Hüseyin Yılmaz

Hüseyin Yılmaz

BERAT GECESİ”NİN TELAŞI GÖNLÜMÜZÜ KAPLADI

Mübarek “üç aylar”dan Şâbân-ı şerîf içindeyiz; Ramazan’a az kaldı. Hem on bir ayın sultanı ve mü’minlerin sebeb-i gufrânı Ramazan’ın heyecanı içimize düştü, hem de “Berat gecesi”nin telaşı gönlümüzü kapladı.

Şaban ayı, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hazretlerinin ayıdır; Efendimiz bu ayda; geceleri sabahlara kadar ibadet ederdi; çok oruç tutardı. Hz. Âişe validemiz (ra.) sebebini sorunca buyurmuş ki:

“Ya Âişe! Bu, melekü’l-mevte (Azrail) o sene içinde vefat edeceklerin isimlerinin yazdırıldığı aydır. Ben de ismimin ancak oruçlu iken kaydedilmesini seviyor ve istiyorum.”  

RABBİMİZİN EMRİ: NAMAZI DOSDOĞRU KILMAK

             Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla

(Resûlüm!) Kitab’dan sana vahyedileni oku ve namazı da dosdoğru/gereğine uygun olarak kıl. Çünkü namaz hayasızlıktan/utanmazlıktan ve kötü sayılan şey(ler)den alıkoyar. Allah’ın zikri (namaz) elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut/45)

 O (İyi davranışta buluna) nlar namazı dosdoğru/gereğine uygun kılarlar, zekâtı (tastamam) verirler ve onlar âhirete de kesin inanırlar. (Lokman/4 )

Allah uğrunda (gereği gibi) hakkıyla (ve ancak O’nun için) cihad edin. Allah’a (teslimiyet gösterip emirlerine) sımsıkı yapışın. Sizi (cihad için) O seçti ve din konusunda da üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi. Tıpkı babanız İbrahim’in dini(nde olduğu) gibi. O (Allah) daha önce(ki kitaplarda) ve bu (Kur’an’)da size “müslümanlar” adını verdi. Tâ ki peygamber size şâhit olsun, siz de insanlara şâhit olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a (emirlerine) sımsıkı yapışın. Mevlânız (sahibiniz) O’dur. (O) ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır! ( Hac/78 )

 

    SON PEYGAMBER (SAV)

            (Ey Resûlüm!) De ki: “Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.”

                                      (3/ Al-i İmran Suresi: 31)

            MEKKE DEVRİ TEVHİD MÜCADELESİ

Kendini Takdim

… Muhammed (a.s.) Allah'a eş koşmadı. Puta tapmadı.

Ona uyanlar da Allah'a eş koşamazdı, putlara heykellere saygılar su­namazdı...

Kula kulluk, puta kulluk sapıklıktı... Muhammed (a.s.) bunları teme­linden yıktı. Kendisine yapılan putlara kulluk tekliflerine bir kez daha karşı çıktı:

"Allah her şeyin Rabbi iken O'dan başka bir Rabb mı arayayım?.." Allah'dan başka Rabb aramak gereksizdi,

Mü'min bunu sezdi.

Kafir bu sezgiden nasibsizdi...

Muhammed'in (a.s) görevi sadece, Allah'dan aldığını tebliğdi. Ona bir defasında, şöyle demesi emredildi:

"-Size Allah'ın hâzineleri elimdedir demiyorum.

Gaybı da bilmiyorum.

Size "ben meleğim" demiyorum.

"Ben ancak bana vahyolunana uyuyorum."

"Yüce âlemde olan tartışmalara dair bir bilgim yoktur.

Bana sadece vahyolunuyor. Doğrusu ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

Muhammed'in (a.s.) tevhid mücadelesinin bu başlangıç döneminde inen ayetler, Ona yol göstermekte, usul öğretmekteydi. Günlük bayatını mücadelenin gereklerine göre tanzim etmekteydi.

 

 

Kaynak: Kur’an’ı Kerim’e Göre Peygamberler ve Tevhid Mücadelesi Prof. Dr. İsmail L. Çakan, N Mehmet Solmaz ( Ufka Yolculuk Kültür Yarışmaları 3 Yarışma Kitabı www.ufkayolculuk.com)

                 KÖLESİYİZ, RAZI OLSUN

ALEMLERİN EFENDİSİ BİZDEN

 

“ Allahım! (Hayrımızı) artır, bizi (iyilik yönüyle) noksanlaştırma. Bize ikram et, zillete düşürme. Bize ihsanda bulun mahrum etme…” ( Ahmed b. Hanbel, Tirmiz

O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI

İmam Mâlik (ra)'e ulaştığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:

"İstikamet üzere olun. (Bunun sevabını) siz sayamazsınız. Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır.   (Zâhirî ve bâtînî temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mü'min riayet eder." (Muvatta,  İbnu Mâce)

  Ebû Hüreyre (Ra)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Kişinin, cemaatle kıldığı namaz çarşıda, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi bu kadar derece üstündür. Şöyle ki; bir kimse güzelce abdest alır, sadece namaz kılmak niyetiyle camiye gelirse, camiye girinceye kadar attığı her adımla o kimsenin derecesi yükselir ve bir günahı bağışlanır. Camiye girince de namaz için kaldığı sürece namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Namaz kıldığı yerde kaldıkça kimseye (sözlü ve fiilli) eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı ve dünyevî sözler konuşmadığı sürece melekler ona şöyle dua ederler: Allah’ım sen ona rahmet et acı Allah’ım sen onu bağışla affet Allah’ım sen onu tevbesini kabul et.” (Buhârî, Salât 87; Müslim, Taharât, 12.)

Ebû Hureyre (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Her kimse namaz için camiye gidip gelirse Allah onun her geliş ve gidişinde onun için cennette bir sofra hazırlar.” (Buhârî, Ezan 37; Müslim, Mesâcid 285)

Bu köşenin içeriği SON PEYGAMBER PLATFORMU’ nun katkılarıyla,  KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK  PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır.  Ayet mealleri Hasan Tahsin  Feyizli'nin  Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.