Rektör Can; “Herkesin şahit olduğu birlik ve beraberliğimiz var”

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Niyazi Can, gazetemizin sorularını yanıtlarken, iş adamları ile olan diyaloğunu, hedeflenen yeni fakülteleri, tıp fakültesinin sorunlarını ve KSÜ’nün 2019 yılını değerlendirdi.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİNİN 2019 YILINI ÖZETLEMEK GEREKİRSE NELER SÖYLERSİNİZ?

Üniversitemizde herkesin şahit olduğu birlik ve beraberlik var. Huzur ve barışı tesis etmeye, olan huzur ve barışı daha da güçlendirmeye dönük çabalar içerisindeyiz.  Mutlaka bizden önceki dönemde de üniversitemizde çok güzel işler yapıldı. Bunların başında gelen güzel bir Kampüsümüz var. Bundan yaklaşık 15 yıl önceki bu binalarla ilgili çalışmadan sonra çok fazla yeni çalışmalar eklenemedi. Biz 2019 yılında yeni binalar eklenmesi yönünde çabalarda bulunduk. Tıp Fakültesi Morfoloji binamız henüz tamamlanmadı, bunun tamamlanması için devletimizin yetkililerine ve Kahramanmaraş parlamenterlerine ve Ankara’daki bürokratlara bunu hatırlattık. Karacasu ve Bahçelievler Kampüslerimizdeki fakülte ve yüksekokul binalarının yenilenmesi yönünde çabalar içerisinde bulunduk. Bu nokta da 2020 yılında gelişmeler olacağını düşünüyoruz. Tabi huzur, barış, birlik ve beraberlik olmayan bir yerde eğitim-öğretim, bilimsel çalışmalar, teknoloji üretimi, bunlardan bahsedilemez. Öncelikle bunu tesis etmeye çalıştık. Üniversitemizde iç barış ve şehirle barışı güçlendirme adına ne gerekiyorsa yapmanın gayreti içerisindeyiz. Şehirle barışımızı ve işbirliğimizi hemen hemen bütün kurum ve kuruluşlarla aksatmadan sürdürüyoruz.

İŞ ADAMLARIYLA ARANIZDA DİYALOG VAR MI? TEKNO KENTİN TÜRKİYE’DEKİ YERİ NEDİR?

Bütün kurum ve kuruluşlarla olduğu gibi iş dünyasıyla iş birliğini daha işlevsel hale getirmeye,  somut adımlarla daha ileri düzeylere getirmeye çalışıyoruz. Örneğin Teknokentte Ticaret ve Sanayi odasıyla, diğer inovasyon ve arge birimleriyle beraber çalışılıyor. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi dahil Kahramanmaraş’tan 16 firma ile ortağız. Kahramanmaraş’taki firmalar başta olmak üzere 45 firmanın teknokentte ofisleri var.

Türkiye’de bulunan 60’ın üzerinde ki TEKNOKENT içerisinde ilk 16’ya girebiliriz. Bunu hızlı bir şekilde daha ileri noktalara götürmek istiyoruz. Ticaret erbabıyla sanayicilerimiz de firmalarımızla etkili iş birliğimiz her anlamda devam ediyor. Bunun somut işaretlerini de söyleyecek olursak, örneğin kuyumculuk bölümümüze bağlı 3D modelleme merkezinde önemli çalışmalar var. Aralık ayında takı tasarım ödülleri verildi. Çelik mutfak eşya test ve analiz merkezi projemizle ilgili süreç hızla devam ediyor.

ÜNİVERSİTE’DE KAÇ FAKÜLTE VAR?

Üniversitemizde 11 fakülte var. Orman, Ziraat, Fen Edebiyat, mühendislik Güzel Sanatlar, Eğitim, Tıp, Diş Hekimliği, Sağlık Bilimleri, İktisadi ve İdari Birimler.  8 kampüsümüz var. Bu 8 kampüslerimizde de 35 bin öğrencimiz var. Bunun yaklaşık yüzde 50’si şehir dışından gelen öğrencilerdir.

YURT SORUNU YAŞIYOR MUSUNUZ?

