Yunus Emre Mahallesi Adını Nereden Almıştır?

Kahramanmaraş’ın Onikişubat İlçesine bağlı olan Yunus Emre Mahallesi hakkında merak edilenler

Belediye Meclisinin 08.03.2000 tarih ve 2/11 nolu kararı ile bölünerek beşe ayrılmıştır. Akif İnan Mahallesi, Şehit Abdullah Çavuş Mahallesi ve Haydar Bey Mahallesi Yunus Emre Mahallesi’nden ayrılıp müstakil mahalle olurken bir kısmı da Abdulhamid Han Mahallesi’nin bir bölümünü oluşturmuştur. Mevcut haliyle güney sınırının Senem Ayşe Caddesi, batı sınırının 23. Sokak ve Bahçeci Hoca Bulvarı, kuzey sınırının Necip Fazıl Kısakürek Bulvarı, doğu sınırının ise Şeyh Edebali Caddesi ve 8. Sokak olarak belirlenmesine karar verildi.

Kuzeyinde Necip Fazıl Mahallesi, doğusunda Kaamanlı Mahallesi ve Abdülhamid Han Mahallesi, güneyinde Piri Reis Mahallesi, batısında Akif İnan Mahallesi yer almaktadır. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi, Hz. Yunus Camii, Çukurova Elektrik Anadolu Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi, Halk eğitim Merkezi sınırları içerisinde yer alır.

Mahalleye ismi verilen Yunus Emre, Türk’ün İslam’a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koymuş, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır. Şiirleri yüzlerce yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmıştır. Mısralarıyla Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır. Bazı kaynaklarda Anadolu’ya gelen Türk boylarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilirse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir’de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi. Batı Anadolu’nun birkaç yöresinde “Yunus Emre” adını taşıyan ve onunla ilgili görüldüğünden “makam” adı verilen yer vardır. “Bir garip oldu diyeler / Üç gün sonra duyalar / Soğuk su ile yuyalar / Şöyle gaip bencileyin” diyen Yunus, belki de doğduğu ve yaşadığı topraklardan çok uzaklarda bu dünyadan göçüp gitttiğini anlatmak istemektedir.

Türkiye’nin pek çok yerinde Yunus Emre’nin mezarı olduğu iddia edilen pek çok mezar ve türbe vardır. Bunlardan başlıcaları şöyle sıralanabilir: Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy; Karaman’da Yunus Emre Camii avlusu; Bursa; Kula ile Salihli arasında Emre Sultan Köyü, Erzurum, Duzcu Köyü; Isparta’nın Keçiborlu ilçesi civarı; Aksaray; Afyon’un Sandıkl ilçesi; Ordu’nun Ünye ilçesi; Sivas yakınında bir yol üstü.

Görüldüğü gibi sayı ve iddia hayli kabarıktır. Bazı belgeler, Yunus Emre’nin asıl mezarının Karaman veya Sarıköy’de olduğuna işaret etmektedir. Nitekim, 1970’li yılların başında Sarıköy’deki mezarın Yunus’a ait olduğuna kesin gözüyle bakılarak bu köye Yunus Emre adı verildi ve oradaki bir bahçe içine anıt dikildi. 1980’li yıllarda ise, 1350’de yapılmış olan Karaman’daki Yunus Emre Camii’nin yanındaki mezarın onun gerçek mezarı olduğu iddia edildi. Aslında bu durum, Yunus Emre’nin Türkler tarafından ne kadar sevildiği ve benimsendiğinin çapıcı bir örneğidir. Gerçekten de halktan biri olan Yunus Emre, halkın değer, duygu ve düşüncelerini dile getirişi itibariyle tarihimizin en halkla barışık aydınlarından biri olma özelliğine sahiptir.

Türk-İslam tasavvufunun dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre’nin şiirlerinde ahlak, hikmet, din, aşk gibi konuların hemen hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde bir yere oturtulur. Mısralarında didaktik ahlak telkinlerinde bulunan Yunus Emre “gönül kırmamak” konusuna ayrı bir önem verir ve “üstün bir değer” olarak şiirlerinde bu konuyu özenle işler. Bu arada Yunus Emre’yi öne çıkaran bir başka önemli özelliği de, şiirlerinde işlediği konuları ve telkinlerin bizzat kendi hayatında uygulamasıdır. “Din tamam olunca doğar muhabbet” diyen Yunus, İslamın sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet, değerlerini benimsemeyi telkin eder. Yunus’un sanat anlayışı, dini ve milli değerleri bağdaştırdığı mısralarında kendini gösterir; millileşen tasavvufa, Türkçe’nin en güzel ve güçlü özelliklerini kullanarak tercüman olur. Gerçekten de 11, 12 ve 13. Yüzyıllarda Türkistan ve Anadolu Türkleri arasında çok yayılan tasavvufun Türk şairleri arasında iki büyük sözcüsü vardır. Türkistan’da Ahmet Yesevi, Anadolu’da Yunus Emre… Yunus Emre’nin tasavvuf anlayışında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini yenmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe karşı çıkmaktır. Yunus Emre aynı zamanda bütün insanlığa hitap eden büyük şairlerdendir. Bu anlamda Mevlana’nın bir benzeridir. O’nun Mevlana kadar çok tanınmayışı ise, bir yandan kullandığı dil olan Türkçe’nin Batı’da Farsça kadar bilinmemesi, öte yandan da Türk aydınlarının O’nu ihmal etmesindendir. Yunus’taki insanlık sevgisi, neredeyse kendisiyle özdeşleşmiş “sevgi felsefesi” nin bir parçası ve hatta sonucudur. Nitekim Yunus’un insan sevgisini ilahi sevgi ile nasıl bağdaştırdığını gösteren en çarpıcı mısralarından birisi “Yaradılanı hoş gör / Yaradandan ötürü” dür. Yunus Emre’ye göre insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak etmektedirler. Mademki insanoğlu ruh yönüyle Allah’tan gelmektedir; öyleyse insanlar hiçbir şekilde birbirlerinden bu anlamda ayrılamazlar.

Yaşadığı çağın gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda Yunus’un bir başka önemli tarafı ortaya çıkar: Yunus Emre, hem Türk şiirinin kurucusu, hem de milli birliğin önemli tutkallarından biridir. Yunus Emre, kelimenin tam anlamıyla “milli bir sanatçı’dır. Tıpkı, Nasrettin Hoca, Köroğlu, Dadaloğlu veya Karacaoğlan gibi… Yunus Emre’nin şiirlerinde en fazla işlenmiş temalar; ilahi aşk, din, ahlak, gurbet, tabiat, ölüm ve faniliktir.

Bana Seni Gerek Seni

Aşkın aldı benden beni,

Bana seni gerek seni;

Ben yanarım dünü, günü,

Bana seni gerek seni,..

Aşkın, aşıklar öldürür.

Aşk denizine daldırır

Tecelli ile doldurur

Bana seni gerek seni.

Sofilere sohbet gerek

Ahilere Ahret gerek

Mecnunlara Leyla gerek

Bana seni, gerek seni.

Yunus durur benim adım

Gün geçtikçe artar odum

İki cihanda maksudum

Bana seni gerek seni…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Şehit Çuhadar Ali Caddesi Adını Nereden Almıştır?
İnönü Caddesi Adını Nereden Almıştır?
Hikmet Kabakcı Caddesi Adını Nereden Almıştır?

Kültür Sanat Haberleri