Ulu Camiiden Atatürk Bulvarı’na paralel olarak güneye iner ve Sait Zarifoğlu Bulvarı ile birleşir. Yusufla Mahallesi ile sınır çizgisidir. Eski Hal olarak da bilinir.
Caddeye ismi verilen Hacı Arifoğlu milli mücadele kahramanlarımızdan ve eski belediye başkanlarımzıdandır. Tam adı Arifioğlu Hacı Bekir Sıtkı’dır. Maaş’ta 1869’da doğdu. Babası Arifi Bey, annesi Şerife Hanım’dır. 1915’de belediye başkanı seçilir. Şehir İngilizler tarafından işgal edildiğinde belediye başkanlığına devam etmektedir. Ermeniler İngiliz işgal komutanlığına dilekçe vererek hakkında şikayette bulunarak yargılanmasını isterler. Ali Sezai Efendi’nin Mısırlı Hasan Rıfai’ye verdiği bilgiler sayesinde İstanbul’a gönderilerek yargılanmaktan kurtulur. Fransız işgali ile başlayan cinayetleri durdurmak ve alınacak tedbirleri konuşmak için şehrin ileri gelenleri ile bir toplantı yapar. Toplantı sonrası bir şikayet dilekçesi hazırlanarak imzalanıp Antep’te bulunan işgal kuvvetleri komutanlığına gönderilir. Bayrak Olayı’ndan sonra oğlu Abdulkadir ve Beşenzade Hacı Nuri ile birlikte Sezai Efendiye giderek milli bir teşkilat kurmak için fikir alış verişinde bulunur. Şehrin ileri gelenleri Şekerli Camii hücresinde toplantıya davet edilir. Milli Mücadele için Ali Sezai Efendi ve Rafet Efendi başkanlığında kurulan ilk Heyeti Müteşebbise üyesidir. Çiçekli’de toplanan Merkez Heyeti tarafından aza seçilir. Kuvayı Milliyenin şehirde teşkilatlanmasına katkıda bulunur. Fransız işgal kuvvetleriyle yapılan 22 günlük savaşın öncesinde şehrin ileri gelenleri ile birlikte görüşme yapmak için gittikleri kışla da alıkonularak tutuklanır. Savaşın devam ettiği 22 günlük süreyi kışla da General Keret’in esiri olarak geçirir. Fransız işgal kuvvetleri 11 Şubat 1920 gecesi geri çekilirken beraberlerinde diğer esirlerle birlikte onu da götürürler. 18 ay esaret altında kalır. Halep’te geçen esaret günlerinde çok işkence görür. Oğlu Abdulkadir’e Halep’ten yazdığı mektupla şiir doludur. Özlemini ve acılarını şiile anlatır. Kızı Şerife hatunun çocukken ezberden okuduğu şiirlerden akılda kalan bir dörtlük şöyledir:
“Uşağımın adı dursun
Ben varmazsam çocuklarım bir arada dursun
Abdulkadir onlara ekmek yetiştirsin
“gönderin yavrularımı göresim geldi.”
Üç evlilikten altısı erkek, dokuzu kız olmak üzere onbeş evladı vardır. Kızı Şerife hatun Erdem Beyazıt’ın annesi, oğlu Abdulkadir ise Ali Sezal’ın babasıdırç
Yapılan antlaşma ile 1921 Ağustos’unda serbest bırakılır. Maraş’a döner. Fazla yaşamaz ve 15 Ocak 1929’da vefat eder.