FETÖ’den dolayı 3 yıl önce yurt sorunları yaşanıyordu. Şu anda bu Asgari düzeye indi. Ancak erkek yurtlarımız biraz uzakta kaldığı için öğrenciler şehir merkezinde de yurt binaları istiyorlar. Bu noktada biz üniversitemizin arazilerinden Kedi yurtlar kurumu genel müdürlüğüne kız yurtlarının yanında yurtların yapılabileceği alanları tahsis ettik. Şimdi orada yurt inşaatları devam ediyor. Yurtlarda erkekler açısında bir takım sıkıntılar vardı. Ama son 2 yıl içerisinde yüzde 90’nın üzerinde erkek ve kız öğrencilerin yurt sorunu çözüldü. Devlet yurtlarının dışında özel yurtlar ve apart daireler de öğrencilerin tercih ettikleri barınma yerlerindendir.

HEDEFLENEN YENİ FAKÜLTE VAR MI?

Hedeflenen fakülteler arasında Hukuk fakültesi var, İletişim fakültesi var. Hukuk fakültesi ile ilgili müracaatımız 2 yıl önce yapıldı. Müracaatımızı tekrar yeniledik. Bu durumu Yüksek Öğretim Kuruluna, Ankara’daki bürokratlarımıza, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK’e zaman zaman hatırlatıyoruz. Bu noktada hukuk fakültesi ile ilgili öğretim elemanlarını temin etmeye çalışıyoruz. Şu anda Hukuk Fakültesine izin verildiği zaman öğrenci alabilecek hoca altyapımız var. Şehrimizin hem bürokratları ve parlamenterleri hem de kamuoyu bu konuyu takip ediyorlar, hep birlikte takip ettiğimiz zaman güzel sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Üniversite hepimizindir, meseleleri de hepimizi ilgilendirmektedir.

2019 yılı içerisinde Güzel Sanatlar fakültesinde iki bölüm açıldı, 2018-2019 eğitim öğretim yılında üniversitemiz 2 fakülte daha kazandı. Sağlık bilimleri ve Diş Hekimliği Fakülteleri açıldı. Buralara hızlı bir şekilde hoca takviyesi yapıyoruz. Biz geldiğimizde diş hekimliği fakültesinde 7 tane diş hekimimiz vardı şuan da 23’ e çıktı. son 1 yıl içerisinde 17 Diş Hekimi aldık ve bunların çoğu uzman. Şehrimiz, uzman diş hekimlerinin istihdam edildiği diş hekimliği fakültesine, ağız ve diş sağlığı uygulama ve araştırma merkezi dediğimiz ikinci bir diş hastanesine kavuşmuş oldu. Diş Hekimliği Fakültemiz ve ağız ve diş sağlığı uygulama ve araştırma merkezimiz ile ilgili 2020 yılı içerisinde avşar kampüsü  içerisinde daha uygun bir fiziksel alt yapı oluşturacağız. Diş Hekimliği Fakültesini hastanemiz içerisinden alıp daha  uygun fiziksel yapıya kavuşturduğumuz zaman uzman Diş Hekimi takviyesi yapmaya devam edeceğiz.

TIP FAKÜLTESİNDEN BAHSETMEK GEREKİRSE NELER SÖYLERSİNİZ?

Şunu net olarak söyleyebilirim; Bizden önceki dönemde tıp fakültesindeki hocalar ve çalışanlar başka özel hastanelere, kurumlara, devlet hastanelerine ve farklı üniversitelere gitmek istiyorlardı. Biz bunu tersine çevirdik. Zorunlu sebeplerle gidenlerin dışında çok sınırlı düzeyde gidişler var. Bu hareketlilik zaten başka fakülte ve hastanelerde olağan şeyler. Ama dışarıdan çok sayıda çeşitli branşlarda tıp hekimi hocalarımız artık bizim üniversitemize gelmek istiyor. Talepleri mevcut kadro imkanları içerisinde sırayla değerlendiriyoruz. Şehrimizde 3. Kademe olan tek hastaneyiz, diğer özel ve devlet hastanesinde yapılamayan teşhis, tedavi ve ameliyatlar KSÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılıyor.

TIP FAKÜLTESİNİN EKSİKLERİ NELER?

