Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kaşıkçı konsoloslukta öldürüldü'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, 'Kaşıkçı konsoloslukta öldürüldü' dedi.

Yayınlanma:
Güncelleme: 26 Ekim 2018 14:22
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kaşıkçı konsoloslukta öldürüldü'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili, “Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı, Türk vatandaşı bir hanımefendi ile yapacağı evliliğin resmi işlemleri için gittiği ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğundan bir daha çıkamadı. Hadisenin yetkili makamlarımıza haber verilmesinin ardından yapılan araştırma ve soruşturmalar bizi Cemal Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğü sonucuna götürdü. Bu arada Suudi yetkililerinden, oralardan da yapılan açıklamalar bizi ayrıca farklı bir endişeye sevk etti. O da neydi; Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluktan çıktığı ifadesiydi. Şimdi bu açıklamalar çok komikti. Cemal Kaşıkçı gibi bir insan konsolosluktan çıkacakta dışarıda bekleyen nişanlısını almayacak. Bunun izahı mümkün mü? Bu çocukça açıklamalar devlet ciddiyetiyle uyuşmaz, devlet adamlığıyla uyuşmaz. Tabii bunlar bizim de mesuliyetimizi daha da arttırdı. Emniyet, istihbarat ve yargı birimlerimizin titiz çalışmaları sonucunda mesele büyük ölçüde aydınlandı. Yine bakıyorsunuz ki Suudi önemli bir yetkili şu ifadeyi de kullanıyor. Diyor ki; öldürüldüğü artık ortada da nerede? Bu cesedi göstermeniz lazım. Buradan çıktı diyorsunuz, çıktıysa biz de diyoruz ki ispat. En sonunda 18 kişinin tutuklandığı kabul edildi. Burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor. Bu 18 kişi Cemal Kaşıkçı'nın kimler tarafından öldürüldüğünü biliyor. Bunun başka izahı yok. Çünkü fail bunların içinde. Fail bunların içinde değilse o zaman yerli iş birlikçi kim bunu açıklayacaksınız. Bunları açıklamadığınız sürece o zaman Suudi Arabistan bu zandan kurtulamaz. Biz şu anda merak edenlere elimizdeki bilgileri belgeleri orijinallerini vermemek suretiyle zaten verdik, veriyoruz. Suudi Arabistan'a da verdik. Onlar da bu bilgi belgeyi gördükleri zaman hepsi şaşırıyorlar. Kullandıkları ifadeler hele hele çok çok enteresan. Çünkü mesele sıradan bir mesele değil. Aslında fail belli. Şimdi buradan bir şeyler çıktı ortaya. Peki. Bu talimatı veren kim. Bu 15+3, 15 kişinin Türkiye'ye gelmesi talimatını veren kim? Cuma günü gelip buraya yerleşenler, ardından Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan gece gelenler kimlerin talimatıyla geldi? Bunu da yetkililerin açıklaması lazım. Elimizde başka bilgi belge yok değil, var. Ama çok aceleci olmanın da anlamı yok. Şimdilik ilk etapta Kaşıkçı'yı öldürenleri Suudi yetkililer açıklayacak” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN BAŞSAVCI İLE BİR ARAYA GELECEK
Pazar günü Suudi başsavcının Türkiye'ye gelerek İstanbul'da başsavcı ile bir araya geleceğini açıklayan Erdoğan, “Bu görüşmelerde bakalım ne gibi bir kanaat hasıl olacak. Fakat bütün mesele o son açıklanan yerli iş birlikçi kim? Çünkü bunu sıradan birisi açıklamıyor. Kim açıklıyor? Dışişleri Bakanı açıklıyor. Diyor ki; yerli iş birlikçiye verildi. Kim o? Onu bildiğine göre onu da bileceksin. Daha sonra böyle bir açıklama yapmadım diyor. Her yere düştü bu. Kimse zaten kalkıpta ben yaptım demez ki. Yapan bunu bir yerde bir nokta da işte öyle veya böyle ağzından kaçırır, şöyle olur böyle olur bunu söylerde, söylediniz. Ama her şeyden öte o da bir kenara bu 15 kişiyi Türkiye'ye gönderen kim? Bunlar tutuklu. Ama ben kendilerine söyledim. Dedim ki; bir defa siz konuşmasını bilirsiniz. Bu 18 kişinin içinde ne dönmüşse bu dolaplar bunların içinde. Eğer bunda kararlıysanız, bu zanlı şaibeyi ortadan kaldırmak istiyorsanız o zaman bu iş birliğimizin kilit noktası bu 18 kişidir. Konuşturamıyorsanız olay İstanbul'da vuku bulmuştur, o zaman bunları bize teslim edin biz yargılayalım. Türkiye'nin bu elim hadisenin başından itibaren gösterdiği sorumlu, insani ve ahlaki duruş başta maktulün ailesi ve nişanlısı, sevenleri olmak üzere tüm dünya tarafından takdirle karşılanmıştır. Hadise ilk duyulduğunda suçu ülkemizin üzerine yıkmak üzere harekete geçen bir takım mahfillerin aslında cinayetin faillerinin yönlendirmesiyle hareket ettikleri anlaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımız soruşturmayı titizlikle sürdürüyor. Emniyet teşkilatımız aynı şekilde. İstihbarat birimlerimiz her bilgiyi, her belgeyi, her ihtimali değerlendirerek meselenin karanlık hiçbir noktasını bırakmayacak şekilde çalışmalarına devam ediyor” dedi.
