Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Habib Özdemir, yılın ikinci çeyreğinin seçim havasında geöçmesinden dolayı durağanlığın başladığını belirterek; “İkinci çeyreğinde de bir seçim havası olmasından kaynaklı millette bir tedirginlik vardı ve buna paralel bir durağan sürecin içerisine girildi. Seçimlerin de olmasıyla piyasada bir toparlanma bir canlanma beklenmesi rağmen maalesef süreç istediğimiz gibi gelişmedi. Birçok şey hem ülke ekonomisine hem de vatandaşın cebine yansıyarak olumsuz bir şekilde gelişti. Kur fiyatlarının istikrarsızlığı ve fırsatçıların kur farklarının üzerinde atışları piyasayı olumsuz olarak etkiledi ve doların düşmesine rağmen bu fırsatçılar kendi ürünlerinde fiyat bakımından herhangi bir düşüş yapmadılar. Bu durumları gördükten sonrada ilgili makam ve mercilere şikâyette bulundum, bunun bir vatandaşlık görevi olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında 2018 yılı üçüncü çeyreğinin hem ülke hem de vatandaş adına sıkıntılı geçtiğini düşünüyorum. Toparlanmak adına yeni fırsatlar bulup yeni kaynakla üreterek düze çıkılmasını ümit ediyorum. Son çeyrekte ise oturmuş sabit bir kur politikası seyrettik 2019 yılının da güzel gelmesini temenni ediyorum” dedi.

ŞEHRİ GELİŞTİRECEK DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ

Kent ekonomisinin gelişebilmesi adına bilgiler veren Özdemir, şehrin hem insani hem de kültürel değerlerine sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Özdemir; “Geniş perspektifte baktığımızda öncelikle Kahramanmaraş nüfusunun incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin; Nüfus cüzdanında Kahramanmaraş yazanların kaç tanesi Kahramanmaraş’ta yaşıyor ve dışarda yaşayan kesimin acaba ülke içerisinde şehirsel bir beyin göçü yaşanıyor mu bunu incelememiz gerektiğini düşünüyorum. Örnek veriyorum çok iyi avukatlık yapabilecek adını duyuracak Kahramanmaraş’ta böyle bir avukat varmış diyerek çevre illerden insan getirecek olan insanlar İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde mi? Böyle bir göç, böyle bir kayıp yaşıyor muyuz? Mega proje yapacak insanları acaba kaybettik mi? bunların değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışında öncelik bugünün değil de yarının Maraş’ı olarak değerlendirdiğimizde eğitimi ön plana alıp uzun soluklu planla yapılmalı. Gelecek nesillerin eğitimi ile şimdiden ilgilenirsek, kaliteli bir eğitim almaları ve birer meslek sahibi olmaları için çaba sarf edersek Kahramanmaraş ekonomisine şimdiden katkı sağlayacak verimli bir nesil olacağını düşünüyorum. Bir başka konuda şehre dışarıdan gelen insanlarda şehri gezme imajı gelişiyor mu? Alışveriş merkezinin merkezi bir noktada inşa edilmesi bu konuda bir kıvılcımdı lakin diğer taraflardan bakıldığı zaman şehrin silueti çok kötü. Bun uygun adımlarla şehre uygun bir giriş yapılıp geçenlerin şehre girme isteği uyandırılması gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda yöresel ürünlerimizin yeterince tanıtılmadığını, tanıtımının yeterli düzeye getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kuyumculuk sektörü Kahramanmaraş’ta gelişmiş ve totalde üretiminin çok yüksek olduğun biliyoruz, bu bağlamda şehrimize münhasır bir marka oluşturulması marka değerinin arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Bir markanın gücünün nelere mâl olacağını hesaplayabiliriz. Havalimanı hususu da büyük önem taşıyor. Gaziantep havaalanı merkezi bir noktada, Narlı’da olsaydı bununda yerel ekonomiye ciddi katkıları olacaktı” ifadelerini kullandı.

SİYASETÇİ HALKIN ARASINDA OLMALI

Halkın arasında bir siyasetçi profili görmek istediklerini belirten Habib Özdemir, açıklamalarına şöyle devam etti; “Halkın arasına girilip halkın sorunlarının dinlenmesi, birebir kamu yoklaması yapılıp insanların fikirlerinin mutlaka dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Siyasi kolla turizm açısından alternatiflerimize yatırımlar yapılarak bir cazibe merkezi haline getirilebilir, turizm bölgelerimizin modernize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yedikuyular kayak tesisimiz var ve Akdeniz bölgesinde kış turizminin olması mükemmel bir durum. Konaklama tesisleri kurularak turist çekmesine yol açılabilir. Siyasetçilerimizin turizm açısından ciddi adımlar atılması gerekiyor zira yerli ve yabancı turistler şehre girmesiyle birçok eksiğini karşılama ihtiyacı duyacak buda şehrin ekonomisine katkı sağlayacaktır. Denetimlerinde sıkı tutularak kişi veya kuruluşlarla ilgili olarak şehrin imajının dışarıya kötü lanse ettirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda işletmemizde kullandığımız bir üründe çok yüksek üç ayrı 50, 70 ve 100 TL tutarlarında fiyatlar aldık ve daha üzücü bir durum Gaziantep’ten 13 TL’ye satın aldık. Bunların denetlenerek yerel paranın dışarıya kaçmasının engellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Akabinde gelişen bir durum olarak şehrimizin yöresel değeri olan paçayı misafirlerimize bir lokantada ikram etmemizin ardından çay istedik. Aldığımız cevap ise; biz burada çay değil damak tadı satıyoruz oldu. Bu tür yaklaşımlarda elbette ekonomiyi olumsuz olarak etkileyecek ve paranın yerel piyasadan çekilmesine sebebiyet verecektir”