Deprem Korkusu (Seismophobia) Nedir? Nasıl Geçer?

Deprem fobisi, deprem korkusu veya seismophobia olarak bilinen bu psikolojik rahatsızlıkta, fobisi olan kişi diğer birçok fobinin aksine sadece kendisinin içinde olacağı felaket senaryolarını değil; ailesini, yakın arkadaşlarını, tanıdığı...

Yayınlanma:
Güncelleme: 02 Mart 2023 16:28
Deprem Korkusu (Seismophobia) Nedir? Nasıl Geçer?

Deprem fobisi, deprem korkusu veya seismophobia olarak bilinen bu psikolojik rahatsızlıkta, fobisi olan kişi diğer birçok fobinin aksine sadece kendisinin içinde olacağı felaket senaryolarını değil; ailesini, yakın arkadaşlarını, tanıdığı insanları içine alan durumları da hayal ederek büyük bir stres ve kaygı yaşar. Zira seismophobia kelimesinin kökenini incelediğimizde, kelimenin deprem (seismo) ve fobi (phobia) kelimelerinden meydana geldiğini görürüz.

Deprem korkusu bilindiği üzere asıl olarak "belirsizlik" hissinden meydana gelmektedir. Kişi sürekli deprem olursa ne yapacağını, sevdiklerinin ne durumda olacağını, yaşadığı ev yıkılırsa kendisinin ve ailesinin ne duruma düşüneceğini düşünme eğilimindedir. Deprem korkusu yaşayan kişi asıl olarak depremde sevdiklerini kaybetmekten veya sevdiği kişilerin büyük zarar görmesinden korkar. Kişi deprem anındaki sallantıdan ve depremin getirdiği fiziksel korkudan değil, deprem sonucunda ortaya çıkabilecek potansiyel kötü sonuçlara karşı bir korku duymaktadır.

Günümüzde hala depremlerin ne zaman, nerede veya hangi şiddette meydana geleceğini gösteren herhangi bir cihaz veya sistem kurulamamış olduğu için, deprem fobisi olan kişiler kendilerini sürekli tetikte hissederler ve günlük yaşam kaliteleri büyük oranda olumsuz etkilenir. Deprem fobisi, ilerlediği durumlarda travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu gibi ağır psikolojik rahatsızlıklara da sebebiyet verebilen bir fobi türüdür. Bu fobi, genellikle sık deprem görülen yerlerde yaşayan veya geçmişte herhangi bir depremde maddi manevi zarara uğramış kişilerde daha yaygın olarak görülür. Kimi kişiler ise hiçbir deprem tecrübesi yaşamasalar dahi deprem korkusuna sahip olabilirler.

Günümüzde sosyal mecralarda veya televizyonlarda birçok görüntüye kolay bir şekilde ulaşılabilmesi sebebiyle, bu deprem görüntülerini gören kişi depreme karşı alışılmışın dışında bir kaygı duyabilir ve böylece deprem fobisi tetiklenebilir. İnsanlar normalde oturduğu evi, çalıştığı iş yerini veya yaşadığı mahalleyi ve şehri güvenli yaşam alanları olarak görme eğilimindedir. Kişi bu güvenli bölgelere karşı büyük bir alışkanlık gösterir ve sıkı sıkıya bağlanır. Ancak bu güven aniden gelişen bir depremle darmadağın olabilir. Tabii ki depremi yaşayan her kişi korku, panik, üzüntü ve öfke gibi duygulara kapılacaktır ve bu çok normaldir. Ancak normalde deprem yaşandıktan ve üzerinden belirli bir müddet süre geçtikten sonra kişi sürekli depremi düşünmekten vazgeçer ve günlük yaşamına devam eder. Fakat kimi kişiler ise depremle ilgili korkularını asla atlatamazlar.

DEPREM KORKUSU (SEİSMOPHOBİA) BELİRTİLERİ NELERDİR?

Deprem korkusu olan bireylerde;

Tedirginlik,

Huzursuzluk,

Sürekli tetikte olma,

Baş dönmesi,

Her an deprem olacak korkusu hissetme,

Titreme,

Karanlık ortamlardan kaçınma,

Kalp çarpıntısı,

Terleme,

Deprem ile ilgili konuşmalardan sürekli olarak kaçınma gibi belirtiler görülebilir.

DEPREM KORKUSU İLE BAŞA ÇIKMAK İÇİN YAPILABİLECEK ŞEYLER NELERDİR?

Deprem fobisini çözüme kavuşturmak ve bu fobiden tamamen kurtulmak için en mantıklı çözüm bir psikoloğa danışmak olacaktır. Bunun yanında kişinin psikolog gözetiminde alacağı psikoterapi ve ilaç tedavisine ek olarak kendi başına yapabileceği başka şeyler de bulunmaktadır. Deprem korkusu olan kişi öncelikle kendisini başka aktivitelere yönlendirmeye çalışmalı ve zihnini deprem konusundan uzak tutmaya çalışmalıdır. Mümkün olduğunca günlük yaşantınıza aktif şekilde devam etmeye ve rutininizi sürdürmeye çalışmak en doğru karar olacaktır.

