Gül Bahçesine Devam

Hüseyin Yılmaz

Gül Bahçesine Devam

Okumak… Okumak… Okumak…

İnsan, önce kendini okumalı…

Kendi iç dünyasını, kalbini, niyetlerini…

Sonra hayatı, insanları ve yaşadığı zamanı…

Kitapları okumak elbette kıymetli; ama ondan daha kıymetlisi, okuduklarını anlamak ve yaşamak…

21. yüzyılda, bu kadar dikkat dağıtıcının, çeldiricinin, boş sözün arasında; insana doğruyu, iyiyi ve güzeli gösteren; gece karanlığında kutup yıldızı gibi yön veren insanlara her zamankinden daha çok ihtiyaç var.

Bu köşede, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sözlerinden, davranışlarından ve hayatından dikkatimi çeken güzellikleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Dua edelim ki Rabbimiz, okuduklarımızı anlamayı, anladıklarımızı yaşamayı, yaşadıklarımızı da çevremize en güzel şekilde anlatabilmeyi nasip eylesin.

Siz, dünyada Allahu Teâlâ Hazretleri’nin şahitlerisiniz.

“Allah’ım! Kabir azabından, cehennem azabından, hayatın ve ölümün fitnelerinden, Mesih Deccal’in fitnesinden Sana sığınırım.”

Bir kimse Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e gelerek,

“Ey Allah’ın Resûlü! Bana cennete girmeme vesile olacak bir amel gösterir misiniz?” dedi.

Efendimiz şöyle buyurdu:m “Allah Teâlâ’ya ibadet edersin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazını kılarsın, zekâtını verirsin, yakınlarına iyilik edip onlarla bağını koparmazsın.”

(Amellerimiz ne kadar çok ve ne kadar iyi olursa olsun, cennetin karşılığı olamaz. Cennet ancak Allah’ın lütfu ile kazanılır.)

“O hâlde her biriniz, yarım hurmayla dahi olsa kendisini cehennem ateşinden korusun. Şayet onu da bulamazsa, tatlı bir sözle (korunsun).”

Bir sahabe, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e sordu:

“Ya Resûlallah! Sevap bakımından en faziletli sadaka hangisidir?”

Efendimiz şöyle buyurdular: “Sağlıklı ve ihtiraslı iken, yoksulluktan korkup zenginliği umarken verdiğin sadakadır. Yardım yapmayı erteleyip can boğaza dayandığında ‘Şu kadarını falana, bu kadarını filana verin’ demeyin. Artık o mal senin değil, onların olmuştur.”

“Veren el, alan elden daha hayırlıdır.”

(Bazı anlayışlı kimseler, edebe uygun olması için sadaka verirken ellerini aşağıda tutar, fakirin yukarıdan almasını sağlarlar.)

Dünya işlerinin elde edilememesinden dolayı “Eyvah! Şöyle olsaydı, böyle olmazdı…” demek, mekruhtur.

Çünkü bu, Cenâb-ı Hakk’a tevekkülün ve kadere olan inancın zayıflığından ileri gelir.

Mekke’nin Fethi Günü

Mekke feth edildiği gün, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri hepimize şöyle hitap etti:

“Artık bundan böyle hicret yoktur. Ancak cihad ve iyi niyet vardır. Siz hak yolunda toptan savaşa çağrıldığınızda, savaşa çıkınız.”

Çünkü İslam diyarı olan bir yer, artık ebediyen küfür diyarı olamaz.

Oruç ve Doğruluk

Ramazan’da yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmayan kimsenin,

‘Oruçluyum’ diyerek sadece yemeyi ve içmeyi bırakmasına Allah’ın bir ihtiyacı yoktur.

Efendimiz şöyle buyurdu:

“Salih amellerden gücünüzün yettiği kadarını yapın. Çünkü Allah usanmaz, ama siz usanırsınız.”

Bir Anne ve Dua

Ümmü Süleym, oğlu Enes için özel bir dua istedi Peygamber Efendimiz’den.

Efendimiz de dünya ve ahirete dair hiçbir hayırlı şeyi dışarıda bırakmadan şöyle dua etti:

“Allah’ım! Ona mal ve evlat ihsan et. Hem malını hem de evladını bereketli kıl.”

Dosdoğru Olmak

“Dosdoğru olmaktan daha büyük keramet olmaz.”

Olağanüstü halleri gören bazı kimselerden, hiçbir şey görmeyip de istikamet üzere yürüyenler daha hayırlıdır.

Gecenin Sessizliğinde Bir Duruş

Hazreti Peygamber’in muhterem zevcelerinden Safiyye bint Huyey (r.a.) şöyle anlatır:

Peygamber (s.a.v.) itikâftayken, kendisini ziyaret maksadıyla gece vakti yanına gitmiştim.

Bir müddet konuştuktan sonra beni uğurlamak üzere mescidin kapısına kadar geldi.

Tam o sırada Ensar’dan iki kişi selam vererek yanımızdan hızlıca geçtiler.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.) onlara şöyle seslendi:

“Yavaş yürüyünüz! Bu, Huyey’in kızı Safiyye’dir. Benim hanımımdır.”

Adamlar şaşırarak:

“Sübhanallah, ya Resûlallah! Biz sizin hakkında kötü bir şey mi düşünürüz?” dediler.

Bu sözler Resûlullah’a ağır geldi ve şu hikmetli açıklamayı yaptı:

“Şüphesiz ki şeytan, insanın damarlarında kan gibi dolaşır. Kalbinize bir şüphe düşürmesinden korktum.”

Helal ve Haram Hassasiyeti

“İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, kişi aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna aldırmayacaktır.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.