Binali Yıldırım: Kimsenin dosya kaçırdığı yok

AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, İstanbul'daki itirazlar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Yayınlanma:
Güncelleme: 04 Nisan 2019 11:46
Binali Yıldırım: Kimsenin dosya kaçırdığı yok

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı  Binali Yıldırım, "Dışarıdaki, başka ülkelerdeki belediye başkanlarına tebrik  ettirmek, aratmak, uluslararası baskı yapmaya çalışmak, dış ülkelerden destek  mesajları talep etmek, almak Türk milletinin sinirini bozmaktadır. Açık konuşuyorum. Bu milletin sinirini bozmaya hakkınız yoktur." dedi. 

Yıldırım, AK Parti İl Başkanlığı önünde gazetecilere yaptığı  açıklamada, 31 Mart seçimlerinin pazar günü İstanbul'da ve bütün Türkiye'de  gerçekleştiğini hatırlattı.

Malatya'da gerçekleşen üzücü olay dışında, yurdun her tarafında büyük  bir olgunlukla seçimleri gerçekleştirdiklerini kaydeden Yıldırım, "Seçimler  gerçekleşti ama konuşulmaya devam ediyor. Bu da doğal bir şey. Çünkü anayasamızın  67. ve 79. maddeleri çok açık, diyor ki 'seçimler yargı yönetimi ve denetiminde  yapılır.' Seçimin başlamasından bitimine kadar, yani seçim günü, seçimin düzen  içinde yapılması ve yönetilmesiyle ilgili bütün işleri yapma, yaptırma görevi  Yüksek Seçim Kurulu'na aittir. Seçim tamamlandıktan sonra seçimle ilgili bütün  yolsuzlukları, şikayet ve itirazları incelemek, karara bağlamak görevi, Yüksek  Seçim Kurulu'nundur. Çok açık. Yani seçim bitmiştir, şikayet, itiraz dönemi devam  etmektedir." diye konuştu.

Yıldırım, bunun ilk defa gerçekleşen bir şey olmadığını, bugüne kadar bütün seçimlerde gerçekleştiğini anlatarak, birçok ilde, birçok ilçede, İstanbul'da olduğu gibi şikayet ve değerlendirme süreçlerinin devam ettiğini söyledi.

İlçe seçim kurullarında fedakarca, gece gündüz, gözünü kırpmadan  çalışan memurlar, hakimler ve parti görevlileri olduğunu belirten Yıldırım, şöyle  devam etti:

"Dolayısıyla seçimin patronu Yüksek Seçim Kurulu'dur. Artık seçimin  sahibi, ne sayın Ekrem İmamoğlu'dur, ne de Binali Yıldırım'dır. Seçimin sahibi ve  karar vericisi Yüksek Seçim Kurulu'dur. Bir kere Sayın İmamoğlu'nun bu gerçeği  görmesi, kabul etmesi gerekir. Ben ilk gün çok açık bir şekilde söyledim. Mazbata  kime verilirse başkan odur. Ben şimdi soruyorum, Sayın İmamoğlu elinde mazbatan  var mı? Yok. O halde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yazarak, sağa sola  gitmen, orada burada hava atmanın ne anlamı var. İstanbul halkı kararını  vermiştir ve bu karar Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklanacaktır. Bu karar açıklanmadan, itiraz süreçleri karara bağlanmadan sorumsuzca davranmak, toplumu germek ülkeye zarar verir, millete zarar verir. Her şeyden önce adayın kendisine de zarar verir."