O an pek içinizden gelmese bile kendinizi oyalayıp zihninizi meşgul etmek için birçok farklı aktiviteye vakit ayırabilirsiniz. Aynı zamanda deprem konusuyla ilgili hissettiklerinizi, korkularınızı ve endişelerinizi etrafınızdaki insanlarla paylaşmak da size iyi gelecektir. Kendinizi iç dünyanıza hapsetmemeli ve bu konuyu yakınınızdaki arkadaşlarınıza, ailenize veya eşinize açmalısınız. Diğer insanlarla deprem korkunuz üzerinde diyalog kurdukça sorununuza olan bakış açınız değişebilir ve kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.

İleri derecede deprem fobisi yaşayan kişilerde uyku bozuklukları da görülmektedir. Bu uyku bozukluklarıyla başa çıkmak için gün içinde egzersiz ve meditasyon gibi aktivitelere yönelebilirsiniz. Bu aktiviteler vücuttaki stres seviyesini de düşüreceğinden, genel olarak yaşam kaliteniz artacak ve kaygılarınız azalacaktır. Aynı zamanda vücudunuz da spor sayesinde daha rahat ve yorgun olacağından uykuya dalmanız da kolaylaşacaktır. Diğer yandan beslenme düzeninin sağlıklı gıdalardan oluşması çok önemlidir. Sağlıklı besinler tükettiğiniz ve alkol sigara gibi bağımlılık yapan maddelerden uzak durduğunuz sürece iç huzurunuz artacaktır. Böylelikle hissettiğiniz kaygı ve olumsuz düşünceler azalacaktır.

Son olarak, kendinize çeşitli ilk yardım malzemelerinden ve acil ihtiyaçlardan oluşan bir deprem çantası hazırlayın. Deprem olduğu esnada ne yapabileceğinize dair çeşitli bilgilendirme metinlerini okuyun. Ailenizi ve sevdiklerinizi de öğrendiğiniz bu bilgiler ışığında bilgilendirin. Böylelikle hem kendinizin hem de sevdiklerinizin can güvenliklerinden emin olursunuz ve duyduğunuz endişe hisleri azalır.

Bu yöntemler sayesinde kişi, kendi başına deprem korkusuyla bir yere kadar kendi başına mücadele edebilir. Ancak deprem korkusu anksiyete travma sonrası stres bozukluğu gibi daha ağır psikolojik rahatsızlıklara dönüşebilir. Kişi eğer deprem korkusu belirtilerini 1 aydan uzun bir süre yaşıyorsa bu tür ileri psikolojik rahatsızlıkların oluşumuna mahal vermeden derhal bir psikolog ile iletişime geçip tedavi olmalıdır. Deprem korkusu tedavi edildiğinde kişinin yaşam kalitesi büyük oranda artmaktadır.

DEPREM KORKUSU NASIL YENİLİR?

Kişinin depremden ne ölçüde etkileneceği ve deprem fobisi geliştirip geliştirmeyeceği çeşitli ailevi, kalıtsal, çevresel, sosyal ve ekonomik sebepler gibi birçok farklı faktöre dayanmaktadır. Yaşanan depremin psikolojik etkisi kimilerinde bir iki hafta içerisinde atlatılabilirken, kimilerinde ise yıllarca hatta yaşam boyunca devam edebilmektedir. Depremden psikolojik olarak etkilenen kişiler depremden sonraki 4-5. haftalarda da yoğun bir deprem korkusu yaşadıklarını ve sürekli deprem hakkında düşündüklerini fark ettiklerinde geç kalmadan uzman bir psikoloğa başvurmalıdır.

Deprem korkusu, psikolog gözetiminde tedavi edilebilen bir fobi türüdür. Tedavi edilmediği durumlarda kişinin sosyal hayatı büyük darbe alır, sürekli sevdiklerini kısıtlamaya çalıştığı için sosyal ilişkileri bozulabilir ve sürekli yaşadığı stres sonucunda vücudunda strese bağlı çeşitli hastalıklar görülebilir. Aynı zamanda fobiler, uzun süre boyunca tedavi edilmeden kendi haline bırakıldıklarında kişi tarafından içselleştirilebilirler. Uzun süre tedavi edilmeyen ve kişinin içselleştirdiği fobilerin tedavi edilmesi ise daha uzun ve meşakkatli bir süreç olacaktır.

Deprem korkusu tedavisi için esas yöntem, kişiye psikoterapi yöntemlerinin uygulanmasıdır. Psikoterapi yöntemlerine ek olarak, kişinin yaşam kalitesini hızlıca düzeltmek ve seismophobianın beraberinde getirdiği stres bozukluğu, endişe, sosyal problemler gibi semptomları hafifletmek için ilaç tedavisine de başvurulabilir. Psikoterapi yönteminde kişiye asıl olarak yaşadığı korkuyla nasıl başa çıkacağı öğretilmeye çalışılır. İlaç tedavisine her zaman başvurulmayabilir ancak eğer kişide travma sonrası stres bozukluğuna ilişkin belirtiler varsa, yani kişi yeme içmeyi kesip depresyona giriyorsa ve bunun yanında uyumakta zorlanıp uyuduğu zaman da kâbus görerek uyanıyorsa ilaç tedavisine kesinlikle başvurulmalıdır. Zira bu tip belirtiler deprem fobisinin oldukça şiddetli bir şekilde yaşandığını göstermektedir ve anında tedavi edilmesi gerekir.

KAYNAK: Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.