“Diplomasi tarihi, uluslararası ilişkiler ve yargı süreçleri bakımından nevi şahsına münhasır böylesi bir hadisenin devletimizin ciddiyetine, uluslararası yükümlülüklerimize yaraşır bir tarzda yürütülmüş olmasını ülkemiz ve milletimiz adına bir başarı olarak görüyoruz. Böyle bir manzara karşısında bu ülkenin ana muhalefet partisinin başındaki zatın takındığı tavır ise gerçekten içler acısıdır”
diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, şunları söyledi: 

“Kendisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi bilgilerine itibar etmiyor, peki ne yapıyor, konuyu bir kısmı da olayın zanlısı durumunda olan çevrelerin beyanları, iddiaları, manipülasyonları üzerinden değerlendiriyor. Türkiye'yi töhmet altında bırakmak isteyen kesimlerin propagandalarına borazanlık yapıyor. Bu ülkeyle ve bu milletle irtibatı olmadığını zaten bildiğimiz CHP Genel Başkanının vahşi bir cinayet meselesine dahi böylesine çarpık şekilde yaklaşmasını da beklemiyordum. Günler, haftalar, aylar geçtikçe Bay Kemal bütün çıplaklığıyla çırılçıplak bu siyasette milletin önüne çıkacaktır. Söyledikleri kendisinin ne hukuktan ne uluslararası sözleşmelerden ne kurallardan ne usullerden haberinin olmadığını varsa da bunları anlamadığını açıkça gösteriyor. Türkiye'nin bu konuda takip ettiği yöntemleri herkes takdir ediyor bir tek CHP Genel Başkanı yerden yere vuruyor. Sonra lafı döndürüp dolaştırıp para meselesine getiriyor. Bu kişinin banka sahibi bir partinin başında olduğu için olsa gerek her şeye rant penceresinden para gözüyle baktığı anlaşılıyor. Hz. Mevlana ne güzel söylemiş; göz nereye bakar gönül oraya akar, gönül nereye akar ayak oraya koşar. Bu kişinin durumu da tam böyle. Biz meseleye insan onuru, hayat hakkı, masum bir kişinin hunharca katli diye bakıyor ve takibini yapıyoruz, bu kişinin aklı fikri parada. Allah ıslah etsin. Dünyada her meseleye para gözüyle bakan başka siyasetçiler de var ama hiç değilse onlar böylesine rezilce yapmıyor. Herkesin üzerinin örtülmesini beklediği bir cinayeti adete kördüğüm çözer gibi adım adım, sabırla herkesi kendine hayran bırakan bir özenle aydınlatan Türkiye'ye bu iftirayı ana muhalefet partisinden önce cinayetin zanlıları atmaya başladı. Anlaşılan o ki bu zanlıların sadece sosyal medyada da değil bizim siyasetimiz içinde de trolleri, trol çiftlikleri var. Ana muhalefetin başındaki zatın yaptığı iş trollükten başka bir şey değildir. Aslında bu zırvalara cevap vermek bile bizim için züldür. Karşımızdaki kişi ana muhalefet partisinin genel başkanı. Eğer bu sıfatı taşıması kendisini ademe mahkum edeceğiz. Milletimize özellikle karşı olan sorumluluklarımız bizi bu cevapları vermeye mecbur bırakıyor. Yine de tükettiğimiz nefese, harcadığımız zamana acımıyor değiliz.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.