Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

Pür-Atatürkçü Megaloman Zeybek’in hezeyanları

Siyaset yolunda çokdönengeçli tabiatıyla tanınan, çok başkalaşıma uğrayan ve kendini sürekli“seleksiyona ”(ayıklama) tâbi tutan Zeybek, bir “Dede’nin” sözünden hareketle “Atatürk evliyadır” deyince, ruhve akıl sağlığının yerinde olup olmadığı hakkında şüphe uyandırdı.

 

“ATATÜRK EVLİYADIR”DİYEN ZEYBEK’İN AKIL SAĞLIĞI ÖLÇÜLMELİ

 

“Evet, Atatürk evliyadır, Allah’a çok yakın bir insandır. Atatürk, birkayısının tadında Allah’ı bulan adamdır. Bir gün çiftlikteki evininbahçesindeki ağaçtan birkaç kayısı koparır. Yerken; ‘Allah bizim için ne tatlaryaratmış’ der. Atatürk’e dil uzatanlara soruyorum: Sen acaba hayatın boyuncayatıp kalktığın namazlarında, Arapça okunanları anlamadan Atatürk’ün tattığı buduyguyu hiç tattın mı? Hiç kayısının tadında Allah’ı buldun mu? Atatürk Kur’anokunduğu zaman anlıyor ve ağlıyordu. Sen hiç bu duyguyu yaşadın mı?”

 

Fakir gibi Atatürkçülükle mücadeleedenleri kastediyor olmalı. Çünkü biz kaysı yiyip üstüne rakı içerek hâşâAllah’ın tadının bulunmayacağına inananlardanız.

 

Medenî Bilgiler Kitabı’ nda “Allah fikrini kabulettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir... Allah fikri, Mısır'dabelli toplumsal süreçlerde ortaya çıktı” diyen M. Kemal’i, komik birargüman olan “kaysının tadında Allah’ı bulduğu” için hidayete ermiş biri olaraktavsif etmesi, akıl sağlığının mutlaka ölçülmesini gerektiren sebeptir.

 

“Bütün düşüncem ve eylemhayatım boyunca M. Kemal Atatürk’ü sevdim ve onu anlamaya çalıştım. Yaptığımkonuşmalarda onu hep anlamak ve anlatmak çabasında oldum” demesi ve  “Hz. İbrahim’in Sümerli bir Türk olduğunu,dolayısıyla Hz. Peygamberin de Türk soyundan olduğunu…” iddia etmesi akılsağlığının yerinde olmadığının bir başka işaretleridir.

 

SÜRREALİST ATATÜRKÇÜ ZEYBEK MASAL ANLATIYOR

 

Gerçeklerle hiçbir ilgisiolmayan, tamamen hayâl mahsulü bir M. Kemal târifi dinlemek istersenizaşağıdaki metni okuyabilir ve 23 Nisan’larda çocuklara anlatabilirsiniz: 

 

“Atatürk kimdir diye sorsalar… Okuyan, okuduğunu anlayan, o derim.Gerçekleri sezendi. Karıncayı ezmezdi, zalimleri ezendi, tuzakları kırandı,oyunları bozandı. Hem tarihi yapandı, hem de dönüp yazandı. Hayatı pahasınabize bir yurt kazandı. Başarılı komutandı, başkandı, düşünürdü, ozandı,milletini çağdaş dünyada gelmesi gereken yere getirmek için devrim yapanAtatürk… Kitaplar yazan, düşünür ve şiirler yazan Atatürk…  Türk Ulusu da onu Atatürk diye andı.  Vatan savunmasında geçen yıllar boyuncasağlığını yitiren ve son olarak Hayat’ı kazanmak uğruna şehit olan Atatürk…”(Anayurt Gazetesi)

 

Sürrealist pür-Atatürkçü bir meczubun târifini sorsalar yukarıdakisatırların sahibini gösterebiliriz. Sormazlar mı? Karıncayı ezmeyen bir insan,nasıl oluyor da en yakın cephe arkadaşlarını hukuksuz İstiklâl Mahkemeleri’ndeyargılatıyor, millet temsilcisi âlimleri idam ettiriyor?   

 

M. Kemal zamanında câmilerin yıkıldığı sorusuna "Camiye tapmayınputçuluktur, bir binadır, ihtiyaç olunursa yıkılır" şeklinde cevap veriyorki onun zihin travması geçirdiğine ve şizofrenik zihin yapısına sahip olduğunahükmedebiliriz.

