Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

Müslüman mahallesinde domuz dersi verilir mi?

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü’nden ismi bizde mahfuz bir talebe (ismini verip de başını belâya sokmayalım) “…Bölümümüzde istenmemesine rağmen maalesef Domuz Besleme Dersi veriliyor. Biz bu dersi istemiyoruz. Sizden bunu haber yapmanızı bir takipçiniz olarak istiyoruz. İnşallah bu şekilde domuz dersini kaldırırlar…” diyen sâfiyâne bir imdat nidasıyla e. mektup göndermiş.

Müslüman mahallesinde domuz dersi anlatılır mı? Ah, laikçi Cumhuriyet rejimi nedir senden çektiklerimiz!

Kısa bir araştırma neticesinde öğrendik ki, adı geçen üniversite ile iki yıllık ziraat meslek yüksekokulları da dâhil birçok ziraat fakültesinin zootekni bölümleri ile veteriner fakültelerinde adı batasıca ders müfredatta yer almaktadır.

Milletten yana bir hükümetin icra-ı faaliyetine rağmen “Demokrasi var, gayrimüslimler var, turistler var” diye, adı batasıca “Domuz Yetiştiriciliği” dersi, dinî aidiyet ayırt edilmeden umumi olarak her talebeye veriliyor. İslâmların hâmisi bu ülke için yüz kızartıcı bir durum bu. Hiç olmazsa gayr-ı müslim talebe için mecburi olmalıdır.

Yüzümüzü kızartan, hüviyetimize leke düşüren “Domuz Besleme Dersi” Tanzimat ve Meşrutiyet Batılılaşmasında sınırlı olarak gayr-ı müslimler için geçerliydi. Kemalist Cumhuriyet Batılılaşmasıyla bu ders 1928’de İstanbul Halkalı’daki Yüksek Ziraat Mektebi’nin kapatılıp Ankara’da Ziraat ve Veteriner Yüksek Öğretim okullarına dönüşmesiyle okuyan her talebeye mecburi kılındı.

YÜZ KIZARTICI DERS CUMHURİYET’LE MÜFREDATA GİRDİ

Kemalist Chp hükümetlerinin eliyle1932 yılında laik-pozitivist müfredatlı Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulur. Kurucu Rektör Prof. Dr. Frederich Falke adlı hıristiyan bir Alman’dır. Ardından1933 yılında “Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Kanunu” çıkartılarak ziraat ve veteriner okullarında Domuz Besleme dersi müfredata giriyor

1940’lı İnönü’lü Chp döneminde burslu ecnebi talebeler de bu okullara alınarak, Müslüman talebelerle birlikte bu ders müşterek olarak verilmeye başlanır. Yüz kızartıcı ders maalesef Menderes Dönemi’nde de hız kesmeden devam eder. 27 Mayıs 1960’dan sonra daha da tahkim edilerek günümüze kadar müfredattaki yerini koruyor.

Durum böyle. Biz bu talebelere ne diyelim? Domuz Besleme Dersi ne olacak diye bir haykırın bakalım, kaç kişi ilgi gösterecek? Sosyal medya da dâhil, gazetelerde, televizyonlarda sabah akşam adliye, yargı, istihbarat ve güvenlik meselelerinde bol bol akıl veren, yazan ve konuşan muhafazakâr-milliyetçi ve dindar bir zümremiz var maşallah!

Millet ve medeniyet değerleri, Türk fikir hayatı ne durumda diye sorduğunuzda cevap alamazsınız? Tuhaf bir şey; Türkiye’nin istihbarat ve güvenliği hakkında herkes allâme, herkes ben bilirim, diyor. Fakat domuz meselesiyle ilgilenen yok.

Yılarca bu şenî dersin işkencesine mâruz kalan talebelere karşı yüzümüz kara. Onlara verecek şimdilik bir müjdemiz yok. Fakat yine de yüksek sesle haykıralım:

Ey bizi koruyan canımız ve gözbebeğimiz devlet! Ey milletiyle uyumlu ve bir olmaya çalışan hükümet! Domuz Besleme Dersleriyle bizim talebelere niye eziyet ediyorsunuz? Kaldırın adı batasıca bu dersleri! Sevindirin Müslüman mahallenin çocuklarını!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.