaları çok önemli” diyerek vatandaşlara erken teşhis çağrısı yaptı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.