İstiklâl Marşı Kemalist Cumhuriyetle uyuşmuyor

Ahmet Doğan İlbey

İstiklâl Marşı’nın fikri başka, Kemalist Cumhuriyetin fikri başka… Birbiriyle uyuşmadığı âşikâr. Aralarında fikrî ihtilaf var. İlkinde Din-i İslâm ve Vatan-ı İslâmiyye üzere Türk vatanını müdafaa eden milletin sesi yankılanır. İkincisinde, Millî Mücadele’nin ruhuna ihânet eden ve milletin bin yıllık hüviyetine zıt Batılı pozitivist inkılâplar hâkim. Bu sebeple imtizaç etmesi, ünsiyet kurması ve uzlaşması mümkün değil. Bu farklılığa rağmen İstiklâl Marşı’nın Kemalist Cumhuriyet’in bir parçası olduğunu söylemek millî marşımıza hakarettir.

İSTİKLÂL MARŞI’NIN HASIMLARI KİMLERDİR?

“Hakk’a tapan millet” olmaya dâvetinden rahatsız olan Kemalistler İstiklâl Marşı’na karşıdırlar. Bu güruhun dünkü temsilcilerinden Ruşen Eşref, Aka Gündüz gibi Kemalist ve Altı Ok’çu aydınların İstiklâl Marşı’nın değiştirilmesini teklif etmeleri niçindir? Kemalizm’in koyu taraftarı pozitivist Nurullah Ataç’ın İstiklâl Marşı’na hakaret etmesi unutulmuş değil: “Doğrusu bu marş değil, bir ilâhî, bir tazarrudur. O güfte bugünkü Türkiye’yi temsil edemez. Bize şimdi ideallerimize uygun, hiç olmazsa onlarla tezat teşkil etmeyecek bir marş lâzım.” (Mehmed Âkif Ersoy Araştırmaları Merkezi)

İstiklâl Marşı’nın Kemalist Cumhuriyete ve dolayısıyla Batılılaşmaya karşı olduğunu bilen bu zihniyet hiç değişmeden devam ediyor.

Çünkü, İstiklâl Marşı’nın fikirleri hayatımızı kuşattıkça Kemalist Cumhuriyet gücünü kaybedecek ve Mehmed Âkif’e “Arapçı ve mürteci” diyen Kemalistlerin ve Altı Okçuların ruhî durumları ve statüleri bozulacak. Bu zihniyete göre, “İstiklâl Marşı’nın devri çoktan kapanmıştır. Bu suiniyetlerinden dolayıdır ki Kemalist Cumhuriyet’e aidiyeti olmayan İstiklâl Marşı’yla millet arasındaki köprüleri yıkmaya çalışıyorlar.

“HAKKA TAPAN MİLLET” MISRAI İÇ TEHDİT SAYILIYOR

Kemalist Cumhuriyet yandaşları İstiklâl Marşı’nın “Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl” mısraını “iç tehdit” olarak görüyorlar. “Hakk’a tapan millettin” değerlerini “redd-i miras” eden Kemalist ve darbeci bir general çocuğunun İstiklâl Marşı’na kuduz köpek salyasından daha şenî sözlerle saldırması, Kemalist Cumhuriyet’in bir ürünüdür. O general çocuğunun “Asım’ın Nesli” nden olmadığı, “Halûk’un Nesli” nden olduğu, Allah ve dinini inkâr eden sözlerinden belli: “Biz, ‘Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk’ın’ diyen Âkif’in sözüne katılmıyoruz. Çünkü Kurtuluş Savaşı gökten gelen ilâhî bir zafer değildir.”

Millî Mücadele’nin ruhunu ifade eden ve “Hakk’a tapan millet” kimliğine çağıran “İsrafil’in sûr’u gibi heybetli bir dile” sahip İstiklâl Marşı’nı önce kabul edip sonra pişmanlık duyanlar, lâdinî pozitivist Altı Ok ilkelerini Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yerine geçirenlerdir. İstiklâl Marşı’nın milletin dimağına ilâhî bir dâvet gibi yerleşmesinden korkan Kemalist oligarşisinin defalarca seküler-laik bir marş arayışına girmesi bu sebeptendir.

Bu güruha göre Kemalist Cumhuriyet hükümferma olduğu müddetçe İstiklâl Marşı’nı okutmanın bir mânası yok. Şöyle mi demek lâzım: Ya Kemalist Cumhuriyetçiler çekilsin, ya da İstiklâl Marşı. Birinin var olduğu yerde diğeri hükümsüzdür. Çünkü Kemalist Cumhuriyetçiler İstiklâl Marşı’nın ruh ve fikrine inanmıyorlar.

“İSTİKLÂL MARŞI TÜRKİYE’DE NEREYE DENK DÜŞÜYOR?”

