Tekrar Eskiye mi Dönüyoruz?

Bir şeyler oluyor yine. Farkında olsak da olmasak da, yine birileri sanki organize bir şekilde eski Türkiye’de kaldığını zannettiğimiz görüntülerin yeniden hortlatılması adına çirkin yollara başvurmaya başlıyor.

Önce bir toplu ulaşım aracında sakallı ve cübbeli bir şahsa karşı yapılan taciz, ardından sokak ortasında başörtülü kadınlara aleni saldırılar ve en nihayetinde Meclis genel kurulunda başörtülü bir grup başkan vekiline, bizi yıllar öncesine götüren aynı üslup ve kelimelerle “had bildirme” çağrısı…

Bu olaylar zincirleme bir şekilde devam ederken, mütedeyyin kitlede endişeler artıyor. Hepimizde “eskiye mi dönüyoruz?” sorusu yeniden oluşmaya başlıyor. Onlarca yıldır ilmek ilmek dokunarak bu günlere getirilen yeni Türkiye sosyal olgusunun bir çırpıda yok edilişi için birileri bir yerlerden talimat mı aldı? Dahası, bir şey gözden kaçırılıyor. Eskiden bu tür olaylar olduğunda tepeden tırnağa tüm mütedeyyin camia tek ses olur ve tepkisini koyardı. Şimdi ise herkes birilerinin ağzına bakıyor ve sufle verilirse konuşuyor.

Olayların, sosyolojik olarak bakıldığında ümit verici bir tarafı da yok değil. O da, bu saldırgan ve taciz edici kitlenin genelinin belli bir yaş grubundan olması. Genç kuşağın bu işlere bulaşmıyor olması. Bu durum gelecek açısından umut verici. Zira yeni nesil –başka konularda eleştirsek de- inanca ve özgürlüklere saygı anlamında kendinden önceki kuşaklara nazaran daha ılımlı ve daha mutedil.

Diğer yandan, kurumsal anlamda bu olayların odağı haline gelen bir CHP var maalesef. Ne zaman bu meseleler ortaya çıksa hep statükocu ve marjinal solun başı çektiği görülür. Bu gün de öyle oluyor. Farklı yerlerde birkaç hadise cereyan ediyor, ardından Mecliste yirmi yıl öncesinin karanlık günlerini hatırlatan ve hepimizi derinden yaralayan o çirkin olay gerçekleşiyor. Olayın detayını herkes bildiği için girmiyorum oraya.

Meclisteki görüntüleri ilk izlediğimde olacak iş değil dedim. Zira bunca şeye rağmen hala akıllanmamış mı bu insanlar diye geçirdim içimden. Türkiye solunun ve özelde de CHP ve yönetiminin şu sorular çerçevesinde acilen özeleştiri yapması ve açık yüreklilikle kamuoyuyla paylaşması gerekiyor.

  • Eski Türkiye’nin özlemi neden hala bitmedi?
  • Sandıkta kazanılamayan seçimleri başka gayrimeşru yollara tevessül ederek kazanma arzusundan ne zaman vazgeçeceksiniz?
  • Size oy veren Cumhuriyet değerlerine bağlı demokrat ve Atatürkçü kitleyi, mütedeyyin kitleye karşı kışkırtmanın bir faydası olmadığını halen anlamadınız mı?
  • Ne yaparsanız yapın, mevcut kodlarınızı değiştirmedikçe ve toplumun inanç temellerini anlamaya çalışmadıkça size siyasi yelpazede daha fazla ekmek olmadığının ne zaman farkına varacaksınız?
  • Yeni Türkiye’nin siyaset anlayışının iç çekişmeler ve korku algıları üzerinden yürümediğini ne zaman anlayacaksınız?

Bu insanların şunun farkına varmaları gerekiyor. Belli bir kuşak bu yazıya konu ettiğimiz meseleler konusunda çığırtkanlık yapıyor. Bu kuşağa sahip çıkmakla geleceğin siyasetinde kendinize taban bulamaz hale geleceksiniz, haberiniz ola. Zira bunlar rahmet-i Rahman’a kavuştuğunda yerine gelecek olan yeni nesil, sizin bu ötekileştirici ve ayrıştırıcı üslubunuzu benimseyecek değil.

Dileriz ve ümit ederiz ki, ülkemiz düşe kalka yol alırken edindiği bir takım toplumsal kazanımları birilerinin ahmakça tutumlarıyla ve birilerinin de sinsice ve haince davranışlarıyla kaybetme noktasına gelmez. Bu yolda on yıllardır çok emek çekildi, çok çaba sarf edildi, çok zayiat verildi. Artık herkes şapkasını önüne koymalı ve ağzından çıkanın nereye varacağını iyi düşünmeli. Hele de göz önünde olan kişiler bu konuda daha titiz olmalılar. Yoksa oluşacak bir yıkıntının altında hepimiz kalacağız.

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.