Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Aralık Kültür Sanat Sezonu kapsamında düzenlediği “Bir Kusurlu Rüya: Öykü Yazmak” adlı söyleşiyle edebiyatseverlere unutulmaz bir program sundu. Türkiye’nin ilk UNESCO Edebiyat Şehri unvanına sahip Kahramanmaraş’ta gerçekleştirilen etkinlik, usta yazarların öykü yazımının derinliklerini masaya yatırdığı verimli bir buluşmaya dönüştü.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü yazar Mustafa Köneçoğlu üstlendi. Programda, çağdaş öykünün önemli isimlerinden Aykut Ertuğrul ve Mehmet Cemil, öykü türünün doğası, yazarlık süreçleri ve edebiyatın insana temas eden yönleri üzerine samimi değerlendirmelerde bulundu.

Katılımcılar, hem öyküye dair teknik bilgileri hem de yazarların kişisel tecrübelerini yakından dinleme fırsatı bulurken, program edebiyatseverlerin yazarlığa bakışına yeni ufuklar açtı.

“UNESCO Edebiyat Şehri unvanı önemli bir sorumluluk”

Söyleşide konuşan Aykut Ertuğrul, kültürel etkinliklerin şehir yaşamındaki önemine vurgu yaparak,
“Deprem sonrası yeniden inşa sürecinde kültürel faaliyetler en az fiziki yapılar kadar kıymetli. Kahramanmaraş’ın Türkiye’nin UNESCO’daki ilk Edebiyat Şehri olması büyük bir gurur. Edebiyatla anılan bu şehirde edebiyatseverlerle buluşmak benim için çok değerli. Dinleyicilerin ilgisi, öykünün hâlâ en sahici anlatım biçimlerinden biri olduğunu gösteriyor” dedi.

“Öykü, bireysel ve toplumsal hafızanın güçlü bir taşıyıcısı”

Yazar Mehmet Cemil ise kısa öykünün derinlikli anlatım gücüne dikkat çekerek,
“Öykü; birkaç sayfada bir duygu, bir hayat ya da bir kırılma anını aktarabilen yoğun bir tür. Bu söyleşide öykünün hem kişisel hafızayı hem de toplumsal belleği nasıl diri tuttuğunu konuştuk. Kahramanmaraş’ın UNESCO Edebiyat Şehri kimliği, bu tür etkinlikleri daha da anlamlı hale getiriyor. Genç kalemlerin öyküye yönelişi, edebiyatımızın geleceğine dair umut veriyor” ifadelerini kullandı.

Edebiyatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği program, kültür sanat sezonunun öne çıkan buluşmalarından biri olarak kayıtlara geçti.