Bakan Tunç: Narin Güran soruşturmasında bulgular önemli veriler içeriyor
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin, "Adli Tıp Kurumumuzun incelemeye aldığı bulgular, şu aşamada katillerin kim ya da kimler olduğuna yönelik önemli veriler içeriyor." dedi.
Bakan Tunç, bir otelde düzenlenen Türkiye'de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Geliştirilmesi Projesinin Kapanış Konferansı'nda, Türkiye-Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) kapsamında bugüne kadar 17 projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Bu projelerin, mevzuatın geliştirilmesi, yargı alanındaki uygulamaların iyileştirilmesi, adaletin etkinliği ve vatandaşların adalete erişimi konularında çok faydalarını gördüklerini dile getiren Tunç, Türkiye'de yargı reformlarının planlı şekilde devam ettiğini aktardı. Yılmaz Tunç, 2024-2028 yıllarını kapsayacak yeni bir yargı reformu strateji belgesini bu ayın sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyuyla paylaşacağını bildirdi.
Bu belgeyi hazırlamak için bir yıldır geniş bir çalışma yürüttüklerini ve bütün tarafların görüşlerini aldıklarını anlatan Tunç, "Hedefimiz, vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden en etkin bir şekilde yararlanabilmesini, gecikmeden adaletin tecellisini sağlamak." ifadesini kullandı.
Bugün kapanışı yapılan projenin yaklaşık 4 yıl sürdüğünü anımsatan Tunç, bu proje sonrası alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesiyle ilgili çalışmaları farklı vesilelerle devam ettireceklerini dile getirdi.
"İç hukuktan kaynaklanan yetki kullanılarak soruşturma başlatıldı"
Filistin ve Gazze'de 7 Ekim'den bu yana soykırım suçu işlendiğini belirten Tunç, İsrail saldırıları sonucu bu bölgede 40 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü ve 6 Eylül'de de insan hakları savunucusu, aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürüldüğü haberinin geldiğini hatırlattı.
İsrail askerlerince başından vurulan Eygi'ye Allah'tan rahmet dileyen Tunç, İsrail askerlerini de lanetledi.
Eygi'nin hak ve hukukunu savunmaya devam edeceklerini belirten Tunç, şunları kaydetti:
"Vatandaşımızın orada hukuksuzca bir terör saldırısıyla, İsrailli saldırganların saldırısıyla şehit olmasına sessiz kalamazdık. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız, iç hukuktan kaynaklanan yetkimizi kullanarak bir soruşturma başlatmış durumda. Aynı zamanda yine uluslararası hukuk anlamında da takiplerimizi devam ettireceğiz. Birleşmiş Milletler Yargı Dışı ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörünün derhal harekete geçmesi, bağımsız bir soruşturma komisyonu oluşturarak bir rapor hazırlaması için çalışmalar yürüteceğiz. Daha sonra bu raporun Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne, İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı'nda devam eden soykırım davasına yine Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde devam eden soruşturmaya dahil edilmesiyle ilgili çalışmalarımızı da sürdüreceğiz."
"Kişi ve kurumlar arasında uyuşmazlıklar arttı"
Yılmaz Tunç, birçok alanda kişiler ve kurumlar arasında uyuşmazlıkların arttığına ve suçların çeşitlendiğine işaret ederek, bu ihtilafları büyümeden, zararlı sonuçlarını artırmadan, barışçıl ve yapıcı şekilde çözümlenmesine yönelik çalışmalar yapmanın, yeni usul ve yöntemler ortaya koymanın görevleri olduğunu aktardı.
Bu noktada alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin öneminin ortaya çıktığını kaydeden Tunç, bu yöntemlerle anlaşmazlıkların dostane, en az maliyetle ve makul sürede çözüldüğünü vurguladı.
