Binlerce okul kapanma eşiğinde

Türkiye genelinde tüm özel okulların pandemi sürecinden etkilendiğine dikkat çeken Kahramanmaraş Özel Eğitim Kurumları Derneği Başkanı İbrahim Gülsu, “Binlerce okul kapanmayla yüz yüze. Devletin özel okulları desteklemesi gerekiyor” dedi.

Yayınlanma:
Güncelleme: 15 Ocak 2021 19:21
Binlerce okul kapanma eşiğinde

Kahramanmaraş Özel Eğitim Kurumları Derneği ve Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Gülsu Pandemi sürecindeki eğitimi gazetemize değerlendirdi. Milletlerin geleceğinin eğitime bağlı olduğuna dikkat çeken Gülsu, “Milletler çocuklarını sağlıklı, kaliteli, çağa göre eğitmek mecburiyetinde. Yoksa milletlerin geleceği olmaz” dedi. Pandemi süreci, eğitim-öğretim kurumlarını insanların gözünde değersizleştirdiğini savunan Gülsu, “Bir el insanları dijital dünyaya itiyor. İnsanları yalnızlaştırıyor. Çocuklarımız evlere kapanırken, ilerde doğacak psikolojik, sosyal sıkıntıların neler olacağını bilim adamlarının acilen incelemesi lazım. Unutmayalım, sosyalleşmenin azaldığı yerde özgüven de azalır” ifadesini kullandı.

Eğitim neden bir milletin vazgeçilmezidir?

Milletlerin varlığını devam ettirebilmesinin temel nedenleri; kendi içindeki birliktelikleri ve bu birlikteliği sağlayan iç dinamikleri, kültürleri, milli değerleri, ülkenin imarı, kalkınmışlığı, dayanışmasıdır. Sıraladığımız bu alanları güçlendirmenin yolu, ülkenin geleceği olan genç neslin iyi eğitilmesinden geçer. Onun için milletler çocuklarını sağlıklı, kaliteli, çağa göre eğitmek mecburiyetinde. Yoksa milletlerin geleceği olmaz.

“Eğitimin pratiği nedir?” diye sorsam ne dersiniz?

BİLGİ, YAŞAYAN VE YAŞANAN ÖZELLİKTE DEĞİLSE; EĞİTİM BİR FANTAZİDİR

Eğitimin pratiği ve gerçeği hayata yansıyan kadardır. Her tür sosyal iletişime, kültüre, sokağa, işe, aşa yansıyan eğitim, eğitimin pratiğidir ve kıymetlidir. Eğitime dair alınan bilgi yaşayan ve yaşanan özellikte değilse “eğitim” bir fantezidir. Hak-hukuk, helal-haram, saygı-sevgi hassasiyeti iş yerlerinde, sokaklarımda, köylerimde, şehirlerimde yaşamıyorsa eğitim ve öğretim “oyun ve oynaş” tan ibarettir.

Bugün ülkemde adliyelerin, hapishanelerin ve hastanelerin yükü artıyorsa, hacimleri artıyorsa özellikle bir İslam beldesi olarak çok hem de çok düşünmemiz gerek.

Salgın sürecinde öğrenciler okullardan uzak kaldı. Eğitime ara verildi. Bir eğitimci olarak bu konudaki düşüncelerinizi almak isteriz?

SOSYALLEŞMENİN AZALDIĞI YERDE ÖZGÜVENDE AZDIR

Şuan dünya çok ciddi bir salgınla karşı karşıya. Bu virüsün bir laboratuvar ürünü olduğunu irdelemek ayrı bir konu. Gerçek olan insanlar, ülkeler bu salgından çok etkilendi. Salgının etkilediği, en önemli kurumlar okullar oldu. Salgın, ülkemizde yüksek okullar da dahil otuz milyon öğrenciyi ve neredeyse ülkenin tamamını ilgilendiren bir konu. Öğrencilerin okullardan uzak kalması, öncelikle çocuklarımızı okullardan soğuttu. Çocuklarımızın ruh halleri, davranışları değişti. Aileler çocukları evde tutmakta zorlandı. Bu süreç eğitim-öğretim kurumlarını insanların gözünde adeta değersizleştirdi. Bir el insanları dijital dünyaya itiyor. İnsanları yalnızlaştırıyor. Çocuklarımız evlere kapanırken, ilerde doğacak psikolojik, sosyal sıkıntıların neler olacağını bilim adamlarının acilen incelemesi lazım. Çözüm yolları şimdiden konuşulmalı. Çocuklarımız ve bireyler yalnızlaşırken “birey”leşmenin, yalnızlaşmanın dozu adeta arttırılıyor. Yalnızlaşmak mutsuzluk demektir. Birey ancak ve ancak toplum içinde güçlüdür. Unutmayalım, sosyalleşmenin azaldığı yerde özgüven de azalır. Bilakis okulları açıp çocukların felaketlere karşı dirençleri arttırılmalı. Birlikte yaşamanın gerekliliği, sevinci verilmeli.