 

İNSAN AKLINI VE AYDINLANMAYI KUTSALLAŞTIRIYOR…

 

İslâm’a bazen pozitivistseküler karışımı, bazen de “deist” (yaradancı) felsefî görüş nokta-ı nazarındanbakıyor:

 

“Bilim bilinci bizim hâlâulaşamadığımız bir şeydir. Bilimlik bilgileri istidlal yani akıl yürütmeyoluyla ilerletiriz ki bu da felsefedir. Felsefi bilgi bilime önderlik yapar.Filozof bir görüş ortaya koyar. Hayata bakarken insan aklının kutsallığı ve buaklın bilimlik yöntemlerle genişletilmesi gerektiğini düşünerek, ‘bildiğim herşey yanlış olabilir, doğruyu bilim yolundan giderek bulmalıyım’ demek bilimbilincidir. Bu bilimin önünde hiçbir engel tanımamaktır. Mustafa Kemal de Hz.Muhammed Mustafa da hatta bilginlerin kendileri de bilimin önüne engel olarakkonulmamalı. Bugün Batı karanlıktan kurtulduysa, Aydınlanma başladıysa busayededir.”

 

Aklı kutsallaştıranpozitivist Avrupa’nın medeniyet anlayışının zemini olan bilim ve aydınlanmayısavunan birinin mukaddesatçı ve milliyetçiliğinin imajdan ibaret olduğuanlaşılmıyor mu? Bilim ve aydınlanmanın dini dışlamak mânasına geldiğimalûmdur.

 

TÜRKLERİN DİNİ “GÖKTANRI DİNİYLE BAĞDAŞAN” ŞERİATSIZBİR İSLÂM OLMALIYMIŞ

 

Son derece yanlış yorumladığıAhmet Yesevî’nin tasavvuf ekolünü Atatürkçü laik Cumhuriyetle sentez yapmayaçalışması zihninin ârızalı olduğunun bir başka delilidir. Her sözünün başında,“Yesevî, Türklerin başöğretmeni, Türklere dosdoğru Müslümanlığı öğretti. Türktöresiyle Türklerin alışageldiği Gök-Tanrı dinini bağdaştırdı…” diyen veKemalist İlahiyatçı Yaşar Nuri’den “çok şey öğrendiğini” söyleyen birininTürkiye’de siyasî ikbali olabilir mi?

 

İslâm’la Atatürk arasında çelişki görmek mümkün değil”diyen birinin ilmî ve fikrî müktesebatının olduğunu söyleyebilir miyiz? Zeybekşu sözleriyle seküler-Şaman karışımı bir Türkçü olup çıkıyor ki ne olduğunu tamolarak kestirmek mümkün değil. Çünkü sürekli seleksiyona (ayıklanma) uğruyor.

 

“TÜRKİYE’DEKİ İSLÂMARAP İSLÂM’IYMIŞ”

 

Ona göre, “EşariNakilciliğini dogmalaştırıp, İslam diye topluma dayatanlar… ülkemizi yenidenkaranlık bir yola sokmuşlardır.” Bu “karanlık yol” dan çıkıp, Göktanrı dini ileyorumlanmış İslâm’ın Atatürkçü bilim ve akıl ile birleştirilip “reform yapılmışbir din” yoluna girmek gerekmiş. Belli olan şu ki, Türkiye’deki Müslümanlarınyaşadığı İslâm’a “Arap İslâm’ı” diyerek inanmadığını ima ediyor ve ehl-i Sünnetanlayışına sahip Türkiye’deki çoğunluğa “Arap İslâm’ıyla bilinçleri kararanlar”diyerek ehl-i Sünnet inancına sahip olmadığını da ihsas etmiş oluyor. İştedelili:

“Hoca Ahmet Yesevi, Türk töresiyle, eski Göktanrı dininiinanç ve ritüelleriyle, İslam tasavvufunun Hallacı Mansur yorumunubirleştirerek ortaya Türk İslam’ını koyan insandır. Göktanrı dini aslında hepyaşamaktadır. Türkler hangi dine girerse girsin, Göktanrı dini onun içindeyaşar. Fakat bugün Türkiye’de Arap İslam’ıyla bilinçleri kararanlar var. Buinançta Gök sonsuzdur, yaratıcıdır, onun dışında hiçbir şey yoktur ve o herşeyin, her zerrenin içindedir. Göğün var ettiği ve Gökten olan her şeye deinsanlar iyilik yapmalıdır. Türk İslam’ının Arap İslam’ından farkları vardır:Bir, herkesin anlaması için Türkçedir. İki, kadını dışlamak yoktur. Sohbettekadın ve erkek birliktedir. Ahmet Yesevi Türk Müslümanlığıdır. O, Arapİslam’ına karşı Türk Müslümanlığını savunmuştur”