Tunç, en etkin alternatif uyuşmazlık çözüm yönteminin arabuluculuk olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz bir yıla baktığımızda 1 Eylül'den itibaren yeni getirdiğimiz kira davalarında özellikle önemli bir başarı sağlandığını görüyoruz. Kira fiyatlarında son günlerde fahiş artış nedeniyle birtakım tartışmalar ortaya çıkmaya başlamıştı. Dikkat ederseniz, 1 Eylül'de dava şartı arabuluculuk başladıktan sonra bunun biraz daha sönümlendiğini ve tarafların anlaşmaya, uzlaşmaya vardığını görüyoruz. 1 Eylül'den itibaren kira konusunda arabulucuya başvuru sayısı 240 bin 852 kişi oldu. Bu başvurulardan 108 bin 751'i anlaşmayla sonuçlandı. İki tarafı var. 216 bin kişinin mahkemeye düşmeden sorunlarını karşılıklı dostane şekilde çözmüş olduklarını görüyoruz. Yine ortaklığın giderilmesi uyuşmazlıklarından kaynaklı 73 bin 804 başvuru oldu, 14 bin 600'ü anlaşmayla sonuçlandı. Yine kat mülkiyetinden doğan uyuşmazlıklarda 11 bin başvuru oldu. 3 bini anlaşmayla sonuçlandı. Kira uyuşmazlığından kaynaklanan 240 bin 852 başvuruyu eklersek 1 Eylül'den itibaren toplam 330 bin 424 başvurunun gerçekleştiğini görüyoruz. Burada neredeyse yüzde 50'ye varan bir anlaşmanın söz konusu olduğunu ve başarıyla sürdüğünü söylemek mümkün."
2013'ten bu yana arabulucuların önüne gelen başvuru sayısının 6 milyon 336 bin olduğunu ifade eden Tunç, bu başvurulardan 4 milyon 36 bininin (yüzde 66) anlaşmayla sonuçlandığına dikkati çekti.
Tahkimle ilgili de bugüne kadar önemli ilerlemeler sağladıklarını anlatan Tunç, İstanbul Tahkim Merkezine 2020'de 55, 2021'de 94, 2022'de 107, geçen sene 138 ve bu yıl şu ana kadar 95 başvuru yapıldığını söyledi.
Bakan Tunç, uzlaştırma konusuna da değinerek uzlaştırmayı 2005'te ceza adalet sistemine dahil ettiklerini anımsattı.
"Müzakere edilen dosyaların yüzde 83'ü uzlaşmayla neticelendi"
Uzlaştırma kurumunun toplum tarafından en üst düzeyde kabul edildiğini vurgulayan Tunç, "2017 yılından günümüze kadar uzlaştırma müzakerelerine geçen toplam 2 milyon 93 bin 543 dosyadan 1 milyon 734 bin 951'inde uzlaşma sağlandı. Yani müzakere edilen uzlaştırma dosyalarının yüzde 83'ü uzlaşmayla neticelendi." dedi.
Son 22 yılda ceza hukukunda uzlaştırma müessesesi dışında diğer alternatif çözüm yöntemlerini de kapsama aldıklarını anımsatan Tunç, şunları paylaştı:
"2017'den itibaren 879 bin 738 dosyada kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildi. Bir başka alternatif uyuşmazlık yöntemi olan ön ödemede ise 2017'den itibaren 238 bin 378 dosya ön ödemeyle sonuçlandı. Bu yıl uzlaştırma, seri muhakeme, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve ön ödeme yöntemleriyle 363 bin 36 dava sonuçlandı. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemini daha da geliştirmenin gayreti içerisinde olacağız. Dostane çözüm yöntemi, barışçıl çözüm yöntemi ve toplumsal barışa da hizmet eden, vatandaşlarımızın yargıda yıpranmadan haklarına kavuşmasını sağlayan bu yöntemin çok önemli olduğunu düşünüyoruz."
"Uluslararası sistemde de hakkını korumak için çalışacağız"
Bakan Tunç, konferansının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı ve açıklamalarda bulundu. Ayşenur Ezgi Eygi'nin İsrail askerlerince öldürülmesine ilişkin soru üzerine Tunç, Eygi'nin hakkını ve hukukunu savunmanın, boyunlarının borcu olduğunu belirtti.