Bazı spesifik alanlarda ya da yan dal dediğimiz alanlarda hoca eksiği vardı. Çocuk nöroloğu, çocuk kardiyoloğu gibi alanlarda çalışan bazı hocalarla temasa geçtik. Gerekli anlaşmalar sağlandı, 2020 yılının ilk aylarında özellikle yan dal dediğimiz sayısı sınırlı olan hocalarımızın sayısını çoğaltmanın altyapısını, gerekli temasları sağladık. Buradan her hangi bir soruşturmayla değil de kendi isteğiyle gitmiş hocalarımızın tamamıyla iletişim halindeyiz. Bunların büyük çoğunluğunun tekrar üniversitemize döneceği ile ilgili sözler aldık. 2020 yılında hastanemizde çok daha iyi şeyler olacaktır.

TIP FAKÜLTESİNDE YAŞANAN SORUN, TALEP VE İSTEKLER REKTÖRLÜĞE ULAŞMALI MI? BU KONUDA VATANDAŞ KAPINIZI ÇALABİLİR Mİ?

Vatandaşlarımız kesinlikle başhekimliğe, dekanlığa ve rektörlüğümüze bütün taleplerini iletebilirler, yazabilirler. Hastanede 1500 kişi çalışıyor. Her gün 2-3 bin insan girip çıkıyor. Elbette aksaklıklar ve sorunlar olabiliyor. Oraya gelen insanlarımız zaten sıkıntılı, bir tarafı rahatsız veya hasta yakını. Bu yüzden o anki hastalığın verdiği stresle yüksek sesle konuşabilirler. Ama bizim sağlık personelimiz sekreterler, doktorlar, başhekimler ve hatta Dekanlar hasta ve hasta yakınına nazik olmak zorundadır. Sabahleyin ilk karşılaştığımız hasta ve hasta yakınına gösterdiğimiz güler yüzü akşam 100’üncü gelen kişiye de göstermemiz lazım.

Çağımız sürekli eğitim ve öğrenme çağı, bu olgudan hareketle “öğrenen üniversite ve sürekli eğitim” koordinatörlüğü kurduk. Bunun başına da bir dekanı atadım. Bundan sonra hastanemizin ve üniversitemizin en önemli özelliklerinden biri hayat boyu öğrenme ve sürekli eğitim olacaktır. Eğitim fakültesi koordinatörlüğünde eğiticilerin eğitimi programları başlatıldı. Üniversitemizin orman fakültesi hocaları biraraya geldi onlara öğrencilerle ilişkiler program yönetimi eğitimleri, ölçme ve değerlendirme eğitimleri verildi.  Hocalar arasında iletişim ve hoca öğrenci ve hoca idari personel iletişimi ile ilgili 3-4 günlük tam gün eğitimler düzenledik, bu eğitim tüm birimler için adım adım devam etmektedir. Doçent ve profesörlerimiz, sınıfta insan ilişkileri, iletişim, ölçme ve değerlendirme alanında etkili sınıf yönetimi, etkili program yönetimi alanlarında eğitimler istediler bu talebi karşılamak üzere eğitim fakültesi hocalarımız seferber oldular bu eğitimler, orman fakültesinden sonra tıp fakültesinde iki kez yapıldı, sağlık bilimleri fakültemizde gerçekleştirildi. Bu arada hasta ve hasta yakınlarıyla temas halinde olan sekreterlerin eğitimini de başlattık. Önümüzdeki haftalarda bu daha yoğun bir şekilde devam edecektir. Yani aşama aşama tepeden tırnağa eğitim seferberliği içerisindeyiz. Çünkü kimi sorunların, iletişim problemlerinin, uygun, etkili iletişim yöntemlerini kullanarak çözülebileceğine inanıyoruz.

Vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için varız, tüm personelimize de bunu ısrarla söylüyoruz, biz vatandaşımız için buradayız. Yaşadıkları sorunları çözemeyenler başhekimliğe müracaat edebiliyorlar. Burada nadiren sonuç alamadıkları durum olabiliyor. Bize başvurduklarında da derhal sağlık çalışanlarımızı arıyor ve meseleyi anladıktan sonra çözmeye çalışıyoruz. Biz milleti, devleti temsil ediyoruz. Vatandaşımız mutsuz ise biz mutlu olamayız. Hastane müdürlerimiz, başhekimliğimiz  ayrı ayrı devriyelerle hastanenin her noktasını geziyorlar, sıkıntılar varsa anında çözüyorlar. Hatta Rektör ve Rektör yardımcıları olarak ta hastanede her gün, gece ve gündüz hasta ve hasta yakınları ile beraber oluyor onların durumlarını ve varsa meselelerini yerinde konuşuyoruz. 

