2018 yılında devletin ve milletin kazanımları artacak

Kahramanmaraş Baro Başkanı Vahit Bağcı 2017 yılını siyasi ve ekonomi anlamında gazetemize değerlendirdi.

Yayınlanma:
Güncelleme: 30 Ocak 2018 10:08
2018 yılında devletin ve milletin kazanımları artacak

Avrupa’da asırlık dev holdingler iflas bayrağını çekerken Türkiye ekonomisinin dik bir şekilde ayakta kaldığını belirten Vahit Bağcı, “2018 yılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletinin kazanımlarını artıracağı bir yıl olacaktır” dedi.

2017 Yılı Ekonomi ve Siyasi Olarak Nasıl Geçti?

Türkiye'de büyümenin kaynaklarına bakıldığında, bölgemizdeki gelişmeler ve stratejik rolü göz önüne alındığında, uyguladığı politikalar ve aldığı önlemler ile stratejik gücünün artırıldığı ve bölgesinde öncü bir güce sahip olduğu görülmektedir. Bu başarılı hamleler ile Türkiye dünyada önem arz eden ve dikkat verilecek ülkelerden biri olmuştur. Bunun yanı sıra bütün dünyada ekonomik bir sarsıntı yaşanırken hemen kapı komşumuz İran dahi bu şiddetli bir şekilde hissedilirken, Avrupa’da asırlık dev holdingler ve büyük şirketler iflas bayrağını çekerken ülkemiz dik bir şekilde ayakta durmaktadır. Öte yandan işin ehli olan liyakat sahibi yöneticiler büyük önem arz etmektedir. Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı sayın Mehmet Şimşek’in dünya ekonomi sistemini tanıması hasebi ile hükümetimizin dengeli ekonomi politikaları ve güçlü devlet stratejileri ile krizlere karşı kapsamlı ve başarılı mücadeleler verilmektedir. Özellikle 3. çeyrekte ülkemizin yüzde 11.1 gibi yüksek oranda büyümesi ve bunun içerisinde özellikle imalat sanayiindeki büyüme oranı ekonomimiz için sevindirici bir gelişmedir. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığı bir ülkede darbe girişiminin ertesi yılında böylesi önemli gelişmelerin yaşanması gelecek için umut vericidir.

Siyasi açıdan konuyu ele aldığımızda içerisinde birçok reformları da bünyesinde barındıran kapsamlı bir referandum sürecinden halkın hükümetine destek vererek başarılı bir şekilde çıkılmıştır. Ülkemiz kısır döngü içerisinde süregelen iç sorunlar ile zaman geçirip dünyaya kapalı kalmayı tetikleyen parlamenter sistemden yeni bir yönetim sistemi olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmenin hazırlığı içinde olup emin adımlar ile 2023’e doğru ilerlemektedir. Başkanlık sistemini uzlaşmaya kapalı olmakla suçlayanlar şimdi aynı “kayık”ta uzlaşma görüşmelerine devam etmektedir. Yine AK Parti ile MHP de mutabakat görüşmeleri gerçekleştirmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken konu Başkanlık sisteminin uzlaşmaya kapalı olmadığı, yalnızca “koalisyon” denilen yapının seçim öncesinde gerçekleştirilerek millete onları yönetecek hükümeti seçim öncesi göstermesidir. Aksi durumda eski Türkiye’de olduğu gibi hükmetme hırsıyla kirli pazarlıkların yapıldığı ve kapalı kapılar ardında oluşturulan ve bu nedenle de daha başlangıçta sakat ittifaklara ülke teslim edilmekte idi. Şimdi ise seçim öncesi bu uzlaşma tamamlanacak ve millete sunulacak; milletimiz kendi hükümetini ve başkanını kendisi seçecektir.

Başkanlık sisteminin diğer önemli kazanımı ise istikrardır. Artık seçimle birlikte kim gelirse gelsin en az 5 yıl boyunca politikalar devam edecek, ekonomi, eğitim ve sağlık gibi faydalarını uzun vadede görebileceğimiz yatırımların sürekli olarak desteklenecektir. Bir yanda 5 yıl için oluşturulacak politikalar varken öyle sanıyorum ki hiçkimse ömrünü kestiremediği bir hükümet istemeyecektir. Bu vesileyle Başkanlık sisteminin tekrardan milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor ve özellikle de muhalefette bulunan partilerimize halkın onayından geçmiş olan bu sistemi içselleştirmelerini ve buna göre siyasete devam etmelerini nacizane tavsiye ediyorum.