Ayşenur Ezgi Eygi'nin naaşının, yarın Bakü üzerinden getirilmesinin beklendiğini aktaran Tunç, "Ayşenur Ezgi'nin naaşı önce İstanbul'a gelecek. Oradan İzmir'e sonrasında da ailesinin isteğiyle Didim'de defnedilecek. Tabii bu süreçte hukuki yollar var, işletilmesi gereken. Öncelikle iç hukuktan kaynaklanan, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerinden kaynaklanan yargı yetkisini kullanmamız gerekiyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız bu konuda yetkili ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından, Ayşenur Ezgi Eygi kardeşimizin şehit edilmesi, katledilmesinden sorumlu olanlarla ilgili olarak bir soruşturma başlatmış durumdayız." diye konuştu.
Soruşturma kapsamında ilgili kırmızı bülten ve yakalama taleplerini de uluslararası anlamda çıkarmış olacaklarını, sorumluların yakalanmasını isteyeceklerini dile getiren Tunç, şöyle devam etti:
"Çünkü orada bazı tespitler var. Ayşenur kardeşimiz başından vurularak şehit edildi ve edenlerle ilgili görüntüler var. Her şey orada, deliller elimizde. Bu anlamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız bir soruşturma başlattı ve iç hukuk bakımından sonuna kadar onun hakkını, hukukunu koruyacağız. Aynı zamanda uluslararası sistemde de onun hakkını korumak için çalışacağız.
Bir kere Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin huzuruna bunu getirmemiz lazım. Raportörlerin raporlarının, İnsan Hakları Konseyi'nde mutlaka görüşülmesi lazım. Bu görüşmeler ve düzenlenecek raporların bir delil olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde İsrailli saldırganlar, soykırımcılar hakkında başlatılan soruşturmaya da Ayşenur'un şehit edilişiyle ilgili dosyanın, raporun dahil edilmesini takip edeceğiz."
Uluslararası Adalet Divanı'nda, Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'nin tüm unsurlarını ihlal eden İsrail hakkında devam eden davaya da müdahillik talebinde bulunduklarını anımsatan Tunç, "Zaten davanın ilk gününden itibaren beyanlarımızı ve delillerimizi sunmuştuk. Bu davaya da yine Ayşenur'un dosyasını inşallah intikal ettireceğiz. Hem uluslararası hukuk alanında onun hakkını ve hukukunu savunacağız hem de iç hukuktan kaynaklanan yetkimizi kullanarak Ayşenur'u şehit edenlerle ilgili soruşturma ve yakalama kararlarını uluslararası arenada talep edeceğiz." ifadesini kullandı.
Narin Güran'ın ölümüne ilişkin soruşturma
Bakan Tunç, bir gazetecinin, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin, "'Bilip de söylemememiz gerekenler var' diyen Galip Ensarioğlu'na bildikleri soruldu mu?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
"Galip Bey bu konuda ne demek istediğini basın mensuplarına açıkladı, burada dosyanın gizliliğine vurgu yaptı. O dosyanın gizliliğine vurgu yapan kısmı çıkarıldığında konu bağlamından kopmuş oluyor. Çok hassas bir konu bu, burada yanlış anlamalara sebep olan cümleler kurmamamız gerekiyor. Bu konuda özellikle herkesin hassas olması lazım."
Tunç, Narin Güran'ın arandığı dönemde sokaklarda bazı gösteriler yapıldığını, sonrasında Güran'ın naaşının bulunduğunu hatırlatarak, "Belki de sokaklarda gösteriler başlatan kişiler eğer naaşına ulaşılamamış olsaydı çok daha farklı bir takım girişimlerde bulunacaklardı. Bunlar doğru değil." sözlerini sarf etti.