 

TÜRK MİLLİYETÇİLERİNE“GÖKTANRI DİNİNİ” ANLATMASI

 

Semavî bir dinmiş gibi, sanki islâm’ın temelleriymiş gibi habire“Göktanrı inancının temelleri” ni yazıyor. “Göktanrı, sonsuz boyuttasonsuzluktur. Sonsuz güç o’nundur, gökler, yer ve insan bir bütündür.  Var olan her nesneyi kapsar. O’nun dışındahiçbir varlık yoktur. O her yarattığının içindedir. Göktanrı’nın yeryüzündekien üstün görüntüsü insandır. Hayvanlar, ağaçlar, bitkiler, cansız denilennesneler, hava, su, toprak ve ateş… Güneş, yeryüzüne Göktanrı’nın en büyük veönemli görüntüsüdür. Güneşin ışığı göktanrı’nın nur’undandır” şeklinde tabiatve metafizik sentezinden oluşan yüzlerce madde sayıyor. (Anayurt Gazetesi)                                                                                                   

                                                                                                                                             Tevhidîislâm anlayışıyla hiçbir ilgisi olmayan ve Panteizme benzer bir inanç motifiolan Göktanrı inancını Türk gençleri için yeniden yazdığını söylüyor. Malûmdurki “Panteizm”, deiz­mi aşan ve Yaratıcı ile kainatı bir ve aynı kabul edengörüştür. Felsefede “tümtanrıcılık” demektir.

                                                                                                                         “GÖKTANRI DİNİYLEYORUMLANMIŞ İSLÂM” I SAVUNUYOR                                                                                                                                                                                     

                                                                                                                                         Akl-ı meaş sahibiZeybek’e göre “Göktanrı dini Türklerin içinde hep yaşıyormuş. Hakiki İslâmGöktanrı diniyle yorumlanmış olan Yesevî ve Hac-ı Bektaşî Velî’nin yoluymuş.Kemalist Cumhuriyetin projesi olan “Türk Müslümanlığını” savunması ve “TürkMüslümanlığının Arap İslâmlığından farkı, Türkçe olmasıdır” demesiyleKemalistler ve Ziya Gökalp gibi Türkçe ezan taraftarı olduğunu ihsas ediyor.Zavallının Türklük anlayışı gibi İslâm anlayışı ârızalıdır.

 

Türk Solu” dergisindeki mülakatında, Türklüğü M. Kemal’in Nutuk’undan,İslâm’ı da “üstadım” dediği Âlevî-Bektaşî dedesi Hacı Ahmet Kayhan’danöğrenmiş. Bu kusuruyla kalmıyor, “İslam’ı doğru anlayan, Türklüğü doğru kavrayan ve Atatürk’ü de iyiokuyan bir insanım” diyerek övünüyor ki bu katmerli kusur onu iflah etmez.

 

ZEYBEK, TÜRKÇE KUR’ANTARAFTARIDIR

 

“Kuran Türkçe okunabilir. Peygamber buna izin vermiştir. Onun zamanındaFarslar, Farsça namaz kılmışlardır. Fatiha Suresi Farsçaya çevrilmiştir.Gerçekte namazda Fatiha okumak bile zorunlu değildir. Namaz Tanrı’ya yakarmadırona yönelmedir aslında. Bizim vahdet inancımıza göre insan da bir anlamdaTanrı’dır. En azından Tanrı’dandır…”

 

Her tarafı eğri büğrü bu sözlerinin neresini düzeltelim? Kılavuzu ZiyaGökalp ve M. Kemal olan Zeybek, “Yeni Türkçülüğün Esasları adında bir kitaphazırlıyorum” diyor ki, eklektik ve sentezci yapıdan bir türlü kurtulamayanTürk milliyetçilerinin vay hâline!
-------------------------------------