Tıp fakültemizde fiziksel, teknik ve sosyal meseleler için hastane başmüdürlüğü var. Başmüdürlüğümüze bağlı müdürlükler var. Yapılanma ve organizasyon çok önemli. Şu anda başmüdürlük ve başmüdürlük altındaki müdürlerimiz kendi aralarında uygun bir iş bölümüyle hastanemiz içerisinde bir yapılanmayı gerçekleştirdiler. Yine bunun üzerinde başhekimlik ve başhekimliğimize bağlı yardımcılar sağlıklı bir işbölümünü gerçekleştirdiler, Başhekimlik, başmüdürlük ve fakülte arasında kimi zaman yapısal iletişim problemleri olabiliyordu,  tüm sorunlar büyük ölçüde çözüldü.

Rektörlüğe bağlı Tıp fakültesi ve dekanlığı var. Eğitim öğretim ve hocaların program ve denetimiyle ilgili işlemler Dekanlık çalışma alanına girmektedir. Hastanemizdeki sağlık hizmetleri ve yönetimiyle ilgili işlemlerden sorumlu başhekimlik var. Bu konuda çok ciddi koordinasyon ve etkili işbirliği ortamı sağlandı. Her gün sabah ve akşam fakültemiz, başhekimliğimiz ve başmüdürlüğümüz arasında toplantılarla sabah saatlerinde bir gün önce yapılanlar ve yapılacaklar değerlendiriliyor, akşam saatlerinde de yine o gün içerisinde yapılanlar ve ertesi gün yapılacaklar görüşülüyor. Yani Başhekimimiz, başhekim yardımcılarımız ve hastane müdürlerimiz birlikte, aralarında nöbet sistemiyle her gün mutlaka hastanemizin her noktasını izliyorlar ve kontrol ediyorlar.

KSÜ’NÜN TÜRKİYEDE YERİ VE HEDEFİ NEDİR?

Kahramanmaraş Sütçü İmam üniversitesinin 20 yıl önceki algısıyla bugünkü algısı arasında çok büyük fark var. Aralık ayında katıldığım Batmanda bölge rektörler toplantısında üniversitemizi anlattığımda o bölgedeki üniversite rektörlerinin tamamı biz henüz sizin düzeyinizde değiliz dediler. Yine bir hafta sonra Çanakkale’de bir kongreye katıldım. Orada da uluslararası düzeyde farklı üniversitelerden dünyadan ve Türkiye’den 60’dan fazla üniversitenin katıldığı kongrede (4 rektör ve çok sayıda dekan ve rektör yardımcıları vardı) üniversitemizi anlattığımda, üniversitemizin tıp fakültesindeki gelişmeleri, son bir buçuk yıl içerisinde diş hekimliğinde 23 uzman hocanın istihdam edilebilir olmasını ve başka gelişmeleri anlattığımda, eğitim fakültesinde Üniversitemizde geliştirilen öğretmen yetiştirme modelini izah ettiğimde “sizler bizim tahminlerimizin çok ötesinde bir üniversite haline gelmişsiniz” dediler. Şehrimizin ve üniversitemizin tanıtımı için şehirdeki tüm kesimlerin, kurum, kuruluş, STK’ların, hep beraber sorumluluklarımız olduğunu düşünüyorum.

TEDARİKÇİ FİRMALAR TIP FAKÜLTESİ İLE ALACAKLARI KONUSUNDA SORUN YAŞADIKLARINI İFADE EDİYORLAR. BU KONU İLE İLGİLİ NELER SÖYLERSİNİZ?

Bizim tıp fakültesi hastanesi Türkiye’deki tüm tıp fakültesi hastanelerinin sorununu yaşıyor. Açıkçası gelirimiz giderimizi karşılamıyor. Bunun da iki önemli sebebi var. Birinci mesele sağlık uygulama tebliği 2007 yılında yayınlanmış ve 2007 yılında örneğin bir tıbbi malzeme veya ameliyat malzemesinin fiyatı o zaman 5 lira denmiş. Oysaki biz onu 10-15 liraya alıyoruz. Ya da bir medikal malzemenin fiyatı bugün piyasa dan 100 liraya alıyoruz ama 2007 SUT fiyatları içerisinde bu fiyat 40 lira, 60 liradır. Biz SGK’dan 60 lira alıyoruz fakat bu malzemeye biz 100 lira ödüyoruz.  Bir tıbbi malzeme, piyasa da 10 lira ama devletin belirlediği fiyat 5 lira ise Sosyal Güvenlik Kurumu bize 5 lira ödüyor oysa ki ben onu 10 liraya alıyorum. Bunların birçoğu da eğitimde ve araştırmada kullanılıyor. Eğitim ve araştırmanın karşılığı bir para değildir, neticesi uzun vadeli olup sonuç iyi yetişmiş hekimdir, doktordur.