“Câmideki Şair Mehmed Âkif” kitabının yazarı D. Mehmet Doğan, İlk Adım dergisindeki mülâkatında “İstiklâl Marşı Bir Meydan Okumadır” diyor. “İstiklâl Marşı çoktandır, ne dediği hiç düşünülmeden okunuyor, ezberleniyor, söyleniyor. Hem İstiklâl Marşı’nın hem de merhum Âkif’in, Türkiye’de tam olarak nereye denk düştüğü…” sualine verdiği cevapta, Cumhuriyet zevatının İstiklâl Marşı’na karşı tavır aldığını ve İstiklâl Marşı’nın Atatürkçü Cumhuriyete meydan okuduğunu belirtiyor:

“İstiklâl Marşı’nın bir ‘Millî Mutabakat’ metnidir. Mehmed Âkif Meclis'te hiç konuşmamıştı. Ama İstiklâl Marşı ile söylemek istediğini en müessir şekilde söylemiştir. İstiklâl Marşı öyle bir metindir ki, Türkiye'yi teşkil eden halkın bütününün benimseyeceği unsurlar ihtiva eder. 1924'ten sonra uygulanan politikalar bu ülkenin halkının inanç ve değerlerinin geniş ölçüde dışlanması anlamına geliyordu. O yüzden geniş halk kitleleri bilhassa kendini inanç boyutu ile tanımlayanlar ülkeye bağlılıklarını İstiklâl Marşı ile ifade etmişlerdir. Kendilerini Anayasa ve kanun metinlerinde değil, İstiklâl Marşı'nın metninde bulmuşlardır” (Bu düşünceler, adı geçen kitabın 106 ve 107. sayfasında da yer almaktadır).

D. Mehmet Doğan, “Millî Marş için dönemin ünlü şairlerin içinden neden Mehmed Âkif seçilmiştir?” sorusunu da şöyle cevaplıyor:

“Sebebini, öncelikle dönemin şartlarında arayabiliriz. Batının o sırada çok yakından hissedilen ezici baskısı karşısında, en batıcı olanlar, dine uzak duranlar dahi millet vakıasını, milleti yaşatan değerleri daha objektif olarak görmek mecburiyetinde kalmışlardır. Bunlar da Meclis’teki oylamada çok güçlü bir dinî muhtevaya sahip olan İstiklâl Marşı’na oy vermişlerdir. Mehmed Âkif’e rağbet zafere kadardır! Zaferden sonra emperyalistlerle masaya oturulmuş, o masada sadece yeni Türkiye devletinin maddi sınırları çizilmemiş, manevi sınırları da tayin edilmiştir. Batı emperyalizminin İslâm korkusu yeni devletin oturtulacağı inanç ve düşünce zeminini belirlemiş, bu durumda, ‘İslâm Şairi’ne ihtiyaç kalmamış, hatta korkulan bir şahsiyet hâline gelmiştir.” (a.g.e., s. 107)

ÖZ VATANINDA HAKARETE UĞRAYAN İSTİKLÂL MARŞI

Türkiye dışında, millî marşına hakaret eden hiçbir ülke yoktur. Öz vatanında saldırılara uğrayan İstiklâl Marşı’mız sahipsiz midir? “Dindar bir adam yazmıştır” diye hor görülen İstiklâl Marşı’nın kırk iki yıl da yirmi bir defa değiştirilmek istendiğini okuyanlar bilirler. (Muhiddin Nalbantoğlu, İstiklâl Marşımızın Tarihi)

28 Şubat darbecilerinden azılı bir Kemalist general, “İstiklâl Marşı metnine Hak, ezan, cennet, îman gibi sözcükleri ustalıkla yerleştirdiğini…” söyleyerek, Âkif’e ve İstiklâl Marşı’na galiz bir şekilde dil uzatmıştı. Bunun üzerine “Mehmed Âkif Vakfı” Başkanı D. Mehmet Doğan, İstiklâl Marşı’nın düşmanı olan 28 Şubat darbecilerine karşı savunmaya geçmişti: “Âkif, bütün toplumun değeridir, ona dil uzatan unvanlı da olsa gereken cevabı alır. (…) Âkif, Millî Mücadele’nin en önde gelen sivil kahramanıdır…” (Câmideki Şair Mehmed Âkif, s.165)
Kemalist oligarklar ve darbeciler İstiklâl Marşı’na 1930’lu yıllardan bu yana karşıdırlar. 1937 anayasası ile Kemalist 27 Mayıs darbecilerinin 1961 anayasasında İstiklâl marşı maddesi yoktur.

İSTİKLÂL MARŞI’NIN FİKİRLERİ 1928’DE KALDIRILMIŞTIR

Sözün özü; 1928 Anayasası’ndan “Türkiye Devleti’nin dîni din-i İslâm’dır” maddesinin kaldırılmasıyla İstiklâl Marşı’nın fikirleri bütünüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Millî Eğitim ve benzeri resmî kurumların sun’î hamleleriyle yapılan “Mehmed Âkif ve İstiklâl Marşı Programları” toplumun dimağında vatan millet şuuru uyandırmıyor. Bu samimiyetsiz ve fikirsiz hamlelerden dolayıdır ki, Ali Yurtgezen hoca yıllar önce “İstiklâl Marşı söylenirken çocuklar niye gülüyor?” sualiyle mekteplerde İstiklâl Marşı’nın millete aidiyet gücünün sulandırıldığını, fikrî vakarının kaybettirildiğini ve mecburî bir merasim sıkıcılığına dönüştürüldüğünü dile getirmişti.

İnancımız şudur: İstiklâl Marşı, Kemalist inkılâpların ürettiği kültürden de, edebiyattan da, felsefeden de muazzez ve üstündür. (ilbeyali@hotmail.com)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.