SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Opr. Dr. Ahmet Tüfekçi, idrar yollarında taşların oluşmasıyla ortaya çıkan üriner sistem taş hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu. Taşların böbreklerde, idrar kanalında veya mesanede görülebileceğini belirten Tüfekçi, “İdrarın içerisindeki bazı maddelerin yoğunlaşması ve kristalleşmesi sonucu oluşan bu taşlar hem kadınlarda hem erkeklerde çocukluk çağı dâhil her yaş grubunda karşımıza çıkabilir” dedi.
Belirtiler
Taş hastalığının en sık görülen belirtilerini sıralayan Tüfekçi, “Böğür ya da yan ağrısı, idrarda yanma, sık idrara çıkma, idrarda kan görülmesi, bulantı-kusma ve idrar akışında tıkanıklık hissi” şeklinde konuştu. Küçük taşların kendiliğinden düşebildiğini, büyük taşların ise ciddi ağrılara ve böbrek fonksiyonlarının bozulmasına yol açabileceğini söyledi.
Risk Faktörleri
Tüfekçi, yetersiz su tüketimi, aşırı tuzlu ve protein ağırlıklı beslenme, ailede taş hastalığı öyküsü ve bazı metabolik hastalıkların riski artırdığını vurguladı.
Tedavi Yöntemleri
Taşın yeri, büyüklüğü ve hastanın durumuna göre farklı tedavi yöntemleri bulunduğunu aktaran Tüfekçi, günümüzde ilaç ve bol sıvı takibinden ESWL (taş kırma), endoskopik lazer cerrahileri, perkütan nefrolitotomi ve nadiren açık cerrahiye kadar çeşitli seçenekler uygulandığını ifade etti.
“Özellikle endoskopik cerrahilerde kullandığımız thulium lazer cihazı ile tam taşsızlık oranlarımız oldukça yüksek” diyen Tüfekçi, hastaların modern yöntemlerden faydalanabildiğini söyledi.
Korunma Yolları
Üriner sistem taş hastalığının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygın görüldüğünü hatırlatan Tüfekçi, “Bol su içmek, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve düzenli kontrollerle taş oluşumunun önüne geçmek mümkündür. Bu şikâyetleri olan ya da ailesinde taş hastalığı öyküsü bulunan kişilerin vakit kaybetmeden bir üroloji uzmanına başvurması gerekir” diye konuştu.