Mahallenin doğu kısmında Şehit İlbey Caddesi’nden başlayıp Pınarbaşı Mahallesi ile sınır çizgisini oluşturarak Ahır Dağı eteklerinden batıya yönelip Akdere Caddesi ile kesişir.

Caddeye ismi verilen Gebeloğlu Mustafa Gebeloğulları ailesindendir. Gebeloğulları ailesi Arkbaşı civarında, şimdiki Yeşilkart Bürosu karşısındaki Tekke’nin çevresine yerleşmişlerdir. Maraş’a erken dönemde gelir. Aslen Buharalı oldukları söylenir. Anlatılana göre Buhara’dan Doğubayazıt’a gelmişler oradan da Yavuz Sultan Selim tarafından Bayazıtoğulları ile birlikte getirilerek şehre yerleştirilmişlerdir. Aileyi kuran ve en erken gelen alim bir zattır. Gebeloğlu Mustafa’nın babası Osman Efendi de alimdir. Cumhuriyetin ilk yılları Diyanet kayıtlarına göre imamdır. Örev yaptığı cami ve medrese tek parti döneminde el konularak satılmış ve günümüze gelmemiştir. Yeri Arkbaşı civarında, kalıntıları halen var olan su kemeri yanındadır. Şadırvan havuzu ise halen yerinde durmaktadır.

Gebeloğlu Mustafa Kamil Efendi 1903’de doğar. İdadi ve Rüştiye’yi okur. Öğrenciliği yıllarında törenlerde diğer öğrencilerin başına geçip “Padişahım çok yaşa” diye selam durdurur. Başta Zekeriya Güvenen Hoca ve Hafız Ali Efendi’den olmak üzere özel şeri ilimler de tahsil eyler. Öğretmen olur. Cumhuriyetin ilk yıllarında da öğretmendir. Ders kitaplarında Sultan Vahdettin aleyhinde yazılan yazıları gördüğünde “ben gıyabında selama durduğum padişahın ardından hain diyemem” diyerek öğretmenlikten istifa eder. Toplumun yanlışlarını kabullenemez ve onlara küserek uzun yıllar evinden çıkmaz, eğitim ve öğretim çalışmalarını evinde devam ettirir. 1950 sonrası çok partili dönemde Boğazkesen Camii’nde imamlık ve Kuran Kursu hocalığı görevini kabul eder. 15 yıla yakın bir süre burada görev yapar. Kur’an makamıyla okutur ve öğretir. Kısa bir süre de olsa Mağralı Camii’nde de görev yapar.

Yakın civarlardan olduğu gibi Bursa gibi uzak yerlerden de öğrencileri olur. Uzaktan gelen öğrencilerini evinde barındırır, geçimlerini sağlar. Bu hizmetlerini 13 Haziran 1980’deki vefat tarihine kadar devam ettirir.

Babası Osman Efendi’den kalan kitapların yanı sıra kendi el yazısıyla çoğalttığı kitapları da vardır. Kitaplarını gözü gibi korur. Yapılan baskınlarda çiğnenip el konulmasın diye yağ tenekelerinde saklar. Naylona sarıp toprağa gömdüğü de olur. Çay tiryakisidir. Müziği sever. Öğrencileri arasında ilahi grubu oluşturur. Dünyada olup bitenleri takip eder. Öğrencileri arasında Hanefi Mahçiçek, Mustafa Poyraz, Eshabil Tanrıverdi gibi isimler vardır.

Şeyhadil Mezarlığı’ndaki mezar taşında şu ibareler vardır:

“Bir Şaban da vefat ettim

Rahmetinden umut ettim

Cuma günü yere yattım

Gebelzade Hoca idim”