KURTUL: BİRLİKTELİK GÜÇTÜR, KUVVETTİR

İskur A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Kurtul, Ticaret ve Sanayi Odası’nda olması gereken yapı ve birlikte hareket etmenin gerekliliği ile ilgili olarak şunları söyledi:

Yayınlanma:
Güncelleme: 14 Temmuz 2020 12:51
KURTUL: BİRLİKTELİK GÜÇTÜR, KUVVETTİR

“Sosyal, ekonomik, demokratik yaşamımızda; birlikteliğin, paylaşımdaki, hakkaniyetin, liyakat ve bilginin yeri tartışılmaz bir gerçektir. Akıl ve sağduyu bu gerçeği ortaya koymuştur. Uzun deneyimlerden, sınama ve yanılmalardan sonra insanoğlunun benimsediği, kabullendiği bu gerçek ortaya çıkmıştır. Buna aykırı radikal çıkışlar hem yadsınılmış, hem de kabul görmemiştir. İnsanoğlunun yüzyıllar süren deneyimlerinden sonra edindiği ilke, ‘Birlikten güç doğar.’  ilkesidir. Aklın öngördüğü kural budur. Buna örnek, ders niteliğinde, birçok olay, kıssadan hisse, öteden beri anlatılır durur. Sözgelimi; Oğuz Kağan,  ‘Mete’  oğullarını, ders vermek amacıyla toplar, sadağından(okluk) bir ok çıkarır. Gövdesi kamıştan yapılmış oku iki parmağının arasında bastırarak kolayca kırar. Sonra da oğullarının sayısı kadar olan 11 okluk demeti çıkarıp, bütün gücünü kullanarak kırmaya  çalışır ve kıramaz. Buradan çıkarılacak dersi, oğullarına basitçe anlatmaya çalışır. Bölünmemenin, parçalanmamanın sayesinde tüm Asya’ya egemen Hun İmparatorluğu doğar. Buna eşdeğer onlarca örnek verilebilir. Yakın tarihimizde Yıldırım Beyazıt’la Timur arasında yaşanan Ankara Savaşı’ndan sonra fetret Devri dediğimiz dönemde, Anadolu’da; cılız sıska, güçsüz  16 devletçik hasıl olmuştur. Sürekli didişmeler, kavgalar, nahak yere insanlar ölmede, soykırımlar yaşanmaktadır. Ta ki Çelebi Mehmet’in, ortaya çıkıp da Anadolu’da birlik ve beraberliği sağlamasının sonunda üç kıtaya hükmeden Osmanlı Devleti çıkmıştır. Anadolu’ya; sulh, sükun, barış gelmiş, nahak yere insan kanı akmamıştır.

Bilimin, teknolojinin hızla gelişmesiyle bilim çağı sayesinde küreselleşen dünyamızda daha müreffeh yaşamak için insanlar kıyasıya mücadele halindedir. Gönül isterdi ki bütün dünya  üretimden, sosyal refahtan ortak, eşit pay alsın. Maalesef bu mümkün olmamaktadır. Her toplum öncelikli olarak, kendi toplumunu düşünmek durumundadır. İstesek de istemesek de realite bu. Öyleyse, bu kıyasıya süren rekabete bize düşen görev; bu toplumun bireyi olarak dayanışma içinde, güç birliği halinde üretken bir toplum olarak çabalamak, çağı yakalayıp insanımızın, sosyal ve ekonomik refahını artırmaktır. Biliyoruz ki ekonomik kalkınma sayesinde her şeyin daha iyisine sahip olunacaktır. Ekonomik kalkınmanın sonunda eğitim, sağlık hizmetlerinin, ulaşımın, iskan olmanın, her şeyin en iyisine sahip olunacaktır. Bu da insanımızı mutlu kılacaktır. Öyleyse, biz müteşebbislerin, ulusal görevi, birlik ve beraberlik içinde olmaktır. Bu ilke etrafında toplanmazsak vebal altındayız. İnsanın doğasında, benzerleriyle rekabet etme duygusu vardır. İnsanoğlunun uzun tecrübelerinin sonunda, serbest piyasa ekonomisi (liberalizm) dediğimiz ekonomik anlayış doğmuştur. Bu kıyasıya süren mücadelede akılcı, paylaşımcı bir yarış olmalıdır. Birbirinin mahvını ön gören vahşi mücadele olmamalıdır. Eğer bu mücadele amacımız olursa hem karşı, hem de kendi büyük zararlar görür. Her şey yakın çevreden başlar. Sonra, suya atılan taş gibi halkalar genişleyerek devam eder. Herkesin birbirini murakabe ettiği dar bir muhitte bir yükseliş trendi yakaladık. Allah’a şükür bu da devam ediyor. Kentimiz insanlarının sosyal refahı bu sayede artıyor. İnançlı insanlarız. Mülkün gerçek sahibi, Cenabı-ı Allah,tır. Bizler birer vesileyiz. Daha ilerisi, daha iyisi için birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Birbirimizi kabullenmede özveri içinde olmalıyız. Hepimizin eksiği, noksanı, hataları vardır. Hatadan Münezzeh olan ancak Cenab-ı Allah’tır. Son zamanlarda sıkça kullanılan empati yapma yani, kendini muarızının yerine koyma, onun gibi düşünme, hoşgörü bize çok gerekli. Akılcı olmak zorundayız. Duygularımız  çoğu zaman bizi yanıltır. Kuruntu yapmadan, kompleks geliştirmeden birbirimizin eleştirilerine açık olmalıyız. Her zaman yapıcı, olumlu eleştiriler insanı mükemmele ulaştırır.

Bu cümleden olarak, Akif,  ‘Doğar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey’i ümmetten,’ diyor. O yüce Peygamberimizin hadisini böyle ifade etmiş. Bu günkü Türkçemizle ifade edecek olursak;

‘Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır.’ diyor. Bütün kalbimizle iman ediyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.