Kayabaşı istikametinden şehir merkezine inmekte olan derenin ıslah edilerek üstünün kapatılması ile oluşan caddedir. Başlangıç kısmında Kayabaşı Mahallesi ile Turan Mahallesi arasında sınır çizgisini oluşturur. Caddenin son kısmı olan Kanlıdere Köprüsü ile Atatürk Meydanı arasındaki kısım mahallenin orta noktasında yer alır.

Caddeye isim olan Kanlıdere, Ahır Dağ’ından şehir merkezine inen üç büyük dereden biridir. Kuzeyden güneye doğru çatlak bir yarma halinde şehri ikiye böler. Derin derenin dibindeki su Ahır Dağ’ının coşkun selini taşır. Kanlıdere adı ona dışarıdan takılmış bir ad olmayıp kendisinin kazandığı, koynundan çıkardığı bir addır. Yavuz Sultan Selim, Çaldıran dönüşünde Dulkadir Devleti’ne nihayet verdirdiği vakit Maraş’a Dulkadirlilerden Ali Bey’i Beylerbeyi, Bayazıt beylerinden İskender Bey’i de Çavuşbaşı tayin etmiştir. Dulkadirliler derenin doğusunda, Bayazıtlılar ise batısında yerleşir. Dulkadirliler hanedan ve eski bir devlet olmakla, Bayazıtlılar ise Maraş’ta Yavuz’un askerlik mümessilliğini yapmakla övünürler. Birbirine rakip iki aile arasında bitmez tükenmez kavgalar olur. Cinayetler işlenip kanlar dökülür. Bazen iki tarafın taraftarları arasında ferdi çarpışmalar olurken bazen bu çarpışmalar bir harp şeklini alır. Asırlarca süren bu kavgalar hep bu dere üzerinde meydana gelir. Dere iki tarafın hudududur. Şehri ikiye ayıran dere şehirliyi de ikiye böler. Kanlıdere denmesinin nedeni tarih boyunca devam eden işte bu kavgalardır.

İsmail Habip Sevük “Yurttan Yazılar” da Kanlıdere’yi anlatır ve şu cümlelere yer verir:

“Kanlıdere, Kanlıdere… Onun iki tarafındaki iki aile tam dört asır niye çarpıştı: Onun bir tarafında tarihin hıncı, öte tarafında Yavuz’un hatırası oturuyor. Dulkadirlilerle Bayazıtlılar iki devletten kalma iki semboldü. Kanlıdere, kanlı bir tarihin homurtulu hesaplaşmasıdır. İmparatorluk çöktü. Maraş’a Fransızlar girdi, Kanlıderenin artık sağ tarafı ve sol tarafı yok, ortada Maraş Türklüğü’nün bütünlüğü var. Şahlanan o bütünlük tankları ve bataryalarıyla Fransızları kovuyor. Dört asırlık Kanlıdere o yirmi üç günlük cenkle birden şanlıdere oldu. Kanlıdere imparatorlukla beraber gömülmüştür.