2018-yilinda-devletin-ve-milletin-kazanimlari-artacak1.jpg

2017 yılı içerisinde çıkarılan KHK’ları nasıl değerlendiriyorsunuz?

15 Temmuz FETÖ ihanet hamlesi ile sergilenen dış mihrak uzantılı işgal girişimine milletin desteği ile devletimizin karşı koyması, ardından ilan edilen OHAL ile ülkemizin, devletimizin ve milletimizin güvenliği sağlanmak istenmektedir. Konu alan hususlar üzere istikrarın korunması adına milli güvenlik politikaları icra edilerek kanun hükmünde kararnameler ile birçok yenilik gerçekleştirilmiştir. Emin olun bunların hepsi ülkemize, devletimize ve milletimize faydalı olan kararlardır. Kanun hükmünde kararnameler alanında uzman saha stratejistlerinin analizleri ile bilgilendirilen devletimizin ve hükümetimizin bu analizleri yerinde inceleyerek sağlamasını gerçekleştirdikten sonra uygulamaya aldığı kararları belirtmektedir. Burada asıl ayakta durması gereken devlettir. Devleti ayakta tutacak olan güç ise millettir. Nizam ve adaletin temin edilmesi için hükümetimizin ve devletimizin aldığı kararlara suhulet içerisinde bakarak onları anlamaya çalışılmalıdır.

KHK’lar hakkında özellikle basında sert eleştirilerin yapıldığını görüyorum. İlk olarak ifade etmeliyim ki bu haksız eleştiriyi yapanlar 15 temmuz gecesini çabuk unutmuşa benziyorlar. Hükümeti Ohal ilan etmekle ve devam ettirmekle suçlayanlara yaşadıklarımızı ve Anayasamızın 122. maddesini hatırlatmak istiyorum. Madde metninin kullandığı tabir şu şekildedir :

“Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması”

bu yazılanların tamamı 15 Temmuz gecesi yaşanlardır. Peki anayasa bu durumda hangi olağanüstü yönetim tarzını öngördüğüne bakıldığında cevap “sıkıyönetim”dir. Ancak hükümet doğru bir hamleyle bu süreci daha hafif olan OHAL ile idare edebilmiş ve gerekli önlemleri almayı başarmıştır. OHAL’in devam etmesi meselesine gelince; karşımızda sinsi ve ilmek ilmek örülmüş kompleks bir yapı bulunmaktadır. Takdir edilecektir ki böylesi bir yapıyla mücadele etmek hiç de kolay değildir. Bakın 15 Temmuz gecesi darbecilerce vurulan ve kahraman ilan ettiğimiz askerler bi bakıyoruz kripto çıkıp itirafçı oluyorlar. Bugün bile 69 fetöcü itirafçı olup güvenlik birimlerine teslim olmuşlardır. Şimdi böyle bir yapı ve ortam karşısında tabiki hükümet temelini Anayasa’dan alan yönetim tarzını kullanacaktır ki bunun en tabii hakları olduğunu düşünüyorum.

Kahramanmaraş Barosu 2017 yılını nasıl geçirdi?

Kahramanmaraş Barosu 2017 yılını azim, mücadele, yardımlaşma, dayanışma ve üstünlerin hukukunu yok sayıp hukukun üstünlüğünü ilke edinerek şehrimizde bu ideali yaşamak ve yaşatmak üzere verimli bir yıl geçirdi. Siyaset ve hukuk dünyasına adım attığımda kendime hayat prensibi olarak benimsediğim merhum Aliya Izzetbegoviç’in “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” nasihatine mazhar olmak oldu. Çok şükür dostlarımın haykırışı, samimiyeti ve güvenleri şahsımı ikiyüzlü hainler tarafından itilmek istendiğim bir uçurumdan çekip çıkardı. Göz perdelerimin kalkarak siyaset âlemi ve politika arenasını net bir şekilde görmek nasip oldu. Dün dediğim, bugün yaşadığım ve yarın da haykıracağım bir hakikat varsa o sadece ‘vatan sağ olsun’ dur.

Nitekim kadim devletimin de şahsıma güvendiği bir vatandaşı olduğumu ifa etmesi yaşanan zorlukların ve mücadelenin meşakkat olmayıp deneyim mahiyetine bir erdem olduğu hakikatidir. Kahramanmaraş Barosu için 2017 yılı adalet mülkün temelidir, mülk ise kimsenin tekeli değildir diyerek nizam ve intizamın devamlılığı tarafında olduğunu göstermiştir.

2018 yılı siyasi ve ekonomideki beklentileriniz nelerdir?