"(Sokağı hareketlendireceğiz) iması yapmaktan vazgeçin"

Binali Yıldırım, İstanbul gibi bir şehri idare edecek insanların daha  olgun, daha sorumlu davranmasının beklendiğini vurgulayarak, "Gördüğüm kadarıyla  bir sabırsızlık hali vardır. 'Bir an önce mazbatamı verin', 'Hukuki süreçler ne  canım', 'İşte seçildik, kazandık...' Sanki benim iki katım oy almış, seçimi  kazanmış da biz oyalamak, 3 gün 5 gün daha zaman kazanmak için burada bir  pozisyon alıyoruz. Bunu şiddetle kınıyorum ve İstanbul halkının bize oy versin,  vermesin her bir hemşehrimin oyunun doğru yere gittiğini gittiğini tespit etmek,  ortaya çıkarmak benim vicdan borcumdur, namus borcumdur. Bunu sonuna kadar  yapacağım. Sonuç ne olursa olsun, ben kimin kazandığına bakmıyorum, verilen oyun  zayi olmasının önlenmesi gibi bir sorumluluk taşıyorum. 15 milyon İstanbulluya  böyle bir görevim var. İster rakibime, ister bana oy vermiş olsun, bu oyun yerini  bulduğundan emin olmamız lazım. Şu anda yapılan işlem de bundan ibarettir."  ifadelerini kullandı.

Gerçeği Sayın Ekrem İmamoğlu'nun görmesi ve bu sorumluluk  içerisinde hareket etmesini İstanbul halkının beklediğini aktaran Yıldırım,  sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dışarıdaki, başka ülkelerdeki belediye başkanlarına tebrik ettirmek,  aratmak, uluslararası baskı yapmaya çalışmak, dış ülkelerden destek mesajları  talep etmek, almak Türk milletinin sinirini bozmaktadır. Açık konuşuyorum. Bu  milletin sinirini bozmaya hakkınız yoktur. Bu millet farklı düşünebilir, iç  siyasette birbirine rakip olabilir ama ülkemiz üzerinde burayı bir Venezuela gibi  bir havaya sokmak isteyenlere karşı da bütün ayrılıklarımız bir tarafa gider ve  bir tek yumruk olarak dururuz. Türk halkının sinirlerini bozmayın. Sokağı  hareketlendireceğiz iması yapmaktan vazgeçin. Hukuka saygılı olun ve sürecin  sonlanmasını sükunetle bekleyin. Benim söyleyeceğim budur.

İmamoğlu, ilk gün söylemiştir 'En güvendiğim yer Yüksek Seçim Kurulu.'  Madem, Yüksek Seçim Kurulu'na güveniyorsan onun kararını bekleyip, Yüksek Seçim  Kurulu'nun mazbatayı vermesini bekleyeceksiniz. Bundan başka yapacak bir şey yok.  O aşamada yapacağın her şey kendine de zarar vermektedir, İstanbul'a da zarar  vermektedir, ülkeye de zarar vermektedir. Kendisinden daha tecrübeli bir  siyasetçi olarak, bir devlet adamı olarak benim kendisine önerim budur. Şu  aşamada başka yollara başvurmak, fevkalade rahatsız edicidir ve bunun ülkemize  hiçbir yararı yoktur.Cumhuriyet Halk Partisi'ne de yararı yoktur."

"Bu çelişkinin ortadan mutlaka kalkması lazım"

Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu mealde bir açıklama yaptığını  ifade ederek, "Bu da fevkalade talihsiz bir açıklamadır. Hukuk devleti herkese  lazım. Hukukun içinde kalmayı sürekli vurgulayan Sayın Kılıçdaroğlu da 'Niye bu  süreç tamamlanmıyor?', 'Niye bu kadar uzadı?' gibi anlamsız laflar etmektedir. Bu  da fevkalade yadırganacak bir durumdur." dedi.

Süreç tamamlanıp mazbata verilmesi durumunda ilk önce tebrik edecek  olanın kendisi olduğunu belirten Yıldırım, "Bunu da bilmesini isterim ama tersi  gerçekleşirse aynı davranışı, aynı tutumu da kendisinden beklemek hakkımdır."  değerlendirmesini yaptı.