"Elde edilen bulgular katillerin kim ya da kimler olduğuna yönelik önemli veriler içeriyor"
Narin Güran'ın naaşı bulunduktan sonra da onu katledenlerin bulunması için Cumhuriyet Başsavcılığının, kolluk güçlerinin yoğun bir gayretinin olduğunu anlatan Tunç, "Toplanan deliller var, alınan ifadeler var. Adli Tıp Kurumumuzun incelemeye aldığı bulgular var. Elde edilen araçlardan elde edilen kimyasal veriler var, hepsi değerlendirilecek. Şundan kimsenin şüphesi olmasın, burada elde edilen bulgular, şu aşamada katillerin kim ya da kimler olduğuna yönelik önemli veriler içeriyor." bilgisini paylaştı.
Adli Tıp Kurumunun kapasitesinin çok güçlü olduğunu ve teknik incelemeleri yaptığını vurgulayan Tunç, sürecin 2 hafta süreceğini kaydetti.
Bakan Tunç, "Bu patolojik, biyolojik ve kimyasal verilerin özellikle değerlendirilmesi belli bir zaman içerisinde gerçekleşiyor. Teknolojinin tüm imkanları bugün basına da yansıyan böceklerden tutun da hepsi Adli Tıp kapasitemizin içerisinde sağlanıyor. Burada hem ifadelerden yola çıkılarak elde edilen hem Narin kızımızın naaşından elde edilen 91 doku var. Bir kısmı Adli Tıp Diyarbakır Grup Başkanlığımızda, bir kısmı Adli Tıp İstanbul Başkanlığımızda ve yine jandarmanın kriminal incelemelerinde olan var; Van'da, Diyarbakır'da. Şu anda teknik incelemeler devam ediyor." dedi.
"Birtakım senaryolar çiziliyor, bu soruşturmanın selameti açısından doğru değil"
Soruşturmanın gizliliğinin önemine değinen Tunç, şunları söyledi:
"Narinin katillerine bir an önce ulaşılması ve hak ettiği cezaları alabilmesi için soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi lazım. Dışarıda basın yayın organlarında maalesef bazı cümleler kurulduğunu görüyoruz. Birtakım senaryolar çiziliyor. Bu da tabii soruşturmanın selameti açısından doğru değil. Hep birlikte millet olarak bizi çok derinden yaralayan bir konu Narin'in katledilişi. Dolayısıyla Narin evladımızı katledenleri bizim yargı önüne çıkarmamız lazım. Bu bizim boynumuzun borcu. Dolayısıyla yargı huzurunda da bunların kanunumuzun gerektirdiği en ağız cezaya çarptırılması lazım. Çocuklarımızın korunması, çocuk istismarının önlenmesi konusunda biz çok hassasız."
"22 kişinin ifadeleri adliyede alınmaya başlanacak"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Narin Güran'ın kabrini ziyaret ettiklerini, kabri başında dua ettiklerini anımsatan Tunç, mezar ziyaretinin ardından Cumhuriyet Başsavcısından kapsamlı bilgi aldıklarını vurguladı.
Tunç, "Tabii bu bilgiler, soruşturmanın gizliliği kapsamında devam eden bilgilerin dışında. Özellikle soruşturmanın daha etkili yürütülebilmesiyle ilgili olarak da arkadaşlarımızın düşüncelerini almış olduk. Soruşturmayı da titiz şekilde takip ediyoruz. Bugün 22 kişinin ifadeleri adliyede alınmaya başlanacak ve sonuca göre soruşturma devam edecek. Bizim şu anda odaklandığımız nokta Narin kızımızın katillerini bulmak, bu soruşturmayı etkin bir şekilde yürütmek." açıklamasında bulundu.
Bir gazetecinin, vatandaşların kişisel verilerinin çalındığı iddiasıyla ilgili sorusu üzerine Tunç, konuya ilişkin açıklama ve iddiaları görmediğini, böyle bir durumun yaşanması halinde kişilerin gerekli başvuruları yapabileceğini belirtti.
Bakan Tunç, Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde, 2 yaşındaki kız bebeğin darbedilmesine yönelik Malkara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında 5 kişinin tutuklandığını, soruşturmanın devam ettiğini ve bebeğin hastanede tedavi altında olduğunu da bildirdi.
Kaynak: AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.