Büyük dolandırıcılık.... Somali'de 'Kimse Yok'muş!

Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturma sonucu 51'i tutuklu 57 sanık hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, derneğin toplandığı bağışların

Yayınlanma:
Güncelleme: 24 Temmuz 2018 17:53
Büyük dolandırıcılık.... Somali'de 'Kimse Yok'muş!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca,  FETÖ'ye müzahir olduğu gerekçesiyle KHK ile kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne  yönelik FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, 51'i tutuklu 57 sanıkla ilgili  yürütülen soruşturma tamamlandı.

Başsavcılıkça onaylanarak mahkemeye gönderilen iddianame, İstanbul 25.  Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar veren mahkeme, ilk  duruşmanın 5 Eylül'de Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde yapılmasını  kararlaştırdı.

Sanıkların ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'', "silahlı terör  örgütüne üye olmak'', ''dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle  dolandırıcılık'', ''suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama'' ve  ''verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme'' suçlarından hapis  cezasına çarptırılması istenen iddianamede, sanık Mahmut Esat Ertekin hakkında  tüm suçlardan 22 yıldan 41 yıla kadar, sanıklar Ahmet Güneş ve Nuri Yılmaztürk  hakkında ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'', ''dini inanç ve duyguların  istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık'', ''suçtan kaynaklanan mal varlığı  değerlerini aklama'' suçlarından 20 yıldan 39'ar yıla kadar hapis cezası talep  edildi.

İddianamede, 19 sanığın benzer suçlardan 9,5 yıldan 22'şer yıla kadar,  diğer 35 sanığın ise ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan  15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede, derneğin faaliyetlerine ilişkin hazırlanan MASAK raporuna  da yer verildi.

MASAK raporundaki tespitlere göre yapılan incelemede Kimse Yok Mu  Derneği'nin, 2011 ile 2013 yılları arasında bankacılık işlemleri kullanılmadan  yurt dışına çıkartılmak için 9,5 milyon doları "iş avansı" adı altında çalışanı  ve gönüllerine gönderdiğinin tespit edildiği ve bu paranın 33 kişi üzerinden 114  işlemde yapıldığı anlatıldı.

Kayıt dışı olarak yurt dışına çıkarılan 9,5 milyon dolara ilişkin  hazırlanan, derneğin hesaplarındaki tutarsızlık ve usulsüzlüklerle ilgili  detaylara yer verilen MASAK raporunda, şunlar kaydedildi:

"Yurt dışındayken banka hesabına gönderilen ancak başkası tarafından  çekilen 'Somali iş avansları', iade edilmiş olmasına rağmen Somali'de harcanmış  gibi gösterildi. Somali iş avansları, henüz havale edilmeden, hesaptan nakit  olarak çekilmeden veya fiilen yurt dışına çıkmadan Somali'de teslim edilmiş ve  harcanmış gibi gösterildi. Banka hesabına havale edilen fakat tamamı nakit olarak  çekilmeyen Somali iş avanslarının tamamı Somali'de harcanmış gibi gösterildi.  Dernek personeli ve gönüllülere gönderildiği halde başkasına aktarılan Somali iş  avanslarına ilişkin işlemlerin muhasebe hesaplarına yansıtılmadığı tespit  edildi."

İddianamede, "Kimse Yok Mu Derneği'nin tüzel kişiliği araç olarak  kullanılarak yardım yapan kişilerin dini inanç ve duygularının istismar edilmesi  suretiyle suçtan elde edilen gelirin aklanması ve bu yolla aklanan paranın da  terör örgütünün finansı açısından kullandıkları değerlendirilmiştir." ifadesine  yer verildi.

"BOŞ SENET İDDİASI"

İddianamede beyanlarına yer verilen bir gizli tanık, ByLock  kullanıcısı olduğu belirlenen sanık Abdurrahman Avınç'ın kendisine zorla boş  senet imzalatmaya çalıştığını ancak imzalamayı kabul etmediğini anlatarak,  şunları dile getirdi:

''Manisa Kimse Yok Mu Derneği'nin müdürü olan cemaatin içinden bir  kişi olan Abdurrahman Avınç, 'Sen artık cemaatin içinde çalışacaksın, ne bilelim  ileride bizim hakkımızda konuşmayacağını? Sen senedi ver, yönetim kurulu  başkanımızın kasasında saklayalım.' dedi. Ancak ben buna rağmen boş senedi  imzalamadım. Cemaatin muhasebecisi olan F.U. beni tanıdığı için referans  olmuştur. Bu nedenle onun sözünü kıramadıkları için beni işe almak zorunda  kaldılar.  Ancak cemaate bağlı bu tür iş yerlerinde çalışan herkesin elinden bu  tür boş senetler alındığı bana söylenmişti."

Bazı sanıkların ByLock yazışmalarına da vurgu yapılan iddianamede,  sanık Ahmet Güneş'in FETÖ'ye karşı 15 Temmuz'dan önce yapılan operasyonlar  sırasında örgüt üyelerine, "Bugünbaşların yere eğileceği gün değil. Cephede olan  gülmeli. Bizler fetih günü ağlayacağız, şu an ağlarsak takatten düşeriz. Buna  hakkımız yok. Bugün başların yere eğileceği gün değil. Bir zamanlar ne kanal  vardı ne mekan vardı ne de imkan vardı. Allah çok daha iyisini nasip edeceği için  şimdi bunların kefaretini alıyor." şeklinde mesaj attığı belirtildi.

15 TEMMUZ ŞEHİTLERİNE HAKARET

İddianamede sanık Fatih Tepe'nin 18 Mayıs 2017'de emniyette alınan  ifadesinde, cezaevinde kaldığı sürede bazı sanıklarla Ersin Bölükbaş'ın da  FETÖ'ye bağlı olduğunu söylediği belirtilerek, "15 Temmuz darbe girişiminde  şehit olan vatandaşlarımızla alakalı onlar şehit olmamış olabilir, intihar  etmişlerdir." şeklinde sözler söylediklerini, yurt dışına giden dernek  yöneticileri için ise "hicrete gittiler" şeklinde konuşmalar yaptıklarını  anlattığı kaydedildi.

ÖRGÜTÜN ''EMNİYET İMAMI'' İLE GÖRÜŞMÜŞ

Derneğin Halkla İlişkiler Görevlisi sanık Mustafa Çetin Mataracı'nın  da örgütün "Emniyet İmamı" olan Osman Hilmi Özdil ile görüştüklerine dair HTS  kaydının bulunduğu vurgulanan iddianamede, Mataracı'nın ifadesinde ByLock  kullandığını ancak söz konusu programı ''google''dan indirdiğini iddia ettiğine  yer verildi.

Sanık Ozan Uçar'ın da Bylock yazışmasında, FETÖ elebaşısı Fetullah  Gülen için "Büyüğümüz" ifadesini kullandığı belirtildi.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.