“El vurup yaramı incitme” doktor!

Ahmet Doğan İlbey

Eskiden hastalar, “Tabibin elinde sümbül yaprağı gibi letâfet bulurdu.” Şimdiki zamanda tabib sıfatını haiz olmayan doktorun elinde inşirah bulan var mı?

 

Devâ bulmaz dertlerin sancıları sarmışsa yüreğinizi doktora mı, şifa ehli tabibe yahut hikmet sahibi bir hekime mi gidersiniz? Nesimi’nin sözüyle, “Her tabib aşka yâr olmaz / ondan sorma ilacı / Lokman Hekim’e sor.”          

 

“Hasta-i gamdır, şifa ister gönül / Dost elinden bir devâ ister gönül” diyerek dertleşebilir misiniz doktorla. Dertten anlar mısın? Dermân nedir bilir misin, sualinin cevabını alabilir misiniz doktordan?

 

Reçete yazma, gönül ve hikmet diliyle yaz ilaçlarını, Latince tahlil terimleri anlatma. Şifa nedir, nerededir, onu anlat bana, diyebilir misiniz?

 

Modern tıp eğitim almış doktor derûnî yaralara sızılara devâ olabilir mi? Varıp yanına hikmet sahibi hekim gibi, “Dert bende, dermân sende” diyerek hasbıhâl edebilir misiniz?

 

EL ÇEK DOKTOR YARAMDAN…                                

Yaranızın sarılamayacağını, derdinize devâ olunamayacağını anlayınca ve çatık kaşlı bürokrata benzeyen doktor yaranızı cihazlarla deşmeye başlayınca, “Değme tabib sızılıyor yaralarım / El değdikçe bozuluyor yaralarım / El çek doktor el çek yaram üstünden / Sen benim derdime devâ bilmezsin” deyip kahretmez misiniz?

 

Bu nidanıza rağmen doktor yaranızı cihazlarda aramaya devam ederse “Gelme doktor sen yaramın üstüne / Gelsin bana bu yarayı açan yâr gelsin / Yaramı sarmaya yâr kendi gelsin / Sen nasıl doktorsun, yaram yürektedir / sarabilmezsin” diye isyan etmez misiniz?

Yaralarımı cihaza bağlama, gönlüne bağla, cihazlara sorma yaramı, gönlüne sor, diyerek çekip gitmez misiniz bir tabib aramaya?       

Modern tıp eğitimi almış doktorun yanına bir ümitle “El vurup yaramı incitme tabip / bir dem sıhhat bulmaz hicrâneler var / dest vurup da derde eylersin dermân / her can kabul etmez virâneler var” diyerek nazlanabilir misiniz?

“Doktor sen elleme benim yaramı / Beni bu dertlere salanı getir” dediğiniz de modern doktor size hazret-i insan olarak bakıp, “Sizi anladım, ben ehil değil değilim, filana gidin” diyebilir mi?

 

İşte böyle azizan! Modern doktor her yaraya çâre olamıyor. Lokman Hekim hikmetine sahip olamayan kâl ehli doktordan şifa beklemek beyhude bir iş! Her derde devâ için doktora minnet etmeye değmezmiş.  

 

Siz en iyisi ehl-i dil bir tabibin veya bir hekimin kapısından girip “Derdim çoktur hangisine yanayım / Yine tazelendi yürek yâresi / Ben bu derde hande dermân bulayım / Meğer dost elinden ola çâresi / Efendim Efendim benim Efendim / Benim bu derdime dermân Efendim” deyin, göreceksiniz yaralarınıza dermân bulmuş olarak çıkarsınız o kapıdan.                                                                                                                                                  ----------------------------------------

KÜLTÜR HAVADİSİ

 

“ULUSLARARASI İSLÂM VE MODEL İNSAN SEMPOZYUMU”

 

KSÜ İlahiyat Fakültesi bünyesinde 26 Nisan 2018 perşembe günü tertip edilen “Uluslararası İslâm ve Model İnsan Sempozyumu” nda İsmail Göktürk dostumuzun “Aliya İzzetbegoviç’in Bakışıyla İnsan ve Medeniyet” konulu, çok fikirli olduğunu bildiğim tebliğine arzu etmeme rağmen cenaze dolayısıyla katılamadım. Aliya’nın insan ve medeniyet anlayışını Türkiye Yazarlar Birliği Şehr-i Maraş Şubesinde, yâni Fikir ve Gönül Dükkânında dinleyeceğiz…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.