Bu ülkenin insanları, küçüğünden büyüğüne bir duvarın tuğlaları gibi zor günlerde birbirine kenetlenmeli ve herkes üzerine düşeni yapmalı. Bu; eğitimle, okulla beslenmeli. Bu nedenle en kısa zamanda çocuklarımız tedbirlere dikkat etmek şartıyla okullarla buluşturulmalı. Çocuklarımız okullarından ve birbirinden soğursa dönüşü olmayan sosyolojik, psikolojik sıkıntılar oluşur.

Özel okullar bu süreçte nasıl etkilendi?

ÖZEL OKULLAR DESTEKLENMELİ

Özel okullar nihayetinde ticari kurumlardır. Kurumların giderleri öğrenciden alınan ücretlerle karşılanır. Okulların kapatılması bu gelirin sekteye uğraması demektir. Türkiye genelindeki tüm özel okullar bu süreçten çok etkilendi. Şu an binlerce okul kapanmayla yüz yüze. Uzaktan eğitimle, bireysel görüşmelerle; öğrencisiyle, velisiyle iletişimini sağlamaya çalışan özel okullar, tüm çabasına rağmen ücretlerini almakta zorlanıyor. Özel eğitim kurumları özellikle Anadolu’da gönüllü, fedakar, yerli sermayeyle çalışan eğitimcilerin gayretleriyle ayakta duruyor. Bu kurumların çok azının arkasında şirketler var. Okulların kapanma süreci biraz daha uzarsa bu kurumlar kapanacaktır. Halbuki bu okullar devletin yükünü alıyor ve vergi ödüyor, istihdam sağlıyor. Kayıt dışı olan özel ders piyasasını devlet neden görmüyor anlamış değilim. Devletin şunu bilmesini isterim. Hiçbir akıllı tüccar para kazanmak için eğitime yatırım yapmaz. Bu alan tamamen bir gönül işi. Onun için özel okulların acilen desteklenmesi gerekiyor.

Uzaktan eğitimi nasıl buluyorsunuz?

MİLLİ DUYARLILIK ANCAK YÜZ YÜZE EĞİTİM İLE MÜMKÜN

Yüz yüze eğitimin yapılamadığı dönemlerde, mesleğimizin ilave kazanımlarında kullanılan bir öğrenme yoludur. Öğrencinin yaşına ve işine göre her iki öğrenme şeklide kıymetlidir. Sadece akademik, mesleki formasyona yönelik olan öğretmenlerde uzaktan eğitim zaman ve mekan tasarrufu açısından uygundur. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise düzeyindeki eğitim faaliyetlerinde sıcak temas, göz göze gelmek, duygusallık öne çıkar. Onun için bu dönemlerde eğitimin muhakkak yüz yüze verilmesi gerekiyor. Bu açıdan okullarında en kısa sürede açılması zaruret. Çocuklarımız okullarından ve okumadan soğuyor. Bireysellik artıyor, sosyalleşme azalıyor. Yalnızlaşan bireylerde özgüven düşüktür. Anne - babalar uzaktan eğitimi verimli bulmuyor. Onun bir lojistik destek olarak görüyor.

Uzaktan eğitimi uzatmamak çocuklarımızın geleceği açısından çok önemli. Çocuklar tembelleşiyor, psikolojik tepkiler oluşuyor, aile içi çatışmalar başlıyor. Konfor içinde yaşayan çocukların bu yaşta iradeli, disiplinli olmalarını beklemek yanlıştır. Toplum sağlıklı, milli duyarlılık, değerler eğitimi ancak ve ancak yüz yüze eğitimle mümkün.

İlgili Haberler

KAYNAK: Maraştanhaber

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.