Binali Yıldırım, "Partimiz, il teşkilatımız, il başkanımız başta olmak  üzere, partimizin bütün yetkili kurulları bu hukuk sürecini, partimizin  haklarını, seçmenin haklarını, adayın haklarını korumak için gayet tabii sonuna  kadar kullanacaklardır. Kaldı ki CHP de aynı şeyi yapmaktadır. Yani Sayın  İmamoğlu bir şey konuşuyor, parti teşkilatı başka şey yapıyor. Onlar da itiraz  ediyorlar. Demek ki bu süreç sadece AK Parti'yi bağlamıyor. Aynı zamanda  Cumhuriyet Halk Partisi'ni de bağlıyor. Bu çelişkinin de ortadan mutlaka kalkması  lazım. Bir kafa karışıklığıdır gidiyor, karşı tarafta. Allah sonunu hayır etsin."  şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin "Ekrem İmamoğlu'nun 'İstanbul Büyükşehir Belediye  Başkanı' sıfatıyla Anıtkabir'i ziyaret etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?"  şeklindeki sorusuna Yıldırım, "Bunlar fevkalade yanlış şeyler. Gidip Atatürk'ü  tabii ki herkes ziyaret edebilir. Anıtkabir'deki deftere İstanbul Büyükşehir  Belediye Başkanı diye yazmak, akla ziyan bir iştir. Sabret kardeşim, 3-5 gün  sonra hakkınsa zaten bu unvanı alacaksın. İstediğin kadar, istediğin yere git.  İstersen Sultanahmet Meydanı'na çık 'Ben belediye başkanı oldum' diye bağır. Kim  ne diyecek? Tebrik ederiz, o kadar ama şu yapılan işler, talip olduğu görevin  ciddiyetiyle, ağırlığıyla bağdaşmamaktadır. Bunu şunun için söylüyorum, bir kez  daha tekrar ediyorum. Gören de zanneder ki iki kat oy almışın. Binde 2 oy  farkından bahsediyoruz. 8,5 milyon oyda binde 2'den bahsediyoruz. Bunun ne anlama  geldiğini İstanbulluların ferasetine bırakıyorum." cevabını verdi.

"İlçelerdeki oy sayım işlemlerinde gelinen durum nedir?" şeklindeki  soru üzerine Yıldırım, "Bilgiler geldikçe, değerlendirmeler geldikçe her an  değişiyor. Burada sadece bizim lehimize olanlar sayılmıyor. Rakibin hakkı olanlar  da ortaya çıkıyor. Toplanıyor, çıkarılıyor kalan kimin hesabına yazılacaksa  yazılıyor. Dolayısıyla tek taraflı bir süreç değil bu. Bizim üç beş oy eksiğimiz  var diye yapılmış bir iş değil bu. Bilinmesinde fayda var." diye konuştu.

 

"Teşekkür etmeyip 'üzgünüz' mü yazacağız"

 

Seçimden sonra asılan teşekkür afişleriyle ilgili soruya da Yıldırım,  "Bugün de CHP'nin pankartlarını gördüm. Seçimden sonra İstanbullulara teşekkür  etmenin anlaşılmayacak nesi var? 181 meclis üyesi ittifak olarak olarak  kazanmışız, karşı taraf 130 tane kazanmış. Ezici çoğunlukla mecliste farkımız  var. İlçelerin 25 tanesini kazanmışız. CHP ve ittifakı 14 ilçe kazanmış. Bunun  için teşekkür etmeyeceğiz de 'üzgünüz mü' yazacağız?" yanıtını verdi.

 

Yıldırım, "Seçim sonrası bazı bakanlarla neden görüştüğü" şeklindeki  soruyu, "Bakanlarla görüşmek yasak mı? Ben AK Parti'nin genel başkanlığını yapmış  biriyim, Başbakanlığını yapmış biriyim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı  olmuşum. Gayet tabii ki seçimlerle ilgili süreci aramızda her an değerlendiririz.  Bundan doğal bir şey var mı?" diye yanıtladı.