KİTAPSEVERLERİNEHUZURUNA ÇIKMAK    

Eyazizan! Şehr-i Maraş’ta yazar Haki Demir tarafından kurulan Fikir TeknesiYayınları’nın kısa sürede yayınladığı elliden fazla fikir ve kültürkitaplarından bahsetmiştim. Şu dünya telaşı içinde hiç aklımda yokken nâçizyazılarımız Fikir Teknesi Yayınlarınca kitap zarfına sokularak okuyucu huzurunaçıkarılacak. 12-21Aralık 2014 tarihleri arasında K. Maraş 1. Kitap ve KültürFuarı’nda stand açan Fikir Teknesi Yayınları arasında okuyucuya huzurunaçıkacak nâçiz kitaplarımızın adını sorarsanız şöyledir: 1-Aldatan Cumhuriyet,2-Kemalist Cumhuriyetin Zulümleri, 3-Cumhuriyetin Karanlık Yılları, 4- MilletÜstüne Düşünceler, 5-Müslüman Doğulu’nun Derûnu, 6- Bir Hüzünkârın ÖmürDefteri, 7-Dil Kapısı’nda Yazılanlar

Yayınevisahibi Haki Demir ve Marmara gâzisi güzel dost eğitimci Nuri Yıldız beylerinifadesiyle “Fikir Teknesi’nin kitapları, standında öksüz kalmasın, başındabulunmak gerek…” deyince hüzünlendim. Bundandır ki,  12 Aralık 2014 Cuma günü ve aksilik olmazsabazı günler Fikir Teknesi Yayınları standında fikirli çaylar eşliğinde fikirehli dostlarımızın yolunu gözleyeceğiz.

Nuri Yıldız, Ömer Karayılan, Metin Acıpayam, SerkanGencel, Mustafa Aslan, Editör Adnan Köksöken’in emekleri geçen Fikir TeknesiYayınları’nın okuyucu huzuruna çıkacak diğer kitapları şunlardır:

Haki Demir’e aityayınlar: 1-İslam Medeniyet Tasavvuru-1 / Terkip ve Tefekkür,2-İslam Medeniyet Tasavvuru-2 / İnşa Muhafaza Tecdit, 3-İslam MedeniyetTasavvuru-3 / Şehir ve Medeniyet, 4-Medeniyetin Göç Vakti, 5-Anlayış veTefekkür, 6-Zaman Mekan Varoluş, 7-Hilafet Dört Halife ve Devlet İdaresi,8-İslam Maarif Anlayışı-1 / Temel Telakki, 9-İslam Maarif Anlayışı-2 /Ruhi-akli süreçler, 10-İslam ve Teşkilat, 11-Karz-ı Hasen Müessesesi,12-Fethullah Gülen’in Fikir Hilesi, 13-Akl-ı Selimin Farkı, 14-AkılNedir?,15-Aklın Teşekkül Süreci, 16-Akıl İnşası-1-Nazariyat, 17-Akılİnşası-2-Tatbikat, 18-Şahsiyet, 19-Şahsiyet Olamamış Kişilik Tipleri, 20-ZekaŞahsiyet Hayat, 21-Dirayet ve Mukavemetin Ruhi Kaynakları, 22-Dirayet MukavemetHayat, 23-İhtilal, 24-İhtilal Liderliği, 25-İkinci Kurtuluş Savaşları Çağı, 26-Değişim Süreçlerinin Tabiatı, 27-Batı Çöküyor, 28-Filistin Davası ve Büyükİsyan, 29-İslam Birliğinin İçtimai Altyapısı, 30-Büyük Kavga, 31-TürkiyeKendisiyle Hesaplaşıyor, 32-Türkiye Yol Ayrımında ,33-Düşünce ve SiyasetinSeviyesizliği, 34-Düşüncenin Savruluşu, 35-İnsan Zihninin Ana Haritası,36-İnsanın Keşfi, 37- Muhteşem Terkip İnsan, 38- Değişim Devrim ve SosyalHareketler, 39-Reşit Akıl, 40-Siyasetin Patlaması, 41-Sistemin İdeolojikSınırları, 42- İnsandaki İnkişaf Seyri, 43-Güçlü Akıl,                                                                                                                44- Hilafet / DörtHalife ve Devlet İdaresi: Nuri Yıldız-Haki Demir müşterek yayını,                          45- Karz-ı HasenMüessesesi: Adnan Köksöken-Haki Demir müşterek yayını,                                     46-Pazartesi Yalnızları (şiir): Ömer Karayılan,                                                                                47- Medeniyetimizin Büyük Dehası-Necip Fazıl Kısakürek: Metin Acıpayam

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.