Hüseyin Yılmaz

Hüseyin Yılmaz

Mehmed Zâhid Kotku (Rh.A.) Hocaefendi’ye göre değişim ve farkındalık

Mehmed Zâhid Kotku (Rh.A.)Hocaefendi’ye göre değişim ve farkındalık…

20. yüzyılınmürşidi kâmillerinden Mehmed Zâhid Kotku (Rh.A.) Hocaefendi’yi, dünyayıteşriflerinin yıldönümünde saygı ve hürmetle yâd ediyoruz.


Bir değişim ve dönüşüm, aynı zamanda farkındalık ve feraset bilimi olantasavvufun önde gelenlerinden ve son devrin önemli temsilcilerinden olan MehmedZâhid Kotku (ra) Hocaefendi’de değişim ve farkındalık fikrini incelemeye gayretedeceğiz.

Değişim;ister kemal, isterse zeval şeklinde olsun, varlıkların ve eşyanın tabiatındavar olan bir unsurdur. Mevsimler değişir, gün döner, canlılar büyür, yetişir,ölür, taşlar bile selin rüzgârın marifeti ile yer değiştirir, netice olarak herşey değişme, ilahi kanununa tabi olarak değişir. İnsan ise bütün varlıklardanfarklı bir durumdadır. Kendisine verilmiş olan akıl ve iradesi sayesinde, sahipolduğu değerler, inançlar, ülküler, kişilikler, alışkanlıklar, davranışlar, içve dış tesirlerle değişimlerin arkasında sürüklenen bir uydu değil, kendisinive toplumu değiştirip yön verecek durumda ve sorumluluğundadır. Elbette bunetice, bireyin farkındalık seviyesi ve değişim isteğindeki oran nispetindedir.

İslam,değişimden yanadır, fıtrata uygun ve tevhit merkezli bir değişimi istemektedir.Bu sebebe binaen Allah kullarına kendilerini değiştirebilme kabiliyetlerini,aklı, iradeyi, düşünme ve tercih edebilme yetenek ve salahiyetini vermiştir.

M. ZâhidKotku Rahmetullahi aleyhin “Bu dünyada insan muhayyerdir. İstersen cennet yoluna,istersen cehennem yoluna gidersin”1cümlesi ile özetlediği bu hürriyeti veren iseAllah’dır. Yani “sünnetullah” adı verilen, sürece yayılmış, tarihsel vetoplumsal değişmeye “Kuvvet ve kudreti ihsan eden, insanı günden günetekâmüle ulaştıran ve bu gün fezalarda dolaştıran, aylara kadar götüren, ohavasız semâ tabakalarını aştıran kudretin sahibi Allah-u Teâlâ’dır”2

İslaminsanları irade sahibi kılmıştır ama başıboş bırakmamıştır. İslam dini ahlâkadair birçok emirler buyurmuş, yasaklar koymuştur. Sayısız dinî-ahlâkîsorumluluk ve vecîbeler emredilmiştir. İnananlar şüphesiz bunları görmezliktengelemez, ihmal edemez, değiştiremez, reddedemez.3Her türlü girişim, değişim, dönüşüm vs. bu çizilen çerçeveye uygun olmakmecburiyetindedir.

Mehmed ZâhidKotku Hocaefendi, Tasavvufi Ahlak eserinde şu tavsiyede bulunmaktadır:

Vefakâr, dürüst, yardımsever, merhametli, şefkatli, cesur, âdil,anlayışlı, hassas, fedakâr, sabırlı, affedici, mütevazı, sebatkâr, çalışkan,hayırlı... vs. bir kimse olmak mecburiyetindeyiz. Bunlara aykırı bir sistemeuyamayız, değer hükümlerimizi tersyüz edemeyiz. Hakiki bir Müslüman olarak,İslâm dışı bir ahlâk anlayışına tâbi olmamız imkânsızdır; inancımıza zıttır.4

 

CEHD

Kişinin imanetmesiyle başlayan değişim süreci bununla sınırlı kalmaz, o her tevbe-i nasuhile birlikte yeni bir değişim sürecine intikal eder. İslam tarihinin en çarpıcıdeğişim manzaraları asr-ı saadette bizzat ashab-ı kiramın hayatlarındagözlemlenebilmektedir. Nebevî davet ile ilk Müslümanlar her bakımdan değişmiş,yepyeni bir kimlik ve kişiliğe bürünmüştür. Bireylerin değişimi ile yenimü'minlerden "örnek ve temiz toplum modeli" inşa edilmiş, toplum dadeğiştirilmiştir. Bütün bu değişim zaferi, şiddetli bir cehd, çalışma ve gayretneticesinde mümkün olabilmiştir. M. Zâhid Kotku Hazretlerine göre değişim,müsbettir yani terakki kelimesi ile tarif edilir. Terakki ise lütuf ile değil,kahır iledir5,ancak azim ve çalışma ile ele geçer ki insan buna kabiliyet sahidir:

İnsanda olan melekiyyet ruhdan ibarettir. Terakkî ve tedenniyekâbiliyyetlidir. ….Bir kimse Hak yolunu bilse de ona sa’y etmese, şiddetli azâbile muazzeb olur. O da firkat azabıdır.6Mücâdele ve mücâhede de, aklımızın ermediği nice bin hikmetler vardır. Enbasîti, mücâhede olmasaydı, bugünkü gördüğümüz terakkiyatın hiç biri olmazdı.İnsanları bu çalışmalara sevkeden en büyük âmil, insandaki üstünlük arzusununmeydana getirdiği, mücâhede ve mücâdele gayretinin bir neticesi ve birsemeresidir.7İbadette tekâmül ise o da yine mücâhede ve mücadeleye bağlıdır. Mücâhedelerdede dâimî bir sebat ister, yoksa ufak bir ihmal veya nefsin arzusuna muvâfakat,insanın çok yükseklerden bile düşmesine sebep olabilir.8

 

EMEL

Değişimolumlu ve olumsuz istikametleri takip edebilir. Ancak burada söz konusu edilenyukarıda da ifade edildiği üzere fıtrata ve tevhid inancına uygun, müsbetgelişme yani terakkidir. Terakki manası yüklendiğinde değişmenin ilk ihtiyacıulaşılabilir, arzulanır bir hedef belirlemektir. M. Zâhid Kotku Hocaefendi dedeğişim ve ilerlemeyi emel sahibi olmaya bağlar ve Tasavvufi Ahlak eserindebunu şöyle ifade eder:

Emelsiz yaşamak imkânı yoktur. İster az, ister çok, insan herhalde biremele muhtaçtır. O olmazsa hayat hiçbir veçhile terakki edemez; insanlar Âdemaleyhisselam devrini yaşamaktan kurtulamazlardı. Bugünkü medeniyet vasıtalarıda hep emellerin mahsulüdür.” 9

1 Ana-Baba Hakları, s. 88. 

2 Tasavvufi Ahlak 2, s. 28. 

3 Tasavvufi Ahlak 1, s. 5. 

4 Tasavvufi Ahlak 1, s. 5. 

5 TA 2, s. 7. 

6 TA 2, s. 8. 

7 TA 4, s. 180. 

8 TA 3, s. 137. 

9 TA 4, s. 221 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.