 

"Sabret, yatacağız, kalkacağız her şey ortaya çıkacak"

 

Oyların yeniden sayılması ile sonuçların iki parti lehine de  değişebileceğine vurgu yapan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Burada bazen bizim lehimize oluyor. Bazen de Sayın İmamoğlu'nun  tarafına yazılıyor. Dolayısıyla bu hataları düzeltme. Usulsüzlük, yolsuzluk  varsa, kasıtlı yapılan işler varsa bunlara da bakılıyor. Bütün bu sayım, döküm  işinin özü budur. Gerçeği ortaya çıkarmak, İstanbullu tatil gününde evinden  kalktı gitti, oy verdi. Şundan emin olması lazım 'Benim oyum yerini buldu.' Bunu  sağlamak benim görevimdir hem de bütün adayların görevidir. Ekrem İmamoğlu başta  olmak üzere. Olay böyleyken bunu yok sayıp, 'Aman verin, Mazbatam nerede? Ben  başkan oldum, Ben başkan oldum.' Ya bırak kardeşim daha işin başındayız. Olursan,  Allah selamet versin. Allah nasip ederse projelerini de yaparsın, biz de memnun  oluruz, takip ederiz. Sabret, yatacağız, kalkacağız, yatacağız, kalkacağız,  yatacağız, kalkacağız sonra her şey ortaya çıkacak. Ne bu telaş? Hakikaten  hayretle izliyoruz."

 

"Türkiye, dersi milletten alır"

 

Yıldırım, sayım işlemlerinin CHP'nin talebi üzerine durdurulmasına da  değinerek, şunları söyledi:

 

"Bu hukuki bir süreç. Durdurulunca bir sonraki adım Yüksek Seçim  Kurulu. YSK'ya partimiz müracaat etti. Bu işlemin doğru olmadığı yönünde karar  verdi YSK ve bugün sayımlar kaldığı yerden devam etmeye başladı. Her yanlışın bir  düzeltme şekli vardır. Bu seçimler sonrası yapılan işlemle normal hukuk davaları  arasında bir fark yoktur. Bütün hukuki yollar, kademe kademe nasıl izleniyorsa  bugün de yapılan odur. Biz, YSK'nın hem geçmiş dönemde hem de bu seçimde başarılı  bir şekilde süreçleri yönettiğini ve tüm dünyada takdirle karşılandığını  biliyoruz. Tecrübe ile sabittir. Seçim sürecini tenkit edenler şunu söyleyemiyor  'Türkiye'de, İstanbul'da seçimlerle ilgili şeffaflık yok, demokratik bir seçim  olmadı.' kimse diyemiyor. Bu çok önemli. Sadece adaydan yana, bazı adaylardan  yana taraf olunuyor. Bunu anlayabilirim. Bir şey demem ama kimse bizim işlerimize  burnunu sokmasın, kendi işine baksın. ABDsözcüsü bize laf yetiştireceğine nasıl  Sayın Trump'ın seçimi son 3 eyalette yeniden yapılan sayımla elde ettiğini  unutmasın. Unutmuş gibi gözüküp bize ders vermeye kalkıyorlar. Türkiye'nin bu  derslere ihtiyacı yok. Türkiye, dersi milletten alır. Millet de dersini verir.  Dersine de çalışır."

 

 "İBB'den dosya kaçırılıyor mu?" şeklinde soru üzerine Yıldırım,  "İnternet, bilişim çağındayız. Kimsenin dosya kaçırdığı yok. Kaldı ki mevcut  başkan yerindedir. Uysal bu konuyla ilgili gerekli cevabı vermiştir. Böyle bir  şey yoktur. Bu da yine kafa karıştırmaya, halkı galeyana getirmeye ve gerginlik  çıkarmaya yönelik bir söylemden ibarettir. Gaza gelmesin, aklı selimle hareket  etmesini kendisine öneriyorum. Süreçte az bir zaman kalmıştır. Tamamlanacaktır.  Bugün Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da bir açıklama yaptı.  'Herkesin itiraz hakkı vardır.' dedi. Herkes hukuku işaret ediyor. Herkes hukukun  verdiği kararlara saygı duymasını, riayet etmesini bekliyor." dedi.

 

Yıldırım, açıklamasını İstanbullulara kendisine verdiği destekten  dolayı teşekkür ederek tamamladı.

 

Binali Yıldırım'ın basın açıklamasına, AK Parti genel başkan  yardımcıları Mahir Ünal, Fatma Betül Sayan Kaya, Ali İhsan Yavuz ve Erkan  Kandemir ile AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak ve parti yetkilileri de  eşlik etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.