Hüseyin Yılmaz

Hüseyin Yılmaz

KUR’AN-I KERİM’İN HAYATI KAVRAYIŞI

Kur’an-ı Kerim’in yirmi üç sene gibi bir zaman süreciiçerisinde inzal olduğu sıklıkla söylenen bir gerçeği yansıtmaktadır. Bucümlenin kanaatimizce en anlamlı vurgusu, Kur’an-ı Kerim’in mesajlarıile toplumsal anlayış ve değişimler arasındaki paralelliklerdir. DolayısıylaKur’an ile hayat arasında diyalojik bir ilişki söz konusudur. Nitekim biz bunuHz. Peygamber’in (s.a.s.) hayatında izleyebiliyoruz. Aliye İzzetbegoviç’in“Kur’an’ın bütün tefsirleri, onun Hadis’e yani hayata başvurulmadan anlaşılmazolduğunu göstermektedir” (İzzet Begoviç, 1994; 239.) sözü bu bağlamdaönemlidir.

 Öncelikle Kur’an, hayatın dekoderidir. O,kıyamete kadar geçerli olan evrensel prensipleri ihtiva ederken, buprensiplerin tarihsel süreçte ve hayatın formları içerisinde bir açılımı sözkonusudur. Dolayısıyla o, sadece bir dönemin hayatını değil, hayatıntüm dönemlerine yol gösterecek bir potansiyele sahiptir. İnsan hayatını tümboyutlarıyla kuşatıcıdır ve hiçbir boyutunu dışarıda bırakmaz. Hayatda Kur’an-ı Kerim’in hem tarih üstü hem de tüm tarihsel dönemler boyunca biraçılım zeminidir.

 Bu bağlamda Kur’an-ı Kerim’in zamana dayanıklıolduğunu söylemek mümkündür. Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim zaman içindetüketilemez. Bu bağlamda tarihsel kimi düşüncelerin özelde Kur’an-ı Kerim’izaman açısından sorunsallaştırıcı yaklaşımları, zımnen onun hayata dairyetersizliğini iddia etmiş olmaktadır. Diğer yandan insanlığın bilgibirikiminin Kur’an’ı aşacağına/aştığına olan vurgular da gerçeği yansıtmamaktadır.Gerçekte Davies’in de belirttiği gibi, “Bilginin birikimi, hiçbir zamankavramların anlamını tüketemez.” (Davies, 1996; 85.) Bu açıdan da Kur’anhayatı kavramaktadır.

 

Kur’an-ı Kerim, insana hayata bakışta bir pespektif veufuk kazandırmak niyetindedir. O, hiçbir zaman insanı detaylarda boğmaz. Tamtersine hayatın anlamını; hayata, insana, topluma, evrene nasıl bakılmasıgerektiğini anlatır. Tanrı-insan, insan-insan, insan-çevre gibi temel unsurlararasındaki ilişkileri ve hiyerarşileri kurar.

Kur’an-ı Kerim, insana hayata bakışta bir pespektif veufuk kazandırmak niyetindedir. O, hiçbir zaman insanı detaylarda boğmaz. Tamtersine hayatın anlamını; hayata, insana, topluma, evrene nasıl bakılmasıgerektiğini anlatır. Tanrı-insan, insan-insan, insan-çevre gibi temel unsurlararasındaki ilişkileri ve hiyerarşileri kurar.

 

Şunu çok iyi bilmekteyiz ki; objeler dünyasınınkendinden menkul bize sundukları bir anlam yoktur. Eşyadan hareket, son kertedebir materyalizm ve hedonizm üretmektedir. Kur’an-ı Kerim, ancak Allah’ın (cc)ezeli ve ebedi varlık olduğunu; insanı ve evreni yarattığını, kulluğun insanatemel bir görev olarak yüklendiğini; ölümden sonra bir hayatın varlığınıbelirtmektedir. Bu çerçevede dünya; ahireti kazanmanın bir imkanı ve geçici birkonaklama yeridir (Bakara, 36). Hayat; ancak tümüyle Allah’a (cc)vakfedildiği asli anlamına uygun yaşanır. Bunun dışındakiler “aldatma”, “iğva”ve “geçicilik” Öte yandan Kur’an-ı Kerim, insanın üzerinde yaratıldığı“fıtrat” bağlamında onu okumakta, fıtratıyla paralel bir hayat tasavvurusunmaktadır.

Kur’an, dünya hayatının geçiciliğinin öncelikle altınıçizerken, ahireti kalıcı bir yurt, varılacak yegane mekan olarak öneçıkarmaktadır (Bakara, 36-40).

 

Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin  Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’ndenalınmıştır.   Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.