Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Akbaş; “Vatanımıza karşı gelebilecek en ufak bir tehlikenin Memur-Sen ve Enerji Bir-Sen olarak her zaman karşısındayız” dedi.

2016 yılında yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişiminin yansımalarının 2018 yılında da devam ettiğini belirten Akbaş; “2016 yılında yaşanan hain darbe girişimi sürecinin devamında 2017 yılında da etkilenmeler oldu. Bunun yansımalarını 2018 yılında da gördük. Bu terör örgütü ile hükümetimiz ciddi bir mücadele verdi. Sendika olarak biz de mücadeleye katkıda bulunmaya çalıştık ve elimizden gelen gayreti gösterdik. Bu şer odaklarının ülkemize bir silahlı terör örgütünden fazla zarar verdiklerini hep birlikte gördük. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar anlatıldığı zaman çok inandırıcı gelmezdi. Özellikle muhafazakar kesim olarak gösterilen insanların bizi vuracağını hayal bile edemezdik. Ama bu hain yapılanmanın neler yaptığını hep birlikte görmüş olduk. Vatanımıza karşı gelebilecek en ufak bir tehlikenin Memur-Sen olarak her zaman karşısındayız. Ağustos ayında ülkemize karşı başlatılan bu saldırıya karşı hazırlıklarımız elbette ki vardı ama yeterli olmadı. Ekonomik kriz bahanesi gösterilerek bizim yatırımcılarımızı kendi ülkelerine çekmeye çalıştılar fakat başarılı olamadılar. Onların hedefi doları 10 liraya kadar çıkarmaktı. Eğer emellerine ulaşmış olsalardı ciddi zararlar görebilirdik. Çok şükür son dönemdeki Cumhurbaşkanımızın ve Maliye Bakanımızın açıklamaları doğrultusunda bu tür saldırılara karşı dik duruşumuzu gösterdik. Bütün bunlar neticesinde doları düşürmeyi başardık ve bir noktaya sabitledik. Umuyoruz ki döviz kuru daha aşağıya düşer. Bu doğrultuda hammaddeyi döviz üzerinden alan üreticilerimiz de bir nebze olsun rahatlamaya ulaşır. Bu da doğrudan ekonomimize yansır. Hammadde alımını dışarıdan yapan devlet kurumlarımız da var. Döviz kurunun düşmesi her alanda ülke ve şehir rahatlama getirecektir. Hükümetimizin ekonomi politikası doğru yönde ilerliyor. Eğer dolar bugün düşmemiş ve hala yükselişte olsaydı hükümetimizin politikasında bir başarısızlık var diyebilirdik. Cumhurbaşkanımızın sık sık telaffuz ettiği dolardan kurtulmak konusuna destek vermemiz gerekiyor. İslam ülkeleri ve komşu ülkelerimiz ile bir araya gelip ortak bir para biriminin seçilmesi bu tür tehditlerin önünü kesmiş olacaktır” dedi.

ÖZELLEŞTİRMELER ÜYE KAYBINA NEDEN OLUYOR

Kamu işletmelerinde özelleştirmelerin sendika bünyesindeki üyelerin kaybına yol açtığını belirten Akbaş; “Kahramanmaraş Şubesi olarak Enerji Bir-Sen’e bağlı 480 tane üyemiz var. Bu üyelerimiz DSİ, Elbistan Linyitleri, A-B Termik Santraller, Menzelet HES, ve KOSGEB gibi kurumlarda görev yapıyorlar. Sendika olarak iyi durumdayız ama özelleşmeler olduğu süre içerisinde biz üye kaybetmeye mahkumuz. Biz üyelerimizin bu şekilde mağdur olmalarını kesinlikle istemiyoruz. Şu anda Elbistan’da özelleştirmeler söz konusu. Burada bir çok arkadaşımızın yerinde değişiklikler olacak. Üyelerimizin mağduriyetini giderecek her türlü çalışmayı sendikamız olarak yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

EKONOMİDE ODAK NOKTASI OLMAMIZ GEREKİYOR

Kent ekonomisinin güçlenebilmesi için şehrin odak noktası haline gelmesinin öneminden bahseden Akbaş, siyasetçilerin bu konuda çabaları olduğunu ancak yetersiz kaldığını söyledi. Akbaş; “Kahramanmaraş’ımızın ekonomisini güçlendirmek için ilk olarak şehrin odak noktası haline gelmesi gerekiyor. Bürokratlarımız, vekillerimiz ve belediyelerimiz bu konuda çalışmalarını yapıyorlar. Ciddi anlamda emekleri de var ama yetersiz. Yanı başımızda bir otoban var ama Kahramanmaraş’ın yakınından geçmiyor. Şanlıurfa, Gaziantep ve Adana2ya hizmet veriyor. Bu konuya bakıldığında yapılan emekler boş kalmış. Bununla birlikte bir hızlı tren projesi dillendiriliyor. Ama bu proje de muhtemelen Kahramanmaraş dışında kalacak. Oysaki hızlı trenin Kahramanmaraş şehir merkezinden geçmesi demek ekonomi anlamında çok büyük bir katkı demektir. Kahramanmaraş geçiş noktası olmalı, pas geçiş noktası olmamalı. Kahramanmaraş’ımızın turizm anlamında da çok gelişmesi gerekiyor. Konya’da görev yaptığım sıralarda Kahramanmaraş’a yapılan kayak merkezini bütün Konya konuşuyordu. Kış turizmine bu katkıyı sunan ve emeği geçen herkese de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bunun yankısı dışarılarda her zaman yer buldu. Çevre illerimizden de sırf o teleferik için gelen insanlar vardı. Bu ciddi bir tanıtımdır. Bir diğer konu da bizim tarım arazilerimiz işgal edilerek betonlaşıyor. Şu anda Kahramanmaraş’ta çok güzel çamlık alanlarımızdan bir kısmına mezarlık yapılıyor. Bu tarz olayların olmaması gerekiyor. Coğrafi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Tomsuklu bölgesi gibi boş alanların değerlendirilmesi gerekirken akciğerlerimiz olan ormanlarımızı yok ediyoruz. Aynı zamanda organize sanayi alanlarımızı da birinci sınıf tarım arazilerimizin içerisine yapıyoruz. Kahramanmaraş’ın ciğerini götürüp betonlaştırıyoruz. Bu betonlaştırma yapılan sektörler için daha uygun araziler mutlaka vardır. Bu konuda ince elenip sık dokunması gerekiyor” şeklinde konuştu.

SEÇİLMİŞ KİŞİLER VATANDAŞIN İHTİYACINA KARŞILIK VERMELİ

Kahramanmaraş’ta siyasetçilerin vatandaşların ihtiyaç ve isteklerine karşılık vermenin yanı sıra sürekli olarak iç içe gelmesi gerektiğini söyleyen Akbaş açıklamalarına şu şekilde devam etti; “Seçilmiş siyasetçilerimizin en temel ilkesinin vatandaşlar ile birlikte hareket etmek olması gerekiyor. Şehrin veya ülkenin neye ihtiyacı varsa, vatandaş ne istiyorsa bunların analizinin doğru yapılması ve uygulamaya konulması gerekiyor. Buna kısaca gönül siyasetçiliği diyebiliriz. Biz Kahramanmaraş’ımızı seviyoruz. Kahramanmaraş’ın faydasına bir çivi çakanı kucaklamak istiyoruz. Memleketini ve toprağını seven yetişmiş kaliteli insanlara her zaman ihtiyacımız var”