İkinci mesele, yıllardır taşeron işçi olarak, hemşire, işçi ve diğer meslek personelleri alınmış ve bunlar 1 Nisan 2018’de kadroya geçtiğinde yine döner sermayeden maaşlarını almaya devam ediyorlar. Dönere giren para zaten sınırlı. Personel gideriyle bu daha sıkıntılı hale geliyor. 700 çalışan,  sıkıntılı olan döner sermaye havuzundan para alıyorlar. Geçtiğimiz yıllarda merkezi bütçeden/Ankaradan bu kadrolar Üniversitemize alınsaydı yani işin kolayına kaçılıp taşeron işçi almak yerine Ankara’dan kadrolar temin edilseydi bu işçi maliyeti ile döner sermayenin yükü şimdiki kadar olmayacaktı.

ÖRNEĞİN 100 KALEM ÜRÜNDE ALIMA ÇIKTINIZ, MALİ DURUMDAN DOLAYI 100 KALEMDEN 80 TANESİNE FİYAT VEREN ÇIKMIYOR DİYE BİLİYORUZ. DOĞRU MUDUR?

Burada zaman zaman fiyat vermeyenler oluyor, orada da işin aciliyetine binaen bir kısmına süre veriyoruz. Zorunlu hallerde, satın almamız gereken durumlarda süre veriyoruz. Tıp fakültelerine malzeme verdiğimiz zaman zaten parasını bir iki yılda ancak alıyoruz diyenler var. Bu durumlarda acil malzemeler için 3-4 ay sonra ödeyeceğimizi belirttiğimiz zaman fiyat veriyorlar. Bunun çözümü noktasında Ankara’da çalışmalar olduğunu duyuyoruz. Ankara’daki bürokratlarımız da, Türkiye’deki siyasetçilerimiz de bundan haberdar. Bu noktada bize devletimizin en üst mercilerinde ciddi çalışmalar olduğu söyleniyor.

Her geçen gün devletimizin bütçesinin iyileşmekte olduğuna bizler de şahidiz. 2020 ve 2021 yıllarında bütçeler dengelendiği zaman biz Ankara’dan daha fazla kadro alıp rahatlayacağız. Bizim döner sermayeden maaş alan 700 personeli mesela 300 civarına indirdiğimiz zaman bile döner havuzundaki para farklı giderlere kullanılacak sonuçta ödemeler de hızlanacaktır

ŞEHİRDE ARAŞTIRMA HASTANESİNE İHTİYAÇ VAR MI? DEVLET HASTANELERİ ARAŞTIRMA HASTANELERİNE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ Mİ?

Türkiye’de Devlet Hastanesinin Araştırma Hastanesi olabilmesinin örnekleri var. Vatandaşa dönük hizmetleri aksatmayacak şekilde, vatandaşın teşhis ve tedavileriyle ilgili iş ve işlemlerine katkılar getirecekse Necip Fazıl Şehir Hastanesi Araştırma Hastanesine dönüştürülebilir. Bu da şehir için bir kazanım olur. Bu konuda İstiklal Üniversitesinin bir çabası olduğunu duyuyorum.  

İSTİKLAL ÜNİVERSİTESİYLE KSÜ’NÜN FARKI NEDİR? İSTİKLAL KAHRAMANMARAŞ’A MI YOKSA ELBİSTAN’A MI AİT?