Ülkemiz güçlü bir şekilde 2018’e başarılı bir giriş yapmıştır. Başta terörle mücadele, FETÖ, PKK, DAİŞ, PDY vb. yasadışı örgütler ile kapsamlı ve başarılı bir şekilde mücadele etmiştir. Bölgesinin cereyan eden olaylarına kayıtsız kalmayarak yardımlaşma ve dayanışma çalışmalarına aralıksız devam etmiştir. Ortadoğu’ da devam eden savaşın biterek barış ve istikrarın temin edilmesi için gece gündüz hassas bir şekilde mücadele etmektedir. Buradan söylemek istediğim 2018 yılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletinin kazanımlarını artıracağı, kriz süreçlerini atlatacağı, dost ve akraba toplulukları ile kaynaşarak yardımlaşma ve dayanışma çalışmalarının dünya ülkelerinin de gıpta edeceği güçlü bir seviyeye geleceği bir yıl olacaktır.

Siyasi olarak konuyu ele aldığımızda yakın zamanda gerçekleşecek yerel secim ve büyük ihtimalle yılsonuna gerçekleşecek genel seçim ile Türkiye ayağındaki prangalardan kurtularak daha özgür ve daha güçlü mesafeler aşarak çağın öncüsü bir ülke haline gelecektir. Bu hususta sergilenen tutum ve entrika her ne olursa olsun yılmadan, yorulmadan ve kimseye darılmadan azim ve sabır içinde devletimizin bekası, ülkemizin refahı ve milletimizin selameti için gayret etmeye devam edeceğiz. Dava adamı olarak tanıdığımız ve güvendiğimiz liderimiz sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan beyefendiye inandığımız yolda yoldaş olmaya devam edeceğiz.

Kahramanmaraş Barosu olarak 2018 yılı için bir projeniz var mı?

Kahramanmaraş Barosu olarak 2018 yılına yönelik çok farklı bir proje uygulaması gerçekleştireceğiz. Baro başkanı seçildiğim 2014 yılının ilk gününden itibaren Baromuz bir yandan şehrin adalet savunuculuğu görevini ifa ederken diğer yandan da kendi içinde bir eğitim akademisi oluşturmuştur. Gerek baromuz bünyesinde vermiş olduğumuz seminerlerle gerekse de Türkiye Barolar Birliği koordinasyonuyla meslek içi eğitim seminerleri gerçekleştiriyoruz. Bu vesileyle meslektaşlarımızı hem güncel tutmuş oluyoruz hem de özellikle genç avukatlarımızın uygulamayı öğrenmesine yardımcı oluyoruz.

Tabi bir yandan meslektaşlarımıza yönelik hizmetlerimiz devam ederken diğer yandan da ilk elden vatandaşlarımıza ulaşmak için her türlü gayreti gösteriyoruz. Özellikle kişilerin özgürlüklerinin söz konusu olduğu Ceza alanlarında çocuklara ve bazı suçlara yönelik olarak meslektaşlarımız nöbetleşe olarak müdafiilik hizmetini yerine getirmektedir. Yine özellikle yardıma muhtaç kadınlarımızın çoğunlukla faydalandığı Adli Yardım projemiz de genişleyerek devam etmektedir. Maddi durumu yerinde olmayan ama adalete de ekmek gibi su gibi muhtaç olan tüm vatandaşlarımıza ücretsiz olarak hukuki yardımda bulunuyoruz. Yine her sene daha çok vatandaşımıza ulaşabilmek adına da yılda bir kaç defa şehir merkezinde ve piazza Avm’de stantlar açıp halkımıza ulaşmak istiyoruz.

bir diğer projemiz ise Baromuz bünyesindeki avukatlar ile hukukçular kulübü projesini hayata geçireceğiz. Kamu kurum ve kuruluşları, eğitim kurumları ve köklü sivil toplum kuruluşları ile koordineli olarak farklı bir çalışma icra edeceğiz.

Suç ve suç unsurlarından korunma, madde bağımlılığından korunma, asayiş ve toplum düzeni, güçlü devlet ve güçlü millet konulu seminer, konferans, söyleyişi ve etkinlikler ile hem toplumun aydınlatılarak kalkınmasına hem de gençlere rehberlik edeceğiz. Yer yer barolar birliği başkanlığının da destekleyeceği projemize alanında uzman akademisyenler, aydın ve akil kişiler eşliğinde etkinlikler düzenleyerek kamusal düzeni güçlendiren eğitici, öğretici ve toplum psikolojisine pozitif enerji sarf ederek katkı sağlayan önemli projeler icra edeceğiz.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.