Üniversiteyle ilgili çıkarılan kanunda İstiklal Üniversitesinin kampüsüne işaret edilmiyor. Elbistan’da 2 tane Yüksekokul bir tane Fakülte kurulması kanunda var. Diğer 3 Fakülte ve Yüksekokulların kampüsünün nerede olacağı ile ilgili kanunda madde olmadığı için hala netlik kazanmamış durumda. Ama genel kanaatin büyük Kampüsün Kahramanmaraş’ta, üniversitenin diğer kampüsünün de Elbistan’da olması yönündedir. Şu anda İstiklal Üniversitesi 3 alternatif Kampüs yeri belirlemiş durumda. Bu alternatiflerden biri bizim Karacasu Kampüsü. Karacasu’da 2 Meslek Yüksek Okulumuzun olduğunu, Karacasu Kampüsü’nü istedikleri takdirde İstiklal Üniversitesine verebileceğimizi daha önce ifade etmiştik.

EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI?

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin, buradaki işçiden en üstteki yöneticiye kadar Üniversitemizde sürekli eğitimin yaşatıldığı, öğrenen bir üniversite olarak anılmasını istiyorum. Üniversitemizin kalitesinin sürekli geliştirilmesi yönünde çabalarımız var. Akreditasyon çalışmaları ilk defa bizim dönemimizde başlatıldı. Akreditasyon malumunuz “artık dünya standartlarındayız” demektir. Bu noktada Mikrobiyoloji bölümümüz 6 birimde akredite oldu, Kulak Burun Boğaz kliniği akredite oldu. Cildiye kliniğimizin ve tüm tıp fakültemizin akredite olma yönündeki çalışmaları devam ediyor. Üniversitemizi uluslararası standartlara getirme çalışmamız her anlamda ve her alanda başlatıldı. Bu noktada da somut adımlarımız atıldı ve örneklerimiz var.

Şehrimizi ve üniversitemizi tanıtma yönünde büyük bir çaba içerisindeyiz. Her yıl özellikle bahar döneminde olmak üzere öğrencilerin KSÜ’yü ilk sıralarda tercih etmesi için rehber öğretmenlerle, velilerle, öğrencilerle tabii ki milli eğitimlerle ve liselerle irtibat halindeyiz. Nasıl ki üniversitelerin açılışında ilk dersi uzman bir bürokrat, akademisyen vb. veriyor. 2 yıldır ilk defa liselerdeki ilk dersi de profesörlerimiz vermeye başladı. Artık hemen hemen her öğretim yılı başında, her lisede ilk dersi bizim hocalarımız veriyor.

Şehirle bütünleşme çalışmalarımız devam ediyor. Bazı etkinliklerimizi, Piazza’da, demokrasi meydanında, şehirdeki konferans salonlarında gerçekleştiriyoruz. Şehrimizdeki kurum ve kuruluşlar da kimi etkinliklerini üniversitemizde gerçekleştiriyorlar.

Öğretmen yetiştirme modelimiz çok büyük ilgi görüyor. Türk milletinin tarihi tecrübelerinden, dünyadaki gelişmelerden de faydalanarak bize özgü “Teoriyi uygulamaya taşıyan okur yazar lider öğretmen” modelini geliştirdik ve halen eğitim fakültemizde uyguluyoruz.  

İnşallah 2020 yılının ilk aylarında bin 500 kişilik kongre merkezimiz açıldığında uluslararası büyük kongrelere imza atacağız. 3.’cü uluslararası Türk Dünyası stratejik araştırmalar kongresi 2020 Eylül ayında yapılacak. Kahramanmaraş’ın kurtuluşunun 100’üncü yılı uluslararası sempozyumu 11 Şubatta Atatürk Araştırma Merkezi ile birlikte Kahramanmaraş’ta gerçekleştirilecek. Pek çok ulusal ve uluslararası kongrenin hazırlığı içerisindeyiz. Dijitalleşmeye, bilişim teknolojilerine, inovasyon ve ar-ge çalışmalarına bizler çok önem veriyoruz. Devletimizin hedefleri ve icraatları arasında da bunlar bulunmaktadır zaten.

Her bölümü, her birimi, her fakülteyi, her yüksekokulu o ilçede ve o ilde işlevsel, etkili ve görünür kılmak için gayret ediyoruz. Bu kapsamda, bölüm ve birimlerin şehirdeki kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliğini, faaliyetlerin şehirdeki ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde yapılmasını, şehirdeki ve bölgedeki iş dünyasıyla kariyer günlerinin artırılmasını, etkili staj uygulamalarını, üniversite-şehir bütünleşmesine yönelik işbirliği, paylaşım ve birlikte üretme faaliyetlerini teşvik ediyor